Kaslı bir vücuda sahip olmak için yapılan yoğun egzersizler kadar beslenme de önemlidir. Bu dönemde yüksek miktarda protein ihtiyacı ortaya çıkar. Yetişkin bir erkeğin günlük protein ihtiyacı 70 – 80 gr (1 gr/kg/gün); spor yapan bir erkeğin günlük protein ihtiyacı 100 – 150 gr’dır. (1,5 – 2 gr/kg/gün). Günlük beslenme düzeni içinde bu miktarda protein tüketimi pratik ve kolay olmayabilir.
Böbrek hastalarının hiç bir şekilde protein tozu tüketmemesi gerekiyor
Normalde tercih edilen, vücudun protein ihtiyacının doğal beslenme ile alınması olsa da ucuz oluşu ve kullanım kolaylığı nedeniyle tercih edilen protein tozlarının kullanımında en çok tartışılan, vücut için bir zararının olup olmadığıdır. Alınan protein miktarı arttıkça, protein metabolizma ürünlerinin idrarla atılımı da artar. Proteinlerin parçalanmasıyla ortaya çıkan amonyak, hem karaciğeri hem de beyni ağır bir şekilde hasarlandırabilir. Bu yüzden hemen üreye çevrilir. Üre ise böbreklerden atılan bir maddedir. Böbrek bozukluklarında kanda üre artışı görülür.
Alınan protein miktarı böbrekte ürik asit taşlarının oluşumunu kolaylaştırabilir. Taş oluşumunda etkili birden çok faktör olduğundan fazla miktarda protein kullanımı taş oluşumu için yeterli neden değildir. Kolaylaştırıcı sebeplerin varlığında, normal sınırlarda tüketilen protein de taş oluşumuna neden olabilir.
Ürik asit taşlarının varlığı saptandığında kan ürik asit seviyesi kontrol edilmelidir. Kan ürik asit seviyesi yüksekse diyet veya ilaç tedavisi ile ürik asit seviyesi normal sınırlara indirilerek taş oluşumu engellenebilir. Ürik asit diyetinde ise alkollü içecekler, sakatat, şarküteri ürünleri, kuru yemişler, yulaf – çavdar unu, balık yumurtası, midye, konserve balık, et suyu tüketilmemelidir. Tüm bunların yanı sıra balık (büyük balıkları tercih edin), dana, sığır, koyun, kuzu, tavuk, hindi, mantar; nohut, kuru fasulye, bezelye, bulgur, mercimek, gibi besinlerin günde 60 gr üzerinde tüketilmemesi gerekir.
Günlük ne kadar protein tüketilmeli? Sağlıklı beslenme önerileri
Bir grup hastada kan ürik asit seviyesi normal sınırlarda olduğu halde ürik asit taşı oluşumu gözlenir. Bu durumdan idrar ph’ının sorumlu olduğu düşünülmektedir. İdrar pH’ı normalden daha fazla asit karakterde olduğunda idrarda eriyebilen ürik asit miktarı azalır ve kristalizasyon oluşur. Bu hasta grubunda idrarı nötr veya alkali hale getirmek taş oluşumunu önler.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?