“Bütün sıkıntıların, içe atılan, ifade edilmeyen duyguların bir şekilde dışavurumu şart… Duygularla yüzleşmenin ve olumsuz duyguları zayıflatmanın en kestirme yolu onları bir şekilde ifade etmektir. Mesela kötü bir evliliği nihayet son erdirmeye karar vermişsinizdir diyelim. Bu kararı almak uygulamaya sokmak ve sonrasındaki geçiş dönemi size oldukça stresli, gerilimli bir süreç yaşatabilir. Geçici bir stres, gerilim olsa da sağlığınız için risk oluşturabilir.
İçeride dönüp duran duyguları ifade etmek, dışa vurak gerektiğini her zaman söylüyoruz ve fakat bunun etkili yollarından biri de yazmak… Bu endişeleri ve korkuları anlatı yazılarıyla dışa vurmak, uzun vadeli zararları önlemeye bir terapist kadar yardımcı olabilir.
Eğer bir şey kafanızda kalırsa ve bunu tekrar etmeye devam edersiniz, kendinizi yiyip bitirirsiniz. Ama kalemi sayfaya koyduğunuz zaman içinizdeki kemirgenlik yok olacaktır.
Düşüncelerinizi kağıda dökmek, duygularınızı kontrol etmenize yardımcı olur. Yazdıkça içinizi kemirip giden şeyler dağılacaktır. Günde en az 15-20 dakika yazmalısınız. Yazdıkça daha az endişeli ve daha az depresif hissettiğinizi farkedeceksiniz.
Bütün bu birbirinden ayrı bilgi parçalarını ele alıyorsunuz ve bir araya getiriyorsunuz. Bu anlatı, bu deneyimin sizin için ne ifade ettiğini anlamanıza yardımcı oluyor. Yazdıkça zihniniz sakinleşiyor, gevşeme etkisi yapıyor. Hikaye anlatmanın büyüsü, yaşananlar hakkında bir karar vermenize yardımcı oluyor. Somut olarak yazıya dönüştürmek soruna karşı sizi aktif bir pozisyona sokuyor.
Ayrıca bağışıklık sisteminizin de çok daha güçlü olduğunu göreceksiniz. Yazı yazmanın vücutta yarattığı değişikler araştırılmış ve karaciğerin daha iyi fonksiyonlar göstermesine kadar çeşitli faydalar bulunmuştur. Bu araştırmalar, ayrılıktan sonra kendi hikayenizi anlamlı ve yaratıcı bir şekilde yazmanın kardiyovasküler sisteminizin daha iyi çalıştıracağını gösteriyor.”
Psikolojik travma sonrası sağlıklı insanlarda geçici tepkiler oluşması normal
– Sinir, hazmedememe, üzüntü gibi olumsuz duygular içinizde savurup atamayacağınız bir yüke dönüşmeye başlamışsa elinize kalemi kağıdı almalısınız.
– En az 15 dakika boyunca yazmalısınız, bunun için zaman ayırın.
– Gün içinde içinizde yükselen duyguları da olabildiğince eşzamanlı yazabilirsiniz, vaktiniz yoksa, içinizden geçenleri kafanızda dönüp duran düşünceleri , hissettiklerinizi ilk fırsatta yazıya dökmelisiniz.
– Duyguları yazmalısınız; bir olaya bağlı ise elbette olayı da anlatırsınız, fakat sıkıntıyı nasıl hissediyorsanız onları mutlaka yazmalısınız.
– Edebi bir üslup olması gerekmiyor, kopuk da olsa, basit cümleler de olsa yeterli, içinizden geldiği gibi yazın.
– Kendinize sansür uygulamayın, hiç durmaksızın en az 15 dakika sorunla ilgili bütün hisleri, çağrışımları yazın.
– Yazdıklarınızı terapistinizle paylaşabilirsiniz. Yoksa sorun değil. 4-5 gün sonra ilk yazdıklarınızla o anki durumunuzu kıyasladığınızda daha iyi bir duygusal durumda olduğunuzu gözlemleyebilirsiniz.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?