Retina göz küresinin içini kaplayan ışığa duyarlı bir doku tabakasıdır. Görme eylemini gerçekleştirmek için beyne mesaj gönderen sinir hücrelerinden oluşur. Birçok retina hastalığı vardır ve bunlardan biri de retina yırtılmasıdır. Retina yırtılması maalesef önlenemez. Ancak erken fark edilip yırtık onarılırsa üzücü sonuçlarla karşılaşma olasılığı ortadan kalkar. Bu nedenle şimşek çakması ya da uçuşan karanlık noktalar gibi belirtiler fark edildiğinde hiç vakit kaybetmeden bir göz doktoruna gidilmelidir. Başlıca tedavi yöntemleri lazer ve donma tedavisi ile vitrektomi gibi cerrahisidir. Diğer retina hastalıklarının ise bazıları tedavi edilebilirken bazıları tedavi edilemez ve hastalara yardımcı optik cihazlar önerilir.
İçindekiler
Retina, göz küresinin içini kaplayan ince ve saydam sinir dokusundan oluşan bir tabakadır. Işığa ve renge duyarlıdır, algıladığı ışığı optik sinir yoluyla beyne gönderen milyonlarca hücreden oluşur. Fotoreseptör hücreler tarafından toplanan bilgileri işler ve bunları optik sinir ile beyne gönderir. Retina görme yetisi için hayati öneme sahiptir; bu alanda oluşan hasar körlüğe neden olabilir.
Retinanın görevi ışığı ve renkleri algılayıp sinir hücreleri aracılığıyla beyne göndermektir. Retina, göz merceği tarafından odaklanmış ışıktan bir resim oluşturur, bunu ne olduğuna ise beyin karar verir. Retinanın merkezinde bulunan “makula” okuma, sürüş, görüntüleri detaylıca algılama gibi keskin, net ve merkezi bir görüş sağlar. Sağlıksız ve işlevini yitiren bir retina görme kabiliyetini etkileyebilir, hatta zamanla körlüğe bile yol açabilir.
Göz tansiyonu (Glokom) nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi
Retina yırtılması (retina dekolmanı) genellikle göz küresinin içini dolduran jel-sıvı kıvamındaki saydam doku vitre ile ilişkilidir. Retinaya birkaç yerden sıkıca bağlı olan bu doku herhangi bir sebeple büzüştüğünde retinayı çekiştirerek retinanın delinmesine veya yırtılmasına yol açar. Böylece vitre bu yırtıktan sızarak retinayı göz duvarından ayırmaya başlar. Bu olay retina dekolmanı olarak ifade edilir ve anlamı da retina ayrılmasıdır. Yani retinanın konumu değişmeye başlar. Bu da merkezi görme kaybına yol açar.
Bunun dışında retina yırtılmasına yol açan risk faktörleri şunlardır:
Retina yırtılması çocuklar dâhil her yaşta görülebilmesine karşın orta yaş (40) ve üstünde daha sık ortaya çıkar. Erkekleri kadınlardan daha fazla etkileyebilir.
Retina yırtılması acil tıbbi müdahale gerektiren bir sorundur çünkü hızlı bir şekilde tedavi edilmezse kalıcı görme kaybına neden olabilir. Bu nedenle belirtilerden herhangi biri üst üste yaşanmaya başlandığında hiç vakit kaybetmeden bir göz doktoruna görünmelidir.
Retina yırtılması şüphesiyle göz doktoruna gidildiğinde göz bebeklerini genişleten bir damla kullanılarak muayene yapılır. Bu muayene ile eğer retinada bir yırtık veya delik varsa hemen tespit edilebilir. Ayrıca doktor retinaya sıvı akıp akmadığını ve aktıysa derecesini saptamak için göz ultrasonu uygulayabilir. Böylece retinadaki yırtığın durumuna göre nasıl bir tedavi uygulanacağına karar verilir.
Retina yırtılması erken teşhis edildiyse iki yöntem kullanılarak tedavi edilebilir:
Her iki işlemde de hasta acı hissetmez. Tedavi ayakta, doktorun muayenehanesinde uygulanabilir ve duruma göre birkaç gün sonra kontrole gitmek gerekebilir.
