Teknolojik gelişmeler ve yaşam standartlarının yükselmesi ile uzayan insan yaşamının nörolojik hastalıkların sıklığının artmasına yol açtığını söyleyen Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, Alzheimer, migren, epilepsi, inme, Parkinson hastalığı, multiple skleroz gibi hastalıkların en sık görülen nörolojik hastalıklar içerisinde yer aldığını belirtti. Beyin hastalıklarının erişkin yaşamda sakatlığın bir numaralı sebebi ve ölüm nedenleri sırasının da ikincisi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Topçuoğlu, 2040 yılında Türkiye’de Alzheimer, Parkinson gibi nörolojik hastalıklardan ölecek olan insanların sayısının kanser hastalarının tamamından daha fazla olacağının tahmin edildiğini açıkladı.
22 Temmuz “Dünya Beyin Günü” için bu yıl ana tema “Herkes için Beyin Sağlığı” olarak belirlendi. Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, bu kapsamda dernek olarak Türkiye genelinde beyin sağlığı konusunda farkındalık oluşturmak için “Beynine Sağlık” kampanyası başlattıklarını açıkladı. Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’ya konuşan Prof. Dr. Topçuoğlu, bir hastalığı ön plana çıkarmadan, beyin hastalıklarının oluşturduğu yükün azaltılmasına yönelik bir yol haritası oluşturmayı amaçladıklarını kaydetti.
Prof. Dr. Topçuoğlu, “Bizim popülasyonumuz yaşlanıyor, uğraşmamız gereken hastalıklar farklılaştı. Buna ilişkin stratejilerimizin belirlenmesi lazım. Sosyokültürel yapımızın dönüşümünden dolayı çok ağır ödeyeceğiz bunun bedelini. Harcanan para trilyonlara çıkacak. Çok yüksek miktarlarda para harcayacağız bu hastalıklara” uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Topçuoğlu: Sağlık ve hastalık odaklı beyin araştırmaları artırılmalı
Dünya Nöroloji Dernekleri Federasyonunun (WFN) beyin sağlığını optimize etmeyi ve nörolojik bozuklukların küresel yükünü azaltmayı hedeflediğini bildiren Prof. Dr. Topçuoğlu, “WFN herkes için beyin sağlığına giden yol haritasının 5 ilkesini; Farkındalık, Önleme, Savunuculuk, Eğitim ve Erişim olarak sıralamıştır. İşe farkındalık sağlamak ile başlamak gerekir. Beyin sağlığı sosyal, zihinsel ve fiziksel refah için hayati önem taşıyor” dedi.
Dünya Nöroloji Federasyonu’nun ortaya koyduğu bu unsurlarla nörolojik hastalık yükünü azaltmayı amaçladığını vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, bireylerin öncelikle risk grubunda olup olmadığını bilmesi gerektiğini, bunun ardından da beyni koruyacak şekilde hareket etmesi gerektiğini anlattı. “Beyninizi ne kadar çok kullanıyorsanız risk daha az, vücudunuz ne kadar sağlamsa özellikle damar sağlığınız ne kadar sağlamsa, risk daha az” diyen Prof. Dr. Topçuoğlu, yaşam biçimini, beden sağlığını koruyarak nörolojik hastalıklara karşı önlem alınmış olacağının altını çizdi. Çok sayıda bilinemeyen nedene bağlı olarak da bu hastalıkların çıktığını anlatan Topçuoğlu, beyine “bilişsel rezerv” olarak bakılarak önlenebilir unsurlara odaklanılması gerektiğini kaydetti.
“Kişinin rakamlarını bilmesi önemli, rakamlarını bilen kazanır” diyen Prof. Dr. Topçuoğlu, “Biz her zaman şunu söylüyoruz; bir kişi kendi rakamlarını bilmek durumundadır. Türkiye’de genellikle insanların bildiği kilosudur sadece. Bilmeniz gereken şeyler ise kan basıncı, günde tükettiğiniz tuz miktarı, kan şekeri değeri, kan-kolesterol değerleri, ne kadar yürüdüğünüz, alkol almamanız, uyku süreniz, uyku hijyeni bunların hepsi önemli. Bu rakamların hepsini bilmek gerekir. Rakamlarını bilen kişi kazanır. Çünkü bildiğiniz zaman onları düzeltebilirsiniz. Türkiye’de bunlara çok dikkat edilmiyor” dedi.
Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, beyinin sağlıklı olup olmadığını anlamaya yönelik bazı işaretler bulunduğunu belirterek, bireylerin bu işaretlere dikkat ederek beyin sağlığını izleyebileceğini kaydetti. Prof. Dr. Topçuoğlu şunları söyledi: “Eskiden yaptığınız şeyleri yapamamaya veya yapmakta güçlük çekmeye başladığınızda bir sıkıntı olduğunu anlayabilirsiniz. Bilişsel fonksiyonda bir bozulma olup olmadığını birey kendisi de anlayabilir, çevreden söylenenlerden de anlayabilir. Kullandığınız kelimelerdeki çeşitlilik, süpermarkete gidip, orada yaptığınız alışverişin kalitesi. Markete girişinden çıkışına kadar bir faaliyet içerisinde insan. Dolayısıyla bunun kalitesinde bir düşme olduğu zaman, demek ki bazı şeyler bozulmaya başlamıştır. Her aşamada planlama ve onların ortaya çıkardığı sonuçlar. Özellikle insanın kendini biraz kısıtlamaya başlaması, gündelik olayları takip etmemeye başlaması, bunlara mazeret ortaya çıkarması aslında çok önceden belli olan şeyler. Organizasyon, planlamayı yapamama daha sonra ortaya çıkar.”
Dünyada 55 milyon dolayında Alzheimer hastası olduğunu, 2050’de hasta sayısının 110 milyona ulaşacağının tahmin edildiğini anlatan Prof. Dr. Topçuoğlu, ileri yaşın hastalık için bir numaralı risk faktörü oluşturduğunu, gençlerde az gözüktüğünü çünkü hastalığın klinik belirti vermesinin uzun sürdüğünü kaydetti. Birçok beyin bozukluğunun önlenebilir olduğuna işaret eden Topçuoğlu, DSÖ raporunda dünyadaki 50-55 milyon Alzheimer hastasının yüzde 40’ının önlenebileceği, geciktirilebileceği bilgisinin yer aldığını vurguladı.
Türkiye’de en fazla ölüm nedeni sıralamasında Alzheimer’in ön sıralarda olduğunu kaydeden Prof. Dr. Topçuoğlu, son dönemde şeker hastalığından daha fazla ölüme neden olan Alzheimer’in 5. sıraya yükseldiğini söyledi. Topçuoğlu, “Koroner hastalıklar ölüm nedenleri arasında birinci sırada, inme ikinci sırada. Üçüncü ve dördüncü sırada akciğer hastalıkları olan kanser ve KOAH geliyor. Bu on yılda KOAH üçüncüydü, dördüncülüğe düştü. Daha sonra şeker hastalığı geliyordu ancak Alzheimer altıncı sıradan beşinci sıraya çıktı ve ölüm nedenleri arasında şeker hastalığını geçti. Şeker hastalığının gerilemesinde tedavi ve tedaviye ulaşımın etkisi de bulunuyor” bilgisini verdi.
Bireylerin beyin sağlığını korumada kişisel olarak yapabilecekleri bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Topçuoğlu, fiziksel aktivitelerin yanında zihinsel olarak da aktif olmanın önemine işaret etti. Prof. Dr. Topçuoğlu, yaşlı olunsa da kişilerin kendi işlerini kendisinin yapması, bulmaca çözmesi, ev işlerinin takibi, okuma, gündelik olayları-haberleri takip etme, işlere ve olaylara ilişkin yorum yapmayı mental olarak aktif olma unsurları arasında saydı.
Prof. Dr. Topçuoğlu: Covid-19 inme geçirmiş hastalarda daha ölümcül seyrediyor
Bireyin sosyal olmasının önemine de değinen Prof. Dr. Topçuoğlu, başka kişilerle iletişim halinde olma, toplantılara katılmayı tavsiye etti. Sağlıklı beslenmenin anahtarının işlenmiş gıdalardan kaçınarak doğal beslenme olduğunu, Akdeniz mutfağını tavsiye edebileceğini belirten Prof. Dr. Topçuoğlu, bunlara ek olarak fiziksel aktivitenin kritik önemine işaret etti.
Türkiye’de kadınların daha uzun yaşadığını ve bu nedenle nörolojik hastalıkların kadınlarda daha fazla görüldüğüne işaret eden Prof. Dr. Topçuoğlu, kadınların yetersiz fiziksel aktivite içinde olduğunu anlatarak “Çok televizyon seyretme ‘Kumanda Sendromu’ olarak adlandırılıyor. Televizyon karşısına geçiyor, kadınların yaklaşık yüzde 55’i bu şekilde çok az yürüyor, çok az iş yapıyor, evden dışarı çıkmıyor. Yaşlılarda bu durum salgın seviyesindedir” dedi.
Prof. Dr. Topçuoğlu, Türk Nöroloji Derneği olarak hafta kapsamında bireylerin farkındalığını artırma ve bilinçlendirmeye ağırlık verdiklerini vurgulayarak, bireylerin nörolojik herhangi bir rahatsızlığını fark etmeleri halinde nörologa başvurmaları gerekliliğini anlattıklarını sözlerine ekledi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?