Stres ve çalışma koşulları nedeniyle oluşan vertigoda önemli ölçüde artış olduğu açıklandı. Vertigonun bir hastalık değil başka hastalıkların bir belirtisi olduğunu söyleyen Uluslararası Vestibüler Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Özgirgin, çocuklar dahil herhangi bir yaşta görülebileceğini, sıklıkla orta-ileri yaşların sorunu olduğunu belirtti. Özellikle 60 yaş üzerindeki popülasyonun %30’unda baş dönmesi ve dengesizlik şikayetleri olduğunu, bu oranın 85 yaşında %50’ye yükseldiğini dile getiren Prof. Dr. Özgirgin, “Dünya nüfusunun %10’unu etkileyen baş dönmesinden Türkiye’de de milyonlarca kişi muzdarip olmakta” dedi.
Uluslararası Vestibüler Derneği, “Vertigoda Hayat Yolunda” başlıklı bir basın toplantısı düzenledi. ‘Dünya Vertigo Farkındalık Haftası’ kapsamında yapılan toplantıya Prof. Dr. Nuri Özgirgin sözcülüğünde Prof. Dr. Pınar Yalınay Dikmen ve Prof. Dr. Fuat Özgen katıldı. Toplantıda, vertigonun acil servise başvurular arasında ön sıralarda olduğu hatırlatılarak, baş dönmesi ve denge bozukluklarının tedavisinde altta yatan hastalığın doğru anlaşılmasının önemi ve tedavi planının buna göre yapılması gerekliliğine de dikkat çekildi.
Vertigo nedir? Neden olur? Vertigonun belirtileri ve tedavisi
Prof. Dr. Nuri Özgirgin yaptığı konuşmada “Gece uykudan uyandıran, yataktan kalkarken savrulmaya yol açan iç kulak kristallerinin yerinden oynadığı baş dönmesi en sık görülen baş dönmesi çeşidi olup, beraberinde mide bulantısı, kusma ve sersemlik hissine de yol açmaktadır. Günümüzde bu en sık görülen baş dönmesi tipini pozisyonel baş dönmesi oluşturmaktadır. Bu durum kristal oynaması olarak da bilinmektedir. Bunu psikojenik, algısal baş dönmesi tipi izlerken migrenden kaynaklanan baş dönmeleri de gene üst sıralarda yer almaktadır” diye konