Türkiye’deki yaklaşık 100 bin Parkinson hastasının yüzde 60’ının tedavi aldığını söyleyen Türk Nöroloji Derneği Başkanı ve Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji AD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, “Türkiye genelinde 100 bin kadar Parkinson hastası olduğu tahmin edilmektedir ve bu hastaların ancak yüzde altmışı tedavi almaktadır. Ortaya çıkan belirtilerin önemsenmemesi tanıda gecikmeye neden olabilmektedir. Tanı alıp, uygun tedavi planlanan hastalarımızın motor fonksiyonları ve diğer hastalık belirtileri belirgin ölçüde düzelmekte, günlük yaşamlarını, işlevlerini başarıyla sürdürebilmektedirler” dedi.
Dünya Parkinson Hastalığı Günü nedeniyle bir açıklama yapan Prof. Dr. Öztürk, COVID-19 salgını döneminde Parkinson hastalarının düzenli kontrollerini aksatmaması gerektiğini vurguladı. Hastalığın bulaşması durumunda da daha ağır seyretme riski olduğunu belirten Prof. Dr. Öztürk, hastaların düzenli takiplerini aksatmamakla birlikte COVID-19 enfeksiyonundan korunmak için azami dikkat göstermesi gerektiğini anlattı.
Parkinson hastalığının ilerleyici (dejeneratif) ve fonksiyon bozucu nörolojik hastalıklar içinde önemli bir yer tuttuğunu ve demanstan sonra ikinci sırada yaygın görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, hastalığın, istirahat sırasında ortaya çıkan titreme, hareketlerde yavaşlık, katılık ve pozisyonunu koruma ve devam ettirmede zorlukla kendini gösterdiğini hatırlattı.
Öncü bulguların, yaygın vücut ağrıları, yorgunluk, koku almada bozukluk olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, “İleri aşamalarda günlük yaşamı devam ettirmede zorluk yaratacak şekilde unutkanlıklar, demans ortaya çıkabilir. Hastalığın hareket sistemindeki etkileri dışında kan basıncında değişiklikler, iştah ve tat almada bozukluklar, kabızlık ishal, sindirim bozukluğu, cilt değişiklikleri, uyku bozuklukları da hastanın yaşam kalitesini kötü yönde etkileyen ek bulgulardır. Hastalığın kalıtsal formları daha genç yaşlarda başlayabilmekte ve daha hızlı ilerlemektedir. Bu formun ortaya çıkmasında akraba evliliklerinin rolü önemlidir” bilgisini verdi.
Parkinson hastalığında ilaç ve diğer girişimsel-cerrahi tedavi yöntemleriyle güvenli yaşamın devamının sağlanabildiğinde işaret eden Prof. Dr. Öztürk, “İlaç tedavisi yanı sıra rehabilitasyon ve uğraş tedavileri önem taşımaktadır. Ayrıca bu hastaların yaşam alanlarına gerekli düzenlemelerin yapılması da kısıtlılıklarını büyük ölçüde azaltmakta, güvenli bir yaşam sürmelerini sağlamaktadır” değerlendirmesini yaptı. Prof. Dr. Öztürk, hastalara düzenli beslenme ve egzersiz de tavsiye ederek, aktif ve verimli bir hayat sürmelerinin mümkün olduğunu, toplumun bu konuda bilinçlenmesi gerektiğini kaydetti.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?