Psikoz, kişinin gerçeklikle bağı yitirmesi durumudur. Kendi başına bir hastalık değildir, bazı ciddi zihinsel bozuklukların belirtisidir. Psikozda olanlar, sanrı veya halüsinasyonlar yaşarlar. Başkalarının görmediği şeyler görür, duymadığı sesler duyarlar ya da gerçekte doğru olmayan şeylere inanırlar. Bu korkutucu deneyimler psikoz yaşayan kişilerin kendilerine veya başkalarına zarar vermesine neden olabilirler. Bazı hastalıklar, aşırı stres, uykusuzluk, uyuşturucu kullanımı, şizofreni ve bipolar bozukluk gibi bazı psikiyatrik durumlar psikoza neden olabilir. Tedavide antipsikotik ilaçlar, terapi ve sosyal destek birlikte uygulanır.
İçindekiler
Psikoz, insanların bazı özel durumlar yada hastalıklar nedeniyle gerçeklikle bağını kaybetmesi durumudur. Kendi başına bir tıbbi durum olmaktan çok, ciddi zihinsel bozuklukların bir belirtisidir. Psikoz yaşayan kişinin algıları bozulur ve gerçekle gerçek olmayanı ayırt edemez hale gelir. Halüsinasyon ve sanrılar yaşayabilir, var olmayan şeyleri görebilir ya da duyabilir. Bu deneyimler korkutucudur ve psikoz yaşayan kişilerin kendilerine veya başkalarına zarar vermesine neden olabilirler.
Psikozu olan bir kişi ayrıca depresyon, uyku sorunları, anksiyete, sosyal geri çekilme ve motivasyon eksikliği yaşayabilir. Psikoz, şizofreni teşhisinde, başka semptomların yanında, tanımlayıcı kriterlerden biridir.
Anksiyete nedir? Kaygı neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Sanrılar ve halüsinasyonlar, genellikle psikotik nöbetleri olan kişilerin yaşadığı çok farklı iki semptomdur. Bu kişiler genellikle sanrılarının veya halüsinasyonlarının gerçek olmadığının farkında değildir ve bu da onları korkutur ve endişelendirir.
Halüsinasyon; kişinin gerçekte var olmayan şeyleri görmesi, duyması, kokusunu ya da tadını alması veya hissetmesidir. Halüsinasyon yaşayan kişi mevcut olmayan;
Sanrı, bir kişinin gerçek olmayan bir şeye sarsılmaz bir inanç beslediği yanılgı durumudur ve çok farklı çeşitlerde karşımıza çıkabilir. Örneğin; paranoid sanrı yaşayan bir kişi takip edildiğini ya da kendisine gizli mesajlar gönderildiğini düşünebilir. Kötülük görme (perseküsyon) sanrısı olan biri ise birileri ya da bir kurum tarafından öldürüleceğine inanabilir. Grandiyozis (büyüklük) sanrısında ise kişi, peygamber ya da devlet başkanı olduğuna inanabilir.
Psikoz, genellikle psikiyatrik bir hastalığın veya tıbbi bir sorunun belirtisidir. Psikoza neden olabilecek hastalık türleri ve durumlar şunlardır:
Şizofreni nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Nevroz ve psikoz, farklı ruhsal bozukluk türleridir. Nevroz, orta derecede bir zihinsel bozukluğu ifade eder. Bazı zihinsel ve fiziksel rahatsızlıklar ve iç mücadeleler nevroz ruhsal bozukluğunu tanımlar. Psikozun aksine kişiliği etkilemez, halüsinasyonlar ve sanrılar yoktur, kendine zarar verme riski düşüktür. Genelde terapiyle tedavi edilebilir.
Öte yandan psikoz, zihinsel ve duygusal bozukluklarla karakterize büyük bir kişilik bozukluğudur. Halüsinasyonlar ve sanrılar vardır ve ve bunlar sebebiyle hastalar, kendilerine zarar getirecek davranışlarda bulunabilirler. Tedavi ise nevroza göre daha karmaşıktır. Antipsikotik ilaçlar, psikolojik terapi ve sosyal destek birlikteliği ile tedavi edilebilir.
Her psikoz vakası farklıdır ve kesin nedenleri tam olarak anlaşılmamıştır, ancak bazı faktörlerin psikozu tetiklediği düşünülmektedir:
Paranoya nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Psikotik bir bozukluğu teşhisinde önce bir aile hekimine baş vurulabilir. Doktor öncelikle hastanın tıbbi ve psikiyatrik geçmişi hakkında sorular sorar. Ayrıca kullanılan ilaç ya da uyuşturucu maddeler olup olmadığı, hastanın genel ruh hali, iş durumu, halüsinasyon ya da sanrı yaşayıp yaşamadığı sorgulanır. Ardından fizik muayene yapılır. Ardından hastanın fiziksel hastalığı veya uyuşturucu kullanımını dışlamak için kan testleri ve bazen beyin görüntüleme yöntemleri uygulanabilir.
Depresyon nedir? Neden olur? Belirtileri, türleri ve tedavisi
Eğer yaşanan semptomlara neden olabilecek fiziksel bir neden bulunmazsa, kişi bir psikiyatriste veya psikoloğa sevk edilir. Bu uzmanlar, doğru teşhis için duruma özel görüşme ve değerlendirme araçları kullanırlar.
Psikoz, tedavi edilebilen bir durumdur. İlaç, terapi ve sosyal destek kombinasyonuyla semptomlar iyileşebilir ve pek çok hasta normal hayatına devam edebilir. Psikoz yaşayan pek çok insan hastaneye yatmadan, ayakta tedavi görür.
Bazen psikoz yaşayan insanlar tedirgin oldukları için kendilerine veya başkalarına zarar verebilirler. Eğer bu risk varsa onları hızlı bir şekilde sakinleştirmek gerekir. Hastanede uygulanan bu yönteme hızlı sakinleştirme denir. Bir doktor veya acil müdahale personeli, hastayı hızla gevşetmek için hızlı etkili bir enjeksiyon veya sıvı ilaç uygular.
Psikoz tedavisinde kullanılan antipsikotik ilaçlar, halüsinasyonları ve sanrıları azaltır ve insanların daha net düşünmelerine yardımcı olurlar. Ancak altta yatan hastalığı tedavi etmezler. Bu ilaçlar beyin hücreleri arasında mesajlar ileten bir kimyasal olan dopaminin etkisini bloke ederek çalışırlar. Ağızdan veya enjeksiyon olarak alınabilir.
İlaçların türü, semptomlara göre belirlenir. Çoğu durumda, kısa süreli ilaç kullanımı yeterli olur. Genellikle birkaç saat sonrasında kaygı hissini azaltabilir, ancak halüsinasyonlar veya sanrılar gibi psikotik semptomları azaltmak birkaç gün veya hafta sürebilir. Şizofreni hastaları ömür boyu ilaç kullanmak zorunda kalabilir.
Antipsikotik ilaçların uyuşukluk, titreme, huzursuzluk, kas spazmları, baş dönmesi, kabızlık, cinsel isteksizlik, kilo almak, ağız kuruluğu gibi yan etkileri olabilir. Bu yan etkiler herkesi farklı etkileyebilir. Özellikle epilepsi hastaları ve kardiyovasküler hastalığı olan kişiler kullanıyorsa yakından izlenmelidir.
Doktorlar genellikle yan etkileri daha az olduğu için ve daha iyi tolere edilebildiği için yeni nesil psikoz ilaçlarını (aripiprazol, brexpiprazole, klozapin, iloperidon, lurasidon vb.) tercih etmektedirler.
Bilişsel davranışçı terapi, düşünce ve davranışları değiştirmek amacıyla bir akıl sağlığı danışmanıyla düzenli olarak görüşmek anlamına gelir. Amaç, hastanın sıkıntısını azaltmak, kontrol hissini yeniden kazanmasını sağlayarak işe veya eğitime geri dönmesini teşvik etmektir. BDT yaklaşımı insanların kalıcı değişiklikler yapmalarına ve hastalıklarını daha iyi yönetmelerine yardımcı olabilir. Özellikle ilaçlarla tamamen çözülmeyen psikotik belirtilerin tedavisinde yararlıdır.
Psikoz yaşayan hastalara bakım ve destek veren aile üyeleri için bu süreç zor ve stresli olabilir. Aile terapisi hem piskozlu hastanın hem de ona destek olmaya çalışan ailesinin durumla başa çıkmasına yardımcı olmanın etkili bir yoludur. Terapi 3 ay ya da daha uzun sürebilir. Toplantılarda, hastanın durumu ve gidişatı, mevcut tedaviler, hastaya destek yolları ve sorunların pratik çözümleri üzerine konuşulur.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?