Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, Türkiye’deki, Parkinson hasta sayısı hızla artıyor!

Yazan Hatice Pala Kaya
24 Temmuz 2020  |   Kategori: Güncel / Literatür, Parkinson Print

Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların Türkiye için önemli bir sağlık sorunu olduğunu söyleyen Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, nörolojik hastalıkların tüm dünyada ölümlerin %12’sinden sorumlu olduğu açıkladı. Türkiy’de yaşlı nüfusu artmaya devam ettiğini bu nedenle Parkinson gibi hastalıkların yaygınlığının da hızla artmasının beklendiğini belirten Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, “Parkinson, Alzheimer hastalığından sonra en sık görülen nörodejeneratif hastalıktır. Bugün için ülkemizde 150 bin civarında Parkinson hastası bulunuyor. Ancak yaşlanan nüfus nedenle yakın gelecekte Parkinson hastalığı ile daha çok uğraşmak zorunda kalacağız” diye konuştu.

22 Temmuz Dünya Beyin Günü nedeniyle Türk Nöroloji Derneği, Parkinson hastalığına dikkat çeken bir açıklama yaptı.

Parkinson hastalığı neden olur? Belirtileri, teşhisi ve evreleri

Hastalığın en önemli sebebi dopamin eksikliği

Türk Nöroloji Derneği Hareket Bozuklukları Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Raif Çakmur ise, Parkinson hastalığında en önemli sebebin dopamin eksikliği olduğunu hatırlatarak, tedavisine yönelik gelişmeler bulunduğunu bildirdi. Parkinson hastalığının, yavaş ilerleyici beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden bir hastalık olduğunu, hücre kaybı ile ilerleyen, sinsi başlayan ve yavaş seyreden hastalıklara nörodejeneratif hastalıklar denildiği bilgisini veren Prof. Dr. Çakmur, Parkinson ve Alzheimer hastalığının en sık görülen nörodejeneratif hastalıklar olduğunu kaydetti.

Prof. Dr. Çakmur, hastalığın belirtileri ile ilgili şu bilgiyi verdi: “Parkinson hastalığının asıl belirtileri hareket ile ilgili belirtiler olsa da son yıllarda hastalığın hareket etkilenmesinden önce koku alma sorunu, kabızlık, depresyon, uyku problemleri ve ağrı gibi sorunlarla başlayabildiği saptanmıştır. Parkinsonizmin temel görüntüsü hareketlerde yavaşlama ve hareket miktarının azalmasıdır. Titreme, Parkinson hastalarının yaklaşık olarak %50 ile %75 kadarında başlangıç bulgusudur. Ancak hastaların %25-30’unda titreme görülmeyebilir”

Parkinson pandeminin tüm özelliklerini gösteriyor

Toplumlar yaşlandıkça Parkinson görülme sıklığının arttığına işaret eden Prof. Dr. Çakmur, buna karşılık son yıllarda beklenenden daha hızlı bir artış yaşandığını, bir grup araştırmacının Parkinsonun da bir pandeminin tüm özelliklerini gösterdiği yönünde görüş verdiğini anlattı. Bu görüşün gündemdeki Covid-19 salgını öncesi yapıldığını vurgulayan Prof. Dr. Çakmur şunları söyledi: “Aslında yaşlanmanın etkisi istatistiksel olarak düzeltildiğinde Alzheimer Hastalığı sıklığının stabil kaldığı, hatta tedavilerdeki başarı sayesinde inme gibi bazı nörolojik hastalıkların sıklığının da azaldığı söylenebilir.

Alzheimer

Bu nedenle sıklığı yaşlanma etkisinin ötesinde giderek artan tek hastalık Parkinson hastalığı gibi görünmektedir. Bu durumun en önemli nedenleri arasında çevresel toksinlere maruziyeti sayılmaktadır. PARAQUAT gibi yaygın kullanılan bazı tarım ilaçlarının ve metal endüstrisinde yaygın kullanılan TRİKLOROETİLEN (TCE) gibi kimyasal maddelerin toksik etkilerinin Parkinson hastalığı riskini arttırdığını biliyoruz.”

Parkinson tedavideki gelişmeler

Yapılan tahminlerin 2040’a kadar Dünyada 17-18 milyon kişinin Parkinson hastası olacağını gösterdiğini belirten Prof. Dr. Raif Çakmur, “Parkinson hastalığının görülme oranındaki artış, aslında aciliyet göstermektedir” diye konuştu.

Parkinson tedavisi: En etkili yöntemler ve hastalara öneriler

Hastalığın tedavisinin semptomlara yönelik olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Çakmur, “Bu konuda çok etkili farmakolojik ajanlarımız mevcut. Parkinson hastalığı bu konuda diğer nörodejeneratif hastalıklara öncülük yaptığı gibi halen onlara göre daha başarılı tedavi edilebilir olma avantajını koruyor. Hem kullanılan ajanların çeşitliliği artıyor, hem de bunlara alternatif olarak cerrahi yöntemler de bu hastalıkta uygulanabiliyor. Ancak yine de Parkinson hastalığını engelleyecek ya da durduracak tedavi yöntemleri henüz geliştirilemedi. Bu nedenle çevresel toksinlerle bu hastalığın sıklığının artışını ve insanların bunlar gibi toksinlere maruz kalmalarını engellemeliyiz” dedi.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla