Katı kanser tümörlerinin tedavisi için araştırmaları süren Ares 139 molekülünde Faz 1 aşamasına gelindi. Boğazici Üniversitesi Kimya Bölümü Başkanı ve RS Research Kurucu Ortağı Prof. Dr. Rana Sanyal, Türkiye ve dünyada heyecan uyandıran, katı tümörlerin tedavisinde hedefli ilaç olmaya aday Ares 139 molekülünün insanda denenmesinin ilk aşaması olan Faz 1 denemeleri için hazırlıklara başladıklarını açıkladı. Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice PALA KAYA’nın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Sanyal, her ilaç adayı molekül gibi Ares 139’un da zorluklarla dolu bir sürece girdiğinin altını çizdi.
Ares 139’un preklinik aşamasının bittiğini, insanlarda denenecek ajanın üretimi üzerine çalıştıklarını bildiren Prof. Dr. Sanyal, geldikleri aşamayı şöyle açıkladı: “Şu anda ilk molekülümüzle ilgili olarak preklinik süreci tamamladık. Bunun insanda denenmeye başlaması için belli bir kalitede üretilmesi gerekiyor. Bu üretim aşaması devam ediyor.
Aynı zamanda da klinik merkezlerle koordinasyonun sağlanıp -yani hastanelerle koordinasyonun sağlanıp- doğru bir protokol kapsamında çalışmaların başlaması gerekiyor. Bu şekilde klinik faza geçiş olmuş olacak.”
“Çok geniş bir spektrumda, insanda denemeleri başlayacak. Oradaki çalışmaların sonuçlarına göre aslında hangi alana doğru gideceği yönlenecek” ifadesini kullanan Prof. Dr. Sanyal, Ares 139’u “Hedefli bir kemoterapi ajanı” olarak niteledi.
Prof. Dr. Rana Sanyal, ilacı yan etki profili açısından da değerlendirerek, temel özelliklerini şöyle açıkladı: “Yapmaya çalıştığımız şeyin, hedefli kemoterapi dediğimiz şeyin asıl özelliği o. Yan etki profilini düşürüp, dozu artırmaya çalışıyoruz. Yapmaya çalıştığımız şey bu; normal bir kemoterapiden çok daha düşük yan etkisi olsun ki, hastaya sürdürülebilir bir şekilde daha fazla doz verebilelim.
Çünkü kemoterapi ajanlarının genel olarak tümörü çok iyi öldürdüğünü zaten biliyoruz ama verilmesi gereken dozu yan etkileri nedeniyle vermeye devam edemediğiniz için tümör büyümeye devam ediyor. Yoksa sitotoksik bir ajan var, siz onu hastaya verdiğiniz zaman belli bir oranda başarı kat ediyorsunuz ama hızlı üreyen tüm hücrelere, sağlam hücrelere de zarar verdiği için kan değerleri düştüğü için tedaviye devam edemiyorsunuz.
Böyle sonuçları oluyor. Şu anda bizim yapmaya çalıştığımız şey; bu sitotoksik ajanı tümöre hedeflemeyi başarmak, onun için çok daha fazla dozlarda vermeyi sağlamak ve tedavinin etkinliğini artırmak.”
Prof. Dr. Sanyal, Faz 1 aşamasına geçişin ne zaman olabileceği yönündeki soruya, “Bununla ilgili olarak şu anda devam eden süreçler aslında bizim dışımızdaki süreçler halini aldığı için süre vermekte çok zorlanıyoruz. İlk tahminlerimizden çok sapmış durumdayız. Onun için kurumlara başvurularımızı yaptık. Devam eden üretim çalışmaları var. Bu nedenle bunun cevabını biz de çok bilmiyoruz, çalışmalar devam ediyor” dedi.
Türkiye’de molekül keşfi dahil ilk kez bir ilaç geliştirme süreci işlediğini belirten Prof. Dr. Sanyal, RS Resarch ile Boğaziçi Üniversitesinin sanayi-üniversite işbirliğinin söz konusu olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Sanyal, “Zor çalışmalar, ilk kez yapılan çalışmalar…
İlaç keşfi, çok büyük risk barındıran bir çalışma. Belli bir aşamaya gelen ilaçlarla ilgili olarak heyecanlanıyoruz tabii ki. İlk kez Türkiye’de geliştirilen bir molekül insanda deneme aşamasına kadar geldi. Bu bile çok büyük bir başarı bizim için ama hala çok büyük bir risk taşıyor. Her bir faz, her bir klinik çalışma fazı birçok ilacın elendiği çalışmalar. Bunlar hala denemeler. Bizim ümidimiz çok yüksek, inanıyoruz ama bu işin doğası gereği de gerçekten yüksek bir risk var” diye konuştu.
RS Recarch olarak 5 yeni molekül üzerinde çalıştıklarını bildiren Prof. Dr. Sanyal, bunların da kansere yönelik olduğunu belirterek, “Şu anda ilaç pipelinemızda toplam 5 aday molekülümüz var. Hep onkoloji çalışıyoruz, hep solid tümör çalışıyoruz ama farklı endikasyonlara yöneleceğini düşündüğümüz adaylar var. Hep konuştuğumuz şu anda bizim en önde giden adayımız arkadan gelenlerde de gerçekten ümit vaat eden, daha iyi olduğunu düşündüğümüz moleküllerimiz de var ama yavaş yavaş sıra gelecek” dedi.
Prof. Dr. Rana Sanyal, üzerinde çalıştıkları molekül benzeri bir ilacın olmadığını ancak dünyanın başka yerlerinde daha ileri aşamaya geçmiş moleküller olduğunu kaydetti.
Türkiye’de ilk kez bir molekül geliştirildiğini bildiren Prof. Dr. Sanyal, “Türkiye’de geliştirilmiş bir molekül yok, kanser değil, hiçbir molekülümüz yok şu ana kadar piyasaya çıkmış. Tüm geliştirme fazlarını Türkiye’de geliştirmiş bir ilacımız yok. Başlangıç temel aldığı çalışmalar geliştirme süreçleri Boğaziçi Üniversitesi’nde başladı. Sonrasında, 2015 yılında biz şirketimizi kurduk. Bir üniversite-sanayi işbirliği projesi bu. Şu anda 2015’ten beri bu çalışmalar şirket bünyesinde devam ediyor” bilgisini verdi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?