Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ili etkileyen depremlerin ardından afetzedelerin bölgede çok sayıda sağlık sorunuyla karşı karşıya olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tuba Dal, deprem sonrası 4 gün ile 4 haftalık süre içinde havadan, gıdadan veya sudan bulaşan enfeksiyonların ilk dalgalarının ortaya çıkabileceğini belirtti. Afeti takip eden günler içinde bölgedeki hijyenik şartların sağlanamaması, kötü barınma koşulları, toplu halde yaşama, içme suyu temininde yaşanan sıkıntılar gibi riskler nedeniyle bir çok bulaşıcı hastalığın ve salgınların görülebileceğini vurgulayan Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi ve Bulaşıcı Hastalıkları Önleme Derneği Ankara Temsilcisi Prof. Dr. Tuba Dal, Medikal Akademi’ye deprem sonrasında hastalıkların ortaya çıkmasını önlemek için yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.
Prof. Dr. Dal: Doğal afetler önemli sağlık sorunlarına, ekonomik kayıplara ve ölümlere neden olmaktadır. Bir doğal afetin hemen ardından meydana gelen ölümlerin çoğuna travmalar, ezilme ve yanıklar neden olmaktadır. Afet bölgesinde sağlık sistemi etkilenmekte, aşılama gibi sağlık programları ve devam eden tedaviler kesintiye uğramaktadır. Depremden etkilenenlerin, toplu yaşam yerlerine yerleştirilme zorunluluğu doğmaktadır. Bu mekanlarda, kalabalık nedeniyle insanların birbirleriyle yakın teması artar, güvenli yiyecek ve suya erişim kısıtlanır ve hijyen koşullarının sağlanması güçleşir.
Afet bölgelerinde, su ve sıhhi tesisat sistemleri bozulabilir, kanalizasyon sistemleri içme sularını kirletebilir, sivrisinekler, kemiriciler gibi hastalık bulaştırıcı etmenler artabilir. Afetin başlamasından günler, haftalar hatta aylar sonra bulaşıcı hastalıklar ve salgınlar ortaya çıkabilir. Deprem sonrası ilk dört gün mağdurların kurtarıldığı ve yaralanmaların ilk tedavisinin sağlandığı dönemdir. Dört gün ve dört hafta arası dönem havadan, gıdadan ve/veya sudan bulaşan enfeksiyonlar ilk dalgalarının ortaya çıkabileceği dönemdir.
Prof. Dr. Tuba Dal: Strep A zamanında tedavi edilmezse tehlikeli sonuçları olabilir
Dört haftadan sonra ise uzun inkübasyon dönemli enfeksiyonlar gözlenebilir. Mikropla karşılaşmanın ardından hastalık belirtilerinin geç ortaya çıktığı hastalıklar bu gruba girer. Latent yani vücutta sessiz bekleyen enfeksiyonlar aktifleşebilir. Bölgede zaten yaygın olan enfeksiyonlar yayılabilir ve yeni salgınlar ortaya çıkabilir.
Prof. Dr. Dal: Afet kamplarında, çadırlarındaki kalabalık yaşam ile direkt ilişkili enfeksiyonlar sıklıkla su/gıda kaynaklı ve damlacık/hava yolu kaynaklı enfeksiyonlardır.
Doğal afet sonrası bulaşıcı hastalıkları şöyle sınıflandırabiliriz:
Su kaynaklarının dışkı ile kontaminasyonu, taşıma ve depolama sırasında suyun kirlenmesi, su kaplarının paylaşılması, sabun ve deterjan yetersizliği nedeniyle, en sık su kaynaklı salgınlar görülür. Dünya verileri, su ve gıda kaynaklı ishallerin, afet ve mülteci kamplarındaki ölümlerin % 40’ını oluşturduğunu bildirmektedir. Örneğin; 2005 Pakistan depremi, 2004 Endonezya’da tsunamisi sonrasında ishalle seyreden enfeksiyonlarda %40’dan fazla artış bildirilmiştir. Haiti’deki depreminden 9 ay sonra gerçekleşen kolera salgınında, hastaların % 6,4’ü vefat etmiştir. Hindistan ve Tayland’da sel sonrası Leptospiroz salgınları, Büyük Doğu Japonya Depreminden birkaç hafta sonra Norovirüs salgını bildirilmiştir.
Depremde Enfeksiyon Riski: Bulaşıcı Hastalıklara Karşı Ne Yapılmalı?
Konuşmakta zorlandığım bir konu da ölü bedenlerden salgın olur mu konusudur. Büyük felaketlerde ölü bedenlerden kaynaklanan salgınlar belgelenmemiştir. Ancak kolera veya hemorajik ateş salgınlarında özel önlemler gerekmektedir. Aileler, ölen yakınları için kimlik tespiti ve defin törenlerinden mahrum bırakılmamalıdır.
Prof. Dr. Dal: Uzmanlar hayvanların güvenli alan bulmakta insanlardan daha iyi olduğunu belirtmektedir. Aşıları yapılmış, mikroçip takılmış, bilgilerine ulaşılabilen hayvanlar için durum daha kolaydır. Yaşadığımız deprem sonrası bazı şehirlerde hayvanlar için sahra hastaneleri kurulmuştur. Genel hijyen önlemlerine ve aşılama kurallarına uyulursa evcil hayvanlar, çok büyük sorun teşkil etmeyecektir.
Öte yandan hayvanlar konusunda tetikte olmamız gereken iki önemli sorun mevcuttur.
Bunlardan biri kemirgen sayısının artışı, kemirgenlerin ısırmaları ve kemirgenlerin bulaştırdığı hastalıklardır. Leptospiroz, leptospira cinsi bakterilerin oluşturduğu bir hastalık olup yaz sonu, ilkbahar başında görülür. Sel baskını, depremler gibi çevresel değişiklikler sonrasında kemiricilerin şehirlere yönelmesi sonucu hastalık artabilir. En sık bulaşma yolu, mikroplu sularla temas sonucu derideki yaralardan, ağız, burun ve göz mukozalarından mikrobun alınmasıdır. Doğal felaketlerden sonra dere, akarsu ve kirli su birikintilerinin kenarında çıplak ayakla yürümek ve yiyecek hazırlanan yerlerde kemirici hayvanların görülmesi en önemli risk faktörleridir.
Diğeri ise kuduzdur. Resmi verilere göre, 2021 yılında Türkiye’de 250 bin 375 kuduz riskli temas görülürken, bunlardan 3’ünde kuduz hastalığı gerçekleşmiştir. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülkemizde kuduza yakalanma ihtimali olan hayvan türleri; köpek, kedi, sığır, koyun, keçi, at, eşek gibi evcil hayvanlar ile birlikte kurt, tilki, çakal, domuz, ayı, sansar, kokarca, gelincik gibi yabani hayvanlardır. Özellikle köpek teması ve ısırmalarında kuduz akla gelmelidir. Ülkemizde kemirgenlerde kuduza rastlanmamıştır.
Türk Dermatoloji Derneği uyardı: Deprem bölgesinde salgın hastalık tehdidi artıyor
Kuduz hasta tarafından ısırılma, tırmalanma veya bu hastaya ait salyanın mukoza veya açık yaraya teması halinde yara yeri derhal bol su ve sabunla iyice yıkanmalıdır. Sağlık merkezlerinde büyük boy enjektör ile serum fizyolojik kullanarak da yıkama işlemi yapılabilir. Kuduz temas sonrası profilaksisi uygulanmalıdır. Bu nedenle deprem bölgesine kuduz aşısı temini yapılmalıdır.
Prof. Dr. Dal: Gerek barınaklarda gerekse deprem sonrası kurulan sahra hastanelerinde enfeksiyon önleme ve kontrol önlemlerini uygulamalıdır.
Prof. Dr. Dal: COVID-19, mevsimsel grip ve diğer solunum yolu virüsleri bölgede orta ila yüksek seviyelerde dolaşmaktadır. Maske temini ve kalabalık yerlerde maske kullanımının sağlanması, ellerin yıkanması solunum yolu enfeksiyonlarından korunmada önemlidir. Barınakların ısıtılması, su ve gıda sağlanması, mağdurların bağışıklık sistemini güçlendirecektir. Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar bu enfeksiyonlardan kaynaklanan komplikasyonlara karşı daha savunmasızdır. Bu nedenle, COVID-19, mevsimsel grip aşılamaları önemlidir.
Prof. Dr. Dal: Deprem mağdurları ve arama kurtarma ekipleri, yaralanmalar nedeniyle tetanoz riski altındadır. Tetanoz profilaksisi mevcut ulusal kılavuzlara göre sunulmalıdır.
Prof. Dr. Dal: Suyu kaynatmak birçok hastalığa karşı korur. Dünya Sağlık Örgütü, 1 galon (4,5 litre) suyun, 4-5 damla %5,25’lik ev tipi çamaşır suyu ile dezenfekte edilebileceğini bildirmiştir. Bu suyun 30 dk. bekleme süresinin ardından kullanımı önerilmiştir.
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Preventing and controlling infectious diseases after natural disasters,2- Earthquakes in Türkiye and Syria: infectious diseases expected to be a concern in two to four weeks,3- Strep A zamanında tedavi edilmezse tehlikeli sonuçları olabilir4- Earthquakes,5- Laboratory Methods for the Diagnosis of Vibrio choleraeYAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?