Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: Yenilikçi tedaviler kansere karşı başarı oranlarını artırıyor

Yazan Hatice Pala Kaya
9 Nisan 2023   |    19 Nisan 2023    |   Kategori: Güncel / Literatür, Sağlık Gündemi Print

Kişiye özgü, yenilikçi tedavilere yönelik araştırmaların umut verici sonuçları olduğunu söyleyen Lösemili Hastalar Derneği (LÖSEMA) Kurucu Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, 2030’lu yıllardan itibaren kemoterapi ile kanser tedavisinde azalma olacağını tahmin ettiklerini belirtti. Prof. Dr. Fevzi Altuntaş ve derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sinan Dal, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası kapsamında düzenlenen basın toplantısında sağlık muhabirleri ile bir araya geldi.

Ulusal Kanser Haftasının Türkiye’de 1956 yılından bu yana her yıl düzenlendiğini ve kanser alanında farkındalığı artırma, bilgilendirme ve bilinçlendirmeyi amaçladığını hatırlatan Prof. Dr. Altuntaş, gelecekte kanser hastası sayısının artmasının beklendiğini ve bu nedenle bilinçlenmenin önemli olduğunu vurguladı.

Yılda yaklaşık 20 milyon yeni kanser vakası görülüyor

Buna karşılık, yeni tedaviler için bilimsel çalışmaların da umut verici olduğunun altını çizen Prof. Dr. Altuntaş, “Dünya kanser istatistiklerine bakacak olursak; yılda 20 milyon civarında yeni kanser vakası olduğunu görmekteyiz. Bunun 2030 sonrası yüzde 50 civarında artacağını tahmin etmekteyiz ve bu da yaklaşık 19-20 milyonluk yeni kanser vakası demek. Yaklaşık yüzde 50 yani 10 milyon civarında kansere bağlı ölümler olmakta ama son yıllarda ölümlerin hızının yavaşladığını görüyoruz. Bunda da kanserdeki yenilikçi tedavilerin büyük rolü olduğunun altını çizebiliriz” diye konuştu.

Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: Yapay zeka lenfoma tedavi ve yönetiminde çığır açacak

Serviks kanserini örnek gösteren Prof. Dr. Altuntaş, bu kanser türünde ölümlerin yüzde 65 dolayında azaldığını, lenfomalarda da ciddi ölüm oranı düşüşleri görüldüğünü kaydetti.

Lösemi erişkinlerde daha sık görülen bir kanser türü

Türkiye’de çocuklara olan duyarlılık nedeniyle, löseminin çocukluk çağı kanseri olduğu yönünde bir algı oluştuğunu belirten Prof. Dr. Altuntaş, “Lösemi esasında erişkinlerde daha sık görülen bir kanser türü. Çocuklara yönelik hassasiyetin daha fazla olması sebebiyle sanki çocukluk çağı hastalığıymış gibi algılanmakta. Yaşla birlikte lösemi sıklığı artıyor. Erişkinlerde bakıldığı zaman yüz binde 1 ile yüz binde 5 oranında değişmekte ama kabaca bakıldığı zaman Türkiye’de yaklaşık 1500-2000 yeni lösemi vakası görülmekte” dedi.

Löseminin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ancak ilaca erişim ve disiplinli ilaç kullanımının kritik önemde olduğuna işaret eden Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, “Lösemiden tamamen kurtulmak mümkün ama lösemide ilk aşama ilaç tedavisidir. Bu ilacın zamanında ve tam dozunda alınması gerekir” şeklinde konuştu.

Lösemi tedavisinde hastaların umutsuzluğa kapılmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Altuntaş, yüksek riskli hastalarda kök hücre nakli, uygun kök hücre bulunamadığı durumlarda dahi yenilikçi tedavilerin kullanıldığını; bu tedavilerle kök hücre tedavisi ve hatta daha da üzerinde yanıt alınabildiğini bildirdi. Prof. Dr. Altuntaş, “Hem kök hücre, hem ilaç tedavisi, hem yenilikçi tedaviler lösemilerde umut vaat etmekte. Lösemi tedavisinde kür oranını artırmakta” diye konuştu.

Kansere karşı çığır açan yöntem: CAR-T hücre tedavisi

ABD ilaç ve gıda otoritesi FDA’nın lösemi ve özellikle löseminin bir alt türü olan Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL) tipinde, CAR-T hücre tedavisine yönelik araştırma sonuçlarına dair umut verici gelişmeleri bildirdiğini ve tedavileri onayladığını kaydeden Prof. Dr. Altuntaş, CAR-T tedavisini “çığır açan bir teknoloji” olarak niteledi. Altuntaş, “CAR-T hücre tedavisi, Amerika ve Avrupa’daki onaylarını lösemilerde aldı. ALL dediğimiz bir alt grubunda bugün için CAR-T hücrelerini başarıyla uygulamaktayız. Kısa dönem sonuçları yüzde 90 (başarılı) ancak orta-uzun dönem sonuçlarının da görülmesi lazım. Ancak hem bugün Avrupa’da ilaç ajansı hem Amerikan ilaç ajansı tarafından B hücreli ALL’de kullanım endikasyonu almıştır” dedi.

Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: CAR-T Hücre tedavisi hematolojik kanserlerde umut vaat ediyor

Lenfomalara yönelik de bilgi veren Prof. Dr. Altuntaş, her kanser türünde olduğu gibi bu kanserde de erken teşhisin önemli olduğunun altını çizdi. Sebebi bilinmeyen ateş, bir nedene bağlanamayan kilo kaybı, lenf bezlerinde büyüme-beze oluşması gibi durumlarda hızla hekime başvurulması gerektiğini kaydeden Altuntaş, erken evre yakalanan kanserlerde başarıların yüzde 95’lere kadar ulaştığını anlattı.

Özellikle lenfomalarda yenilikçi tedavilerin önemine işaret eden Prof. Dr. Altuntaş, “Lenfomalarda gerek immünoterapiler, gerek hücresel tedaviler, CAR-T hücre tedavileri paradigmayı değiştirecek nitelikte. 2030 sonrası sürece yani bundan 5-6 yıl sonraya göz atacak olursak, lenfomaların tedavisinin değişeceğini söyleyebiliriz. Kanser hücresinin biyolojik, immünolojik ve hücre özelliklerine göre tedavilerinin düzenlenmesi özellikle lenfomada daha belirgin hale gelecek. Bu alanda çok hızlı, baş döndürücü gelişmeler olmakta” diye konuştu.

Kanser tedavisinde eğilim bireyselleşmiş tedavilerde

Kanser tedavilerinde ağırlığın kemoterapiden bireyselleşmiş tedavilere doğru gittiğini ifade eden Prof. Dr. Altuntaş, “Artık kanser tedavilerinin değiştiğini söyleyebiliriz. Kimyasaldan biyoteknolojiye, immünolojiye, bağışıklık sistemine, hücresel tedavilere geçiş olduğunu söyleyebilirim. Önümüzdeki süreçte, 2030’dan sonra kemoterapotik ajanların kullanımının son derece azalacağını, kanser tedavisinin değiştiğini ve kanserde artık yeni paradigmaların oluştuğunu söyleyebiliriz. Burada bize düşen görev hem bu sürece hazırlık olmak, hem de bilgilendirmelerle toplumu buna hazırlamak” dedi.

Tedavide başarı oranı yüzde 80’leri geçti

Başarı oranı artan tedavilerin geliştirilmesinde klinik araştırmaların en önemli kaynak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, bu araştırmalara katılımın özendirilmesi gerektiğini vurgulayarak şu bilgileri verdi: “Her aşamada klinik araştırmalara katılımı teşvik etmek lazım. Kanser tedavisinde son 30 yıla bakıldığı zaman yüzde 40’larda olan başarı oranı bugün yüzde 80’leri geçti diyorsak, bunun altında bir tek sebep var, o da klinik araştırmalara katılım. Klinik araştırmalar kanserde sağkalımı uzatıyor.

Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: Hematolojik kanserlerde ‘parmak izi dönemi’ başladı

Hastalar açısından yenilikçi tedavilere ulaşım bir şanstır. Bunun denek gibi algılanmaması lazım. Hastalara şu mesajı her platformda net söylüyorum: Eğer standart tedavileri tükettiyseniz, bundan sonraki süreçlerde deneysel tedavilere katılın. Bundan da korkmayın.”

Türkiye tedaviye erişiyor ama bu tedaviler ülkemizde de üretilmeli

Türkiye’nin kanser tedavisinde başarılı olduğunu, tedavilere erişebildiğini hatta yenilikçi tedavilere bazı gelişmiş ülkelerden daha fazla erişim sağlandığını belirten Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, buna karşılık önemli olan unsurun yenilikçi tedavilerin Türkiye’de de geliştirilmesi, üretilmesi olduğunu kaydetti.

Artık kanser tedavisi değil, kanser yönetimi yaklaşımı benimsenmeli

Prof. Dr. Altuntaş, sigara, alkol, hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme, güneş ışınlarına fazla maruz kalmanın kanserde önemli risk faktörleri olduğuna ve bu risklerin ortadan kaldırılabileceğine değinerek, “Bu risk faktörlerini ortadan kaldırarak kanserlerin yüzde 70 kadarını önleyebiliriz” dedi.

Kansere yaklaşımda, önce kanser olmamayı önceleyen koruma yaklaşımı, kanserin erken teşhisi için tarama programları, hasta olanlar için de nitelikli, yenilikçi tedavilerin uygulanması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Altuntaş, hastaların tedavisinde de önemli unsurun sadece tedaviyi uygulamak değil, uğraş terapilerinden moral verici etkinliklere kadar bir dizi faaliyetle “kanser yönetimi” yaklaşımının uygulanması gerektiğini vurguladı.

Lösemi nedir, neden olur? Belirtileri, türleri ve tedavi yöntemleri

Tedavisi aktif olarak devam eden kanser hastaları oruç tutmamalı

Ramazan ayında sıklıkla kanser hastalarının oruç tutmasına ilişkin sorularla karşılaştıklarını dile getiren Prof. Dr. Altuntaş, aktif olarak tedavisi devam eden kanser hastalarının oruç tutmaması gerektiğini kaydetti. Tamamen iyileşmiş hastaların da doktorlarıyla konuşarak oruç tutmasını tavsiye etti. Deprem bölgesindeki çalışmalar hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, deprem bölgesinden nakledilen yaklaşık 300 kanser hastasına Ankara’da tedavilerinin sürdürülmesi, konaklama gibi ihtiyaçlarının karşılanması noktasında destek verdiklerini anlattı.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla