1970’lerde insan yaşamına giren anti-depresanların işlevi konusunda görüşler hep farklı ola geldi. BBC’nin araştırmasına göre depresyon ve ansiyete konusunda tedaviye başlama yaşı beşe kadar indi. Sarah Dunant’ın babası 1970’lerde sinir krizi geçirip akli dengesini kaybetti. İzleyen günlerde tedavi olarak elektrik şoku uygulandı kendisine. Buhranın yarattığı dengesizlik nedeniyle içine düştüğü karanlık, bedenine iliştirilen iletken elektrik vericilerinden çarpan şoklarla hatırlatılacaktı kendisine.
Prozac’ın farkı neydi?
Depresan, İngilizce depression kelimesinden geliyor; Türkçe’ye ”buhran, bunalım” olarak çevirmek mümkün. Buhranın akli dengelere etkisine karşı kimyasal bir tampon bölge oluşturuyor anti-depresan ilaçlar. Prozac’ın dünyamıza girmesinin üzerinden 25 geçti, bu süre içinde insanların ruhsal sorunlara bakışı da değişti. 1990’larda Prozac diğer ilaçların yapamadığı bir şeyi başardı: Ünlendi ve yaygın şekilde kullanılır oldu. Sıradan insanlar da kullandı Prozac’ı. ”Prozac Toplumu” kitabı bu duruma katkı yaptı. Prozac biraz da onun için günlük dilin bir parçası.
Piyasaya 1988’de çıktı: İlaç ilk olarak 1988 yılında kullanılmaya başlandı, İngiltere’ye ertesi sene geldi. O günden beri rushal sorunlar için ideal yöntem terapi mi yoksa ilaçlı tedavi mi tartışmalarının odağına yerleşti.
“İyi pazarlandı”
”Endişelilik Çağı” adlı bir makaleler antolojisini kaleme alan isimlerden Sarah Dunant “bıçakla kesilir gibiydi” diyor. Kendisi de anti-depresan kullanmış bir dönem, bir süreci öyle geçirmiş. Prozac’ın pekçok tartışmayı da beraberinde getirdiğini ve Prozaclı günler ile Prozacsız günlerin aynı olmadığını düşünüyor. Prozac’lı günlere herkes aynı iyimserlikle bakmıyor. Profesör David Healy “Prozac’ı iyi yapan şey güçlü bir ilaç olması değil, iyi pazarlanmış olmasıydı” diyor.
Bugünlerde ilacın tıklayın yan etkilerinintıklayın olumlu olabileceğine ilişkin haberler de çıkıyor. Healy, devamla “Hepimizde doğal olarak bulunan çekimserliği aşmayı başardılar, Prozac pazarlaması başarıya ulaşıncaya değin bu tür ilaçlara şüpheyle bakılıyordu.” diyor
Pazarlama stratejisi
Pazarlama akıllıca yapıldı. Üretici Eli Lilly firması Intrebrand adlı marka isim bulucusu firmanın yardımını aldı, “anti-depresan ile ilişkilendirilen (güçlü kimyasallar, yan etkiler) herşeyi dışlayan” bir ad verildi. Prozac, bir ilaç ve kavram olarak piyasada tuttu. Prozac Toplumu bir kült oluşturdu aslında. 2002 yılında yeniden yayımlandı; Christina Ricci’nin baş rolünü aldığı bir filme esin kaynağı oldu; yeni basımı bir yıl içinde 120 bin adet sattı. Filmler ve kitaplar derken Prozac sanki “şık bir şeymiş” gibi algılanmaya başlandı.
Anti-depresanların ürün adı
Prozac bugünlerde artık bütün anti-depresanların ürün adı gibi; sözlüklerde yer alıyor. Belki beklenebilecek bir şekilde yönetmenlere de esin kaynağı oldu. ”Yan Etki” adlı filmi çeken Steven Soderbergh gerilimi yansıtmak istiyordu beyaz perdeye; bir New Yorklu anti-depresan alıyor ve tabi ki Prozac’ın adı geçiyor.
Amerika ve Avrupa’daki kullanım
Pop kültürün, sıradan insanların hayatlarının bir parçası da oldu Prozac. Bugün Avrupa ve Amerika’da neredeyse aynı oranda kullanılıyor bu ilaç. Avrupa’da 2010 yılında her 100 kişiden 10’u kullanıyordu, Amerika’da ise her 100 kişiden 11’i. Bu insanlar 12 yaşın üzerindeki bir nüfustan geliyor. Veriler, ABD Hastalık Denetleme Merkezi’ne ait. Doktorlar her ne kadar Prozac ya da benzeri ürünleri rahatlıkla reçete etseler bile kullanılış biçimini eleştiriyor. Londra Üniversitesi öğretim üyelerinden Joanna Moncrieff, nöroloji bilim dalı çalışanı olarak “Prozac’ın sizi iyileştirdiği inancı yerleşmişti, ama bundan emin değilim” diyor.
Koğuşta 22 yıl
Moncrieff yakında En Acı İlaçlar olarak Türkçe’ye çevrilebilecek The Bitterest Pills kitabını yayımlamaya hazırlanıyor. Moncrieff Brentwood ruh sağlığı hastanesinde yıllarca çalıştı. 22 yataklı bir koğuşta, şöyle konuşuyor: “Koğuşta geçirdiğim zamanlarda ilaç kullanımını azaltmak için çaba harcadım. Arkadaşlarım bana ‘Kısıcı’ derlerdi.” Moncrieff’e göre, “Bugün ne olursa olsun anti-depresan kullanmak isteyecekler olacaktır; Viagra son dönemde ne yaptıysa, hayatları nasıl değiştirdiyse, Prozac da toplumun akıl hastalıkları ile ilgili algısını öyle değiştirdi.”
Karşı taraftan bakış
Pek çok uzman anti-depresanların yararlı olduğunu düşünüyor. Manchester Üniversitesi’nden Ian Anderson, “ilaçlara önyargılı bakılmaması gerektiği” görüşünde. “Nihayetinde hayatı iyi yaşamak ile ilgili birşey bu. Bunalıma, buhrana girdiği için durdukları yerde tükenen insanları gördüm. Bu kabul edilebilir olmasa gerek” diyor. Sarah Dunant anti-depresanların kendisine iyi geldiğini, zor bir dönemi atlatmasına yardımcı olduğunu söylüyor. İlaçların babası zor günler yaşarken de elverişli olmasını umduğunu ekliyor Dunant ve “İlaçlar olsaydı. Babam, elektro şoklara maruz kalmayacaktı” diye devam ediyor. “Babama yardımcı olabilirdi, karanlığın en derin noktalarına düştüğü yerde ışık olabilirdi” diye hayıflanıyor Dunant.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?
Yani insan isterse ilk önce beyninde yani bilinçaltında daha sonra takviye olarak antideprsanlaryani ilaçlarla doktor kontrolunde tabiki. ve ondan sonra başarayamacağı hiçbişi yoktur.
Hasan İSKAN
Bende daha öncelerde Antideprasanları sevmezdim ve korkardım. ilk antideprasanımı aldığımda. çok sinirliydim ve o zman hemen bir antideprsan 10.mg,lıktı attım ağzıma 2 sanıye sonra ayak tırnaklarımdan beynime gittim kalp atışı gittikçe hızlandı sanki öleceğim gibi. ve ondan sonra bidaha antideprasan kullanmaya koktum. ama rahatsızlığım gittikçe artı her gittiğim doktor bana… Devamını oku »