Prof. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal: Osteoporoza bağlı kırıklar hayati risklere yol açabilir!

Yazan Hatice Pala Kaya
12 Ekim 2022   |    13 Ekim 2022    |   Kategori: Güncel / Literatür Print

Yaşlı nüfusun artması ile osteoporozun giderek önemli bir toplum sağlığı sorunu haline geldiğini söyleyen Prof. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal, kişilerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen osteoporozdan ve osteoporotik kırıklardan korunmanın mümkün olduğunu söyledi. Sistemik bir iskelet hastalığı olan osteoporozun dünyada yılda 8 milyondan fazla kırığa neden olduğunu belirten Prof. Dr. Gökçe Kutsal, Uluslararası Osteoporoz Vakfı’nın verilerine göre; dünya çapında her üç kadından birisi ve 50 yaş ve üstü her beş erkekten birisinin de, kalan yaşamlarında osteoporoz nedeniyle kırılganlık kırığı yaşayacağını bildirdi.

20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü nedeniyle açıklamalarda bulunan Türk Geriatri Derneği Başkanı ve aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal, Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice PALA KAYA’nın sorularını yanıtladı.

Kemik erimesi (osteoporoz) nedir?

Prof. Dr. Gökçe Kutsal: Osteoporoz, “gözenekleri artmış kemik” anlamına gelir. Bu tanım kemiğin inceldiğini ve daha az yoğunlaştığını, gücünü kaybettiğini ve kalitesinin azaldığını ifade etmektedir.

Osteoporoz neden önemli bir hastalık? Ne tür kırıklara yol açar?

Prof. Dr. Gökçe Kutsal: Günümüzde osteoporoz, çok seyrek olarak zamanında teşhis edilmekte ve dolayısı ile yeterince tedavi edilmemektedir. Dünya çapında, kırık riski yüksek olan milyonlarca insan altta yatan bu sessiz hastalıktan habersiz kalmaktadır. Osteoporoz genellikle “sessiz /sinsi hastalık”, “kemiklerin sessiz hırsızı” olarak adlandırılır, çünkü çoğu insan basit bir düşme veya çarpma (kırılganlık kırığı olarak bilinir) sonrasında bir kemiği kırılıncaya kadar kendisinde bu tür bir sorun olduğunu bilmez. Ayrıca çok yaygın bir sorun olduğu için “sessiz epidemi” olarak da tanımlanmaktadır.

Osteoporoz (kemik erimesi) nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi

Osteoporoz ile ilişkili kırıklar en sık kalça, omurga (vertebra) ve el bileğinde ortaya çıkmaktadır. Kalça ve vertebra kırıklarındaki artış yaşlanma ile birlikte hem kadın ve hem de erkeklerde dikkati çekmektedir. Kaygı verenler vertebra ve kalça kırıklarıdır. Omurga (vertebra) kırıkları boyda kısalma, yoğun sırt ağrısı ve sırtta deformite (kambur) dahil olmak üzere ciddi sorunlara neden olabilir. Kalça kırığı genellikle operasyon gerektirir ve bağımsızlık kaybına veya ölüme neden olabilir. Bütün bunlara karşın hastalığın sosyo-ekonomik maliyeti, kırıkların hastaların yaşam kaliteleri ve bağımsızlıkları üzerindeki olumsuz etkisi yeterince dikkate alınmamaktadır.

Osteoporoz dünya genelinde kaç kişiyi etkiliyor? Kırık insidansı hakkında bilgi verir misiniz?

Prof. Dr. Gökçe Kutsal: Uluslararası Osteoporoz Vakfı’nın verilerine göre, dünya çapında her üç kadından birisi ve 50 yaş ve üstü her beş erkekten birisi, kalan yaşamlarında osteoporoz nedeniyle kırılganlık kırığı yaşayacaktır. 2050 yılında (1990 yılına göre) dünya çapında kalça kırığı insidansının kadınlarda %240, erkeklerde % 310 oranında artacağı tahmin edilmektedir. Dünya’da osteoporozun yılda 8,9 milyondan fazla kırığa neden olduğu ve her 3 saniyede bir osteoporotik kırık oluştuğu bildirilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımlamaları doğrultusunda, dünya çapında yaklaşık 500 milyon kadın ve erkeğin osteoporozdan etkilenebileceği tahmin edilmektedir.

Osteoporoz için en önemli risk faktörleri nelerdir?

Prof. Dr. Gökçe Kutsal: Osteoporozda öne çıkan risk faktörlerini şu şekilde sıralayabiliriz; yoğun alkol, sigara kullanımı, düşük vücut ağırlığı, fiziksel açıdan hareketsiz kalmak, sık sık düşme öyküsünün olması, D vitamini alımının yetersiz olması, yüksek miktarda tuz tüketimi. Bunların yanı sıra bazı hastalıklar (diyabet, hiperparatiroidi, hipogonadal durumlar, romatoid artrit gibi) ve kullanılan bazı ilaçlar da (kortizon, antikoagülan ilaçlar, kanser kemoterapi ilaçları gibi) osteoporoza neden olmaktadır.

Yaşlanan nüfus nedeniyle osteoporoza bağlı gelişen kırıklar hızla artıyor

Risk altındaki hastalar genellikle kemik sağlığını, kırık olasılığını belirlemek için taranmamakta ve kırık önleme konusunda eğitilmemektedirler. En önemlisi, kırıkları olan en yüksek riskli kadın ve erkeklerin çoğunluğu teşhis edilmemekte ve etkili, kurumsal onaylı tedavileri almamaktadırlar. Uygun tedavi reçete edilenler ise, ilaç tedavisine önerildiği gibi devam etmemekte, tedaviyi sürdürmemektedirler.

Osteoporotik kırıkları ne tür sorunlara neden olabilir?

Prof. Dr. Gökçe Kutsal: Omurga (vertebra) kırıkları sırt ağrısına, boyda kısalmaya, omurgada deformiteye, ağrı nedeniyle hareketsizliğe, istirahat süresinin uzamasına ve akciğer işlevlerinde azalmaya neden olabilir. 65 yaşında bir omurga kırığı olan kadınların gelecek 5 yıl içinde ¼’inde yeni bir omurga kırığı olasılığı vardır. Kalça kırığından sonra, hastaların yaklaşık% 60’ı bir yıl sonra yardıma ihtiyaç duymakta ve%20’si için uzun süreli bakım gerekmektedir. Ne yazık ki kalça kırığı sonrası ilk yılda %20-24’e varan ölüm oranları görülmektedir. Bunun yanı sıra kalça kırığı olan hastaların% 55’inden fazlasında daha önce geçirilmiş omurga (vertebra) kırığı olduğuna dair kanıtlar vardır.

Önceki bir kırık, herhangi bir yeni kırık riskini %86 artırabilmektedir. Ayrıca başka yeni bir kırık geçirme riski, ilk kırıktan sonraki ilk iki yılda özellikle yüksektir. Araştırmalara göre, osteoporotik kırılganlık kırığı geliştikten sonra, hastaların yaklaşık % 80’i hala kırığa neden olan, yani altta yatan hastalık olan osteoporoz için teşhis ve tedavi edilmemektedir. Omurga kırıklarının sadece 1/3’ünün klinik olarak dikkat çektiği tahmin edilmektedir.

Osteoporozdan korunmak için neler yapılabilir?

Prof. Dr. Gökçe Kutsal: Öncelikle risk altındaysanız, kemik sağlığınızın değerlendirilmesi için hekiminize başvurun. Yaşlılığın yanı sıra risk faktörleri arasında kilo kaybı, düşük Vücut Kitle İndeksi, bazı hastalıklar (diyabet, romatoid artrit gibi), aile öyküsü, kortizon ve diğer bazı ilaçların uzun süreli kullanımı önemlidir. Vücut seviyesi altında kalan bir yükseklikten düşerek el bileğinizi kırdıysanız, bu durum bir “düşük enerjili travma” olması nedeniyle osteoporozun belirtisi olabilir. Osteoporozunuz varsa, tanı konmazsa ve tedavi olmazsanız, yeni bir kırık gelişebilir. Sırt ağrısı, boy kaybı ve/veya sırtta kambur oluşması omurga (vertebra) kırıklarının işareti olabilir.

Prof. Dr. Gökçe Kutsal: Kalça kırıkları yaşlıların ölüm riskini artırıyor

Kemik yoğunluk ölçümleri kimlere yapılmalıdır?

Prof. Dr. Gökçe Kutsal: Kemik yoğunluk ölçümleri özellikle 65 yaş ve üzeri kadınlar ve 70 yaş ve üzeri erkekler, risk profilleri göz önüne alınarak; postmenopozal kadınlar ve 50-69 yaş arası erkekler ile erişkin dönemde kırık öyküsü olan postmenopozal kadınlar ve 50 yaş ve üzeri erkeklere yapılmalıdır. Önemli bir husus, ölçümlerin kalite güvencesi uygulamalarını gerçekleştirmiş olan merkezlerdeki DXA cihazları ile yapılmasına ve ayrıca kontrollerdeki ölçümlerin mümkün olduğu kadar aynı cihaz ile yapılmasına dikkat edilmelidir.

Osteoporoz nasıl tedavi edilir?

Prof. Dr. Gökçe Kutsal: Osteoporoz tedavisinde ilaçlar yanında ilaç dışı tedavi yaklaşımları da önemli rol oynar. İlaç tedavilerinin kalça kırığı riskini %40’a kadar, omurga (vertebra) kırığı riskini %30-70 oranında azalttığı ve bazı tedavilerin omurga (vertebra) dışı kırık riskini %30-40’a kadar azalttığı gösterilmiştir. Hekiminiz tarafından size verilen tedaviye uyum sağlanması ve devam edilmesi yararlıdır.

Tedavinin potansiyel yararları ve riskleri, bir ilacın kırık önlemedeki etkinliği, etkisinin başlangıcı, etkisinin süre parametreleri, etkisinin büyüklüğü ve optimal kırık önleme bölgesi (omurga ve kalça) bağlamında değerlendirilmelidir. Bugüne kadar yapılan önemli çalışmaların çoğunda, katılımcılara osteoporoz ilaçlarının yanı sıra uygun miktarda kalsiyum ve D vitamini verildiği de bildirilmektedir. Dolayısı ile tedavide kalsiyumun ve D vitamininin önemli yeri vardır.

Osteoporoz tedavisinde ilaç dışı yaklaşımlar nelerdir?

Prof. Dr. Gökçe Kutsal: Yaşam tarzının uyarlanması gerekir, düzenli olarak ağırlık taşıma ve kas güçlendirme egzersizlerinin yapılması yararlıdır. Kemikler de kaslar gibi, onları kullandığınızda güçlenir. Kemikler açısından sağlıklı, bilinçli, dengeli beslenme gereksinim duyulan tüm besin öğelerine yer verilmesidir. Yeterli kalsiyum, protein ve D vitamini önerilmektedir. Diyetlerinden yeterli kalsiyum alamayan veya güneşe maruz kalmayarak D vitamini alamayan insanlar, optimal kemik sağlığı için takviyelere ihtiyaç duyabilirler.

Kalsiyum nedir? Hangi besinlerde bulunur? Faydaları nelerdir?

Egzersiz tedavileri kişilere özel olarak planlanmalıdır. Genel olarak, çoğu birey için ağırlık taşıma ve direnç egzersizlerinin haftada 3-4 defa 30-40 dakika yapılması önerilmektedir. Kalp-damar, solunum sistemi veya farklı kas iskelet sistemi sorunu olan hastalar için tedavi uyarlanmalıdır. Osteoporozu olan bireyler için egzersiz programına dengeyi ve duruşu iyileştirmeye yönelik egzersizler de eklenmelidir. Düşme riskinin değerlendirilmesi sonrasında verilecek egzersizlerin yanı sıra yaşanan evin ve çevresinin de düzenlenmesi, hasta için uyarlanması gerekir.

Egzersizler hastanın durumuna ve yeteneklerine göre uyarlanmalıdır. Hedefe yönelik egzersiz, kırık sonrası rehabilitasyonda önemli bir rol oynar, ağrıyı azaltmaya, fiziksel işlevi iyileştirmeye ve yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olur. Sigara içmemek ve aşırı alkol alımından kaçınmak kemik sağlığınızı koruyacaktır. Sağlıklı bir vücut ağırlığını korumak önemlidir ve 19’un altında vücut kitle indeksi, yani düşük kilolu olmak osteoporoz açısından önemli bir risk faktörüdür.

Yeni bir yaklaşım olan “kırığı yakala” stratejisi nedir?

Prof. Dr. Gökçe Kutsal: Kırığı yakala, ikincil kırıkların önlenmesi için koordineli, çok disiplinli bakım modellerinin uygulanmasını kolaylaştırmak amacıyla Uluslararası Osteoporoz Vakfı (International Osteoporosis Foundation-IOF) tarafından geliştirilmiştir. Hasta bakımını doğrudan iyileştirmede ve kırıkla ilgili sağlık harcamalarını azaltmada en önemli adım olarak kabul edilmektedir. Bu amaca yönelik olarak dünyada ve ülkemizde “Kırık Liazon Servisleri” kurulmaktadır. Bir Kırık Liazon Servis sisteminde, multidisipliner bir sağlık çalışanları ekibi, kırık sonrası takip edilecek hastalarda kanıta dayalı tanı ve tedavi protokollerini uygulamak için koordinasyon içinde çalışır.

D vitamini neye yarar, hangi besinlerde bulunur? Faydaları ve eksikliği

Süreç, kırık sonrası hasta bakımının genel organizasyonu, takibi ve dokümantasyonundan sorumlu olan bir Kırık Liazon Servis koordinatörü tarafından koordine edilir. Bu basit bir kavram gibi görünebilir, ancak uygulanması karmaşıktır, planlama, sorumlulukların bölünmesi, personelin koordinasyonu, sistematik ve tutarlı hasta takibi gerektirir.

Ayrıca düzgün/doğru kodlama teknikleri ve faturalama gibi detayları da içerir. Aynı derecede kritik olan bir nokta da hasta ile iş birliği içinde çalışılmasıdır. Çünkü osteoporozun tedavisi çok boyutlu ve uzun vadelidir. Hastanın izlem planı her yönü ile detaylı olarak yapılmalı, hastanın ihtiyaçlarını, hedeflerini, değerlerini, alışkanlıklarını, yeteneklerini ve yaşam koşullarını da göz önüne alınarak hazırlanmalıdır. FLS modelinin amacı, osteoporoz hastasının detaylı olarak izlem ve kontrolünü sağlarken, hastayı takip eden klinisyenin uzmanlığının, birikiminin ve zamanının da en etkin şekilde değerlendirilmesinin sağlanmasıdır.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla