Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği (TRPECD) yazılı bir açıklama yaparak, İstanbul’da bir merkezde botoks uygulaması sonucu bir hastanın hayatını kaybettiği iddialarının yanlış olabileceğini vurguladı. Dernek adına TPRECD Başkanı Prof. Dr. Sühan Ayhan imzasıyla yapılan açıklamada, uzman olmayan kişilere ve yetkili olmayan merkezlere uygulama yaptırılmaması uyarısı tekrarlandı. Prof. Dr. Sühan Ayhan, botulinum toksini (botoks) uygulamasının sadece yüze yapıldığını, hayatını kaybeden kişiye kalça dolgusu yapıldığı yönünde bilgiler olduğunu ayrıca uygulamayı yapan kişi hakkında 2017’den başlayarak şikayetler doğrultusunda disiplin ve suç duyurusu gibi yaptırımların söz konusu olduğunu belirtti.
Otopsi sonucunun henüz belli olmadığını ancak basına yansıyan haberlerden hayatını kaybeden kişinin “kalça botoksu yaptırdığı” yönündeki ifadelerin dikkat çekici olduğuna işaret eden Prof. Dr. Sühan Ayhan, “Botoks işlemi ilgisiz birçok alanda saç botoksu, kalça botoksu gibi jenerik isimlerle kullanılıyor, halbuki bu işlemlerin botulinum toksin (botoks) uygulamasıyla hiçbir ilgisi yok. Haberde, hayatını kaybeden hastaya kalça bölgesine uygulama yapılması bize bu bölgeye dolgu işlemi yapıldığını düşündürdü.
Botoks nedir? Neden ve nasıl yapılır? Botox tehlikeli midir?
Sentetik dolgularla kalça ve memelere biçim vermek için dolguların yüksek miktarlarda kullanılması gerekir. Ayrıca kalçaya dolgu enjeksiyonu, bölgenin damardan zengin anatomik yapısı nedeniyle çok tehlikeli bir işlemdir; damar içine enjeksiyon sonrası beyin ya da akciğer embolisi görülme riski fazladır. Uzmanlık gerektiren bir işlemdir, o nedenle biz plastik cerrahlar bu işlemin tam donanımlı hastanelerin dışında yapılmasını, hele uzman olmayan kişiler tarafından yapılmasını asla uygun bulmuyoruz” dedi.
Estetik amaçlı dozların ölüme neden olmasının “neredeyse imkansız” olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ayhan, “Araştırmalar botulinum toksinin öldürücü olabilmesi için bir kişiye 30 şişe enjekte edilmesi gerektiğini gösteriyor. Bu ürünün 3-4 şişesi dahi güvenle enjekte edilebilir -ki bu estetik uygulamalarda asla uygulanan bir doz değildir. Dudağa yapılan dolgularda da damar içine enjeksiyon yapılığı takdirde doku kayıpları gözlenebilir, çok nadiren ağır alerjik reaksiyon görülebilir; ancak ölüme yol açması ise hemen hemen imkansızdır. Yapılan işlem ne olursa olsun, uzman bir hekim ve donanımlı bir merkez, böyle bir durumu kontrol altına alacak işlemlerin bilgisine sahiptir” diye konuştu.
Açıklamada, hayatını kaybeden hastanın otopsi sonuçlarına göre gerçek ölüm nedeninin anlaşılacağını ancak kalça işleminin bu tür ölümlere neden olabilen ‘kalça dolguları’nı akla getirdiğine işaret edilerek, şunlar kaydedildi: “Öncelikle hayatını kaybeden hastanın yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Ölüm nedeninin tam olarak anlaşılabilmesi için mutlaka otopsi yapılması gerekiyor. Otopsi sonucu öğrenildikten sonra daha kesin konuşabiliriz ancak haberden anladığımız kadarıyla bu işlem, güzellik merkezi adı altında faaliyet gösteren ve bu işlemleri yapma yetkisi bulunmayan bir mekânda sabıkalı bir pratisyen hekim tarafından yapılmış.
Bu hekim hakkında derneğimize gelen şikayetler doğrultusunda hem yetkinlik dışı işlem yaptığı hem de enjeksiyon için uygun olmayan hatta yasak ve kaçak yolla elde edilen maddeleri kullandığı için 2017 yılından bu yana İl Sağlık Müdürlüğü ve Tabip Odası nezdinde defalarca uyarılarda ve şikâyette bulunduk; hatta İl Sağlık Müdürlüğü’nün suç duyurusunda bulunmasını talep ettik. Öte yandan, halkımızın dolgu, botoks gibi işlemlerin güzellik salonlarında değil; muayenehane, poliklinik, tıp merkezi gibi bu işlemleri yapmaya yetkin merkezlerde ve bu işlemleri yapmaya yetkisi ve donanımı olan uzman hekimler tarafından yapılması gerektiğini öğrenmesi gerekiyor.”
TPRECD Başkanı Prof. Dr. Sühan Ayhan, estetik ve güzellik amaçlı tıbbi işlemlerin kısa sürmesi, anestezi ve dinlenme geriktirmemesi gibi nedenlerle hafife alındığı, hekim olmayan kişilerin de bu işlemleri yapması gibi durumlar ortaya çıktığını vurgularak, “Yetkinlik dışı uygulamaların yanısıra son zamanlarda hekim olmayan şahısların da bu sektöre girip işyerleri açtığını, ne olduğu belirsiz sertifikalı eğitimlerle halkın sağlığını ve hasta güvenliğini hiçe saydığını duyuyor ve giderek daha fazla bu gibi üzücü olaylarla karşılaşıyoruz. Bunun artık bir halk sağlığı sorunu olduğunu tekrar vurguluyor, estetik uygulamaların uzman hekimlerce ve Sağlık Bakanlığı’nın denetlediği ve onayladığı mekanlarda yapılması gereğini bir daha hatırlatıyoruz” diye konuştu.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?