Zamanında müdahale ile önlenebilir bir sorun olan inme nedeniyle çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini söyleyen Türk Nöroloji Derneği (TND) Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, “Her 40 saniyede bir kişi inme geçiriyor. Son açıklanan TÜİK raporlarına göre inme sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı tüm kazalarda hayatını kaybedenlerin iki katı. İnme halen süren COVID-19 pandemisine göre 10 kat daha öldürücü ancak önlenebilir bir hastalıktır” diye konuştu.
29 Ekim Dünya İnme Günü nedeniyle açıklama yapan, Prof. Dr. Öztürk, “Her yıl 17 milyon kişinin inme geçirdiği düşünülürse bu önemli sağlık sorunu hakkında bilinçlenmek ve hastalıkla mücadele etmeyi öğrenmek hayat kurtarır” dedi.
İnme (felç) geçiriyorsanız hemen 112’yi arayın! İlk 4 saat tedavi için çok önemli!
Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, inme tedavisinde erken müdahalenin kritik önemine işaret ederek; inmenin aniden ortaya çıkabildiğini, bu nedenle belirtileri hakkında bilgi sahibi olunmasının çok önemli olduğunu anlattı. Salgın nedeniyle hastanelere gitme konusunda çekingen davranılabildiğini de belirten Prof. Dr. Öztürk, “İnme belirtilerine çok dikkat edilmeli. Pandemi sebebiyle sağlık kuruluşuna gitmekten çekinen ve o sırada inme geçiren hastalar çok daha ciddi hasarla karşılaşabilir, hatta hayatını kaybedebilir. O yüzden inme hakkında bilinçlenmek hayati öneme sahip” dedi.
İnmenin 5 belirtisi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Öztürk, “Vücudun tek tarafında yüz, kol ve/veya bacakta olan hissizlik ve/veya kuvvet kaybı, bilinç bulanıklığı veya konuşma ve/veya anlamada güçlük, yürüme güçlüğü, baş dönmesi, denge ve koordinasyon kaybı, tek veya iki taraflı görme kaybı, siddetli baş ağrısı 5 önemli belirti. Bu belirtileri hisseden kişi vakit kaybetmeden 112’yi aramalı. İnme tedavisinde en önemli faktör erken tedavidir. Dakikalar bile çok kıymetlidir” diye konuştu.
Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, inmeden korunmak için 5 önemli faktörü de öne çıkararak, bunlara uyulmasının ilaç tedavileri kadar etkili olabildiğini anlattı. Bireylerin sağlıklı yaşamaya yönelik yaşam tarzı değişikliği konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Öztürk şunları kaydetti: “İnme hastalarının risk faktörlerini azaltacak yaşam tarzı değişiklikleri konusunda aydınlatılmaları ve bu konuda toplumun bütün organlarının uygun ortamı hazırlaması ve sürdürmesinin ilaç tedavileri kadar etkili olduğu kanıtlanmıştır. ‘İnmede Koruyucu Beş Yöntem’ olarak, tansiyon, şeker, kalp hastalıklarının kontrolü, sigara kullanımının önlenmesi, sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, tüm kullanılan ilaçların doktor kontrolüyle alınmasını sıralayabiliriz.”
Prof. Dr. Öztürk, bu risk faktörlerinden korunmanın COVID-19 hastalarının ağırlığıyla da öneminin ortaya çıktığına işaret ederek, “Bu risk faktörlerinin sayısı arttıkça hastalıktan kurtulabilme durumu negatif yönde etkileniyor, tedavide başarı şansı düşüyor. Sağlık Bakanımızın da belirttiği gibi, COVID-19 nedeniyle yoğun bakım düzeyinde izlenen hastaların yarısından fazlası hipertansiyon, diyabet, obezite, sigara gibi inme risk faktörlerine sahiptir” dedi.
Prof. Dr. Öztürk, nöroloji uzmanları başta olmak üzere, radyoloji, beyin cerrahi, acil tıp, kardiyoloji uzmanlarının da katılım ve katkılarıyla hazırlanan “Akut İnmeli Hastalara Verilecek Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönerge”nin yürürlüğe girdiğini belirterek, inme çağrısının gelmesinden itibaren yapılacakların yer aldığı bu yönerge ile inme tedavisinde çağa uygun başarı oranlarına ulaşılmasının yolunun açıldığını kaydetti.
İnme geçirenler için ‘Zaman Beyindir’ kaybedilen dakikalar kalıcı hasar demek
İnmenin can kaybı, yaşam kalitesi kaybı, sağlık sistemine oluşturduğu mali yük gibi faktörler nedeniyle halk sağlığı alanında öncelikli alanlardan biri olduğunu belirten Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, “Sağlık Bakanlığımız öncelikle akut inme yönetiminde bilimsel, kanıta dayalı ve ülke olanaklarına uygun düzenlemeler yapmak üzere derneğimiz Beyin Damar Hastalıkları Çalışma Grubu, Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği üyeleri, alanda çalışan meslektaşlarımız, Radyoloji, Beyin Cerrahi, Acil Tıp ve Kardiyoloji uzmanları ile bir süredir kalite ve standart çalışmaları, klavuz çalışmaları yapmaktadır.
Bu yönerge öncesi hazırlanan İnme Klinik Protokolü de bunlardan biridir. İnme hastalarının Nöroloji Uzmanı yönetiminde en ektin ve organize olarak tedavi edilmesine yönelik bu çalışmaların, yayımlanmış olan yönergede yapılandırılmış olarak, uygulamaya hazır şekilde yer almış olması ülkemizde inme hastalarının tanı ve tedavisinde önemli bir aşama sağlayacaktır” diye konuştu.
Yönergenin temel unsurları şöyle:
Türk Nöroloji Derneği Başkanı Şerefnur Öztürk, halen devam eden COVID-19’un beyin sağlığı açısından da tehlike oluşturduğunu vurgulayarak, “Son dönemde gelen bazı araştırma sonuçları, bu hastalığın sadece solunum yollarını değil, nörolojik sistemleri de etkilediğini ortaya koymaktadır. Özellikle Çin’den olmak üzere çeşitli ülkelerden bildirilen çalışmalarla hastaların yaklaşık üçte birinde nörolojik bulgular rapor edilmiştir.
Mevcut durumda bildirilen en yaygın belirtiler baş ağrısı, bulantı ve kusmadır. Daha ciddi vakalarda ve özellikle de daha yaşlı ve hipertansiyon, diyabet gibi risk faktörü olan hastalarda virüsün santral sinir sistemine invazyonu, kan pıhtılaşma eğilimini artırması, inflamasyon etkisi ile nöropatiler, miyopatiler, epilepsi gibi çeşitli nörolojik tablolar yanısıra ve %5 oranında, akut inme komplikasyonu da bildirilmektedir” dedi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?