Eğer retina yırtılması sonucu retina ayrılması gerçekleştiyse retinayı tekrar uygun konuma yerleştirmek için cerrahi müdahale gerekir. Retinayı sabitleme yöntemi retinanın ayrılma durumuna bağlıdır. Uygulanan yöntemler şunlardır:
Bu işlemde gözün orta kısmındaki vitre’ye gaz kabarcığı enjekte edildikten sonra yırtığı onarmak için lazer tedavisi uygulanır. Diğer bir yöntem ise gaz enjekte etmeden önce yırtığı donma tedavisiyle onarmaktır. Bu tedavi göze en az zararı veren basit bir ameliyattır. Doktorun muayenehanesinde lokal anestezi altında ve ayakta tedavi yoluyla uygulanabilir. Hastadan birkaç gün boyunca başını devamlı belirli bir pozisyonda tutması istenebilir. Göz kabarcığı 15 gün ila 2 ay arasında kaybolur. Bu süre boyunca doktor izin verene kadar uçağa binilmemesi gerekir.
Bu tedavi retinayı yerinden çeken kuvveti önlemek için gözün dışına, beyaz kısmına (sklera’ya) esnek bir bant (skleral toka) yerleştirmeyi içerir. Genellikle retinanın altındaki sıvı boşaltılır ve retina nazikçe itilerek normal konumuna yerleşmesi sağlanır. Bu müdahale ameliyathanede lokal veya genel anestezi altında uygulanır. Hasta ameliyat sonrası evine dönebilir.
Bu cerrahi müdahale ciddi boyutlardaki retina ayrılmalarını tedavi etmek için en sık kullanılan yöntemdir ve ameliyathanede lokal ya da genel anestezi altında yapılır. Bu işlemde sklera’ya (gözün beyaz kısmına) küçük bir kesi atılır. Daha sonra gözün orta kısmını dolduran vitre’yi çıkarmak için göze küçük bir alet yerleştirilir. Alınan vitre yerine retinayı yeniden bağlamak içingöze genellikle gaz enjekte edilir. Enjekte edilen gaz retinayı tekrar göz duvarına doğru iter.
İyileşme sürecinde göz, gazı kademeli olarak değiştiren ve gözü dolduran yeni bir sıvı üretir. Hastanın gözüne gaz kabarcığı yerleştirildiyse doktor hastanın başını bir süre özel bir pozisyonda tutmasını isteyebilir. Doktor gaz kabarcığının tamamen gittiğini söyleyene kadar uçağa binilmemesi ve yüksek rakımlı yerlere gidilmemesi gerekir.
Astigmat nedir? Neden olur? Astigmatın belirtileri ve tedavisi
Çünkü yükseklikte ani bir artış göz basıncında tehlikelere yol açabilir. Bazen gaz kabarcığı yerine yağ kabarcığı kullanılabilir ancak bunların belli bir süre sonra gözden çıkarılması gerekir. Yağ kabarcığı uygulandıysa uçağa binmekte bir sakınca yoktur. Ayrıca bazı vakalarda virektomi tedavisi skleral çökertme tedavisi ile birlikte uygulanabilir.
Ayrılmış retina ameliyatları bazen ikinci bir müdahaleye ihtiyaç duyulmasına rağmen genellikle yüzde yüze yakın başarılı sonuçlar verebilir. Retina ayrılması makula ayrılmadan önce tedavi edilirse daha iyi sonuçlar alınabilir. Görme kabiliyetinin düzelip düzelmediği ameliyat sonrası tahmin edilemeyeceğinden sonucu görmek için birkaç ay beklemek gerekir.
İyileşme uzun sürebilir ve bazı vakalarda hiçbir zaman tamamen geri dönüş yaşanmayabilir. Son derece ilerlemiş retina ayrılmaları ise maalesef tedavi edilemeyebilir ve görme kaybı günden güne artarak körlükle sonuçlanabilir.
Retina yırtığı ne yazık ki önlenemez. Ancak rutin göz kontrolleri ihmal edilmezse erken aşamadaki retina yırtığı teşhis edilerek acil önlemler alınabilir. Böylece retina ayrılması gerçekleşmemiş olur. Ayrıca retina yırtığı belirtileri yaşandığında üzücü bir sonuçla karşılaşmamak için bir an evvel göz doktoruna başvurulmalıdır.
Makula dejenerasyonu (AMD), ilerleyen yaşa bağlı olarak retinanın merkezi makula’daki hücrelerin ölmeye başlamasıdır. Keskin, merkezi görüşü yok eden bir hastalıktır. Genellikle 55-60 yaş üstü insanlarda görülür. Belirtileri bulanık görüş, düz çizgileri çarpık görme ve ince detaylara odaklanma güçlüğüdür. Aşamalı olarak merkezi görüşte kayıplar yaşanmaya başlanır. Makula dejenerasyonu kuru ve yaş olarak iki formda ilerler:
Kuru (atrofik) tip, makula dejenerasyonu yaşayan 50 yaşın üzerindeki bireylerin yaklaşık % 80-90’ını etkiler. Nedeni tam bilinemese de yaş tip makula dejenerasyonundan daha yavaş ilerler. Retinanın üzerinde, makula altında, drusen adı verilen küçük beyaz veya sarımsı tortular oluşur ve bu bölgenin zamanla bozulmasına neden olur. Kuru makula dejenerasyonu önce bir gözde gelişse de sonrasında her iki gözü de etkileyebilir.
Katarakt nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Zaman geçtikçe görüşünüz daha da kötüleşebilir, okurken, araba kullanırken ve yüzleri tanırken zorlanmaya başlayabilirsiniz. Ancak bu, görüşünüzü kaybedeceğiniz anlamına gelmez. Tedavisi yoktur ancak erken tanı ve bakım önlemleri görme kaybını geciktirebilir.
Bu tip, bulanık görme veya kör bir noktaya neden olan kronik bir göz hastalığıdır ve yaşa bağlı maküler dejenerasyonu olan bireylerin yaklaşık % 10-15’ini etkiler. Ancak hastalıktan kaynaklanan ciddi görme kaybı vakalarının yaklaşık % 90’ını oluşturur.
Yaş tip yaşa bağlı makula dejenerasyonunda, retina altındaki anormal kan damarları makulaya doğru büyümeye başlar. Anormal oldukları için çatlama, kanama ya da sızıntı yapma eğilimdedirler. Makulaya sıvı ya da kan sızdırırlar.
Bu durum, hızlı ve ciddi bir merkezi görme kaybına neden olabilir. Erken teşhis ve tedavi, yaş tip makula dejenerasyonundan kaynaklı görme kaybını azaltabilir, hatta bazı durumlarda görüşü geri kazandırabilir.
Stargardt hastalığı, makula dejenerasyonunun çocukluk döneminde görülen şeklidir ve kalıtsaldır. Bu hastalığa bağlı gelişen görme kaybına retinanın merkezinde bulunan makula’daki fotoreseptör hücrelerinin ölümü yol açar. Gen mutasyonu ebeveynlerin her ikisinden çocuğa geçer. Başlıca belirtileri merkezi görme kaybı, bulanık görüş, düz çizgiyi eğik görme, loş ışıkta görme ve benzer yüzleri tanıma güçlüğüdür. İleri aşamalarda renkli görme kaybı da yaşanabilir.
Stargardt hastalığının tedavisi henüz bulunamamıştır ancak gen, kök hücre ve ilaç tedavileri dahil umut verici araştırmalar bulunmaktadır. Hastaların dış mekânlarda ultraviyole ışınlarını engelleyici güneş gözlükleri kullanmaları gerekir. Bunun dışında görüş kaybını telafi eden özel optik yardımcılar kullanılabilir.
Retinits pigmentosa (RP), retinadaki hücrelerden gece görüşünü sağlayan rod hücrelerinin bozulmasıyla gelişen ve nadir görülen genetik bir hastalıktır. Başlıca belirtileri gece ya da karanlıkta görme zorluğu ve yan (çevresel) görme kaybıdır. Bazı vakalarda merkezi görme kaybı veya renk körlüğü de yaşanabilir. En yaygın tedavi yöntemi doktor kontrolünde düzenli A vitamini ve Omega-3 gibi yağları içeren dokozahekzaenoik asit kullanımıdır.
Çünkü yapılan araştırmalarla uzun yıllar vitamin takviyesi alımının hastalığın ilerlemesini durdurduğu saptanmıştır. Bunun dışında henüz deneme aşamasında olsa da gen tedavisi ve yapay retina implantları gibi seçenekler hastalığın tedavisine dair ümit vermektedir.
Retinopati retina hasarlarına verilen genel bir isimdir. Retina hasarlarına neden olan hastalıklara göre üç türü bulunmaktadır. En yaygın nedeni diyabetik retinopati’dir. Diğerleri ise tansiyon yüksekliğine bağlı olarak gelişen hipertansif retinopati ve damar sertleşmesi sonucu gelişen arteriosklerotik retinopatidir. Retinopati gelişiminin diğer risk faktörleri hamilelik, yüksek kolesterol ve sigara kullanımıdır.
Diyabetik retinopati, diyabet kaynaklı retinada görülen bozuklukların genel adıdır. Bu hastalık retinanın içindeki küçük kan damarlarına zarar verebilir. Bazı hastalarda retinal kan damarları şişebilir ve sıvı sızdırabilir. Diğer hastalarda ise retina yüzeyinde yeni anormal kan damarları gelişebilir. Bu değişikliklerin her ikisi de görme kaybına veya körlüğe yol açabilir. İlk evrelerinde herhangi bir belirti yaşanmadığından hastalığın varlığı anlaşılmaz. Ağrı yoktur ve hastalık şiddetleninceye kadar görüşte bir değişme olmaz.
Katarakt ameliyatı nasıl yapılır? Riskli midir? En iyi tedavisi nedir?
Bulanık görüş, makula sızan vitre sıvısı nedeniyle şişerken ortaya çıkabilir ve bu duruma maküler ödem denir. Retina yüzeyinde yeni damarlar büyüdüyse görüşü engelleyerek kanama yapabilir. Daha ileri aşamalarda dahi hastalık belirti göstermemeye devam edebilir. Bu belirsiz ilerleme diyabetli insanlar için düzenli göz muayenelerinin ne denli önemli olduğunu açıkça göstermektedir.
Diyabetik retinopati zamanında tespit edilirse lazer cerrahisi uygulanabilir. Gerekirse vitrektomi ameliyatı da yapılabilir. Beraberinde iyi bir bakım ve doktor takibi körlük riskini % 90 azaltabilir. Ancak hastalık ilerlemişse hiçbir tedavi uygulanamaz ve görme kaybı önlenemez.
Diyabet hastasıysanız her yıl eksiksiz göz muayenesi yaptırmalısınız. Sorunları erken bulmak ve tedavi etmek görme yeteneğinizi koruyabilir.
Hipertansif Retinopati hipertansiyonun (yüksek kan basıncının) retinada oluşturduğu hasara denir. Erken evrede belirtiler olmaz. Hastalık ilerlediğinde bulanık görüş ve baş ağrısı belirtileri yaşanır. Hipertansif retinopatinin özel bir tedavisi yoktur. Hastalığın gelişiminin durdurulması hipertansiyonun tedavisine bağlıdır. Hastanın hipertansiyonu tedavi edildiğinde bu hastalık da tedavi edilmiş olur.
Arteriosklerotik retinopati damar sertliğinin neden olduğu bir retina hastalığıdır. Damar sertliğine bağlı olarak retinadaki küçük arterler, göz duvarının kalınlaşması yüzünden kısmen bloke olur. Erken evrede belirtiler görülmez. Bu nedenle damar sertliği rahatsızlığı olan kişilerin düzenli olarak göz muayenesi olması önemlidir. Muayene esnasında bu hastalığa bağlı gelişen bulgular rahatlıkla tespit edilebilir. Hastalığın tedavisi damar sertliği rahatsızlığının tedavisine bağlıdır. Ayrıca bknz: Retinal disorders
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Understanding Retina Health,2- Retinal Diseases and VISION 2020,3- Retinal Diseases,4- Retinal Diseases: Better preaperadYAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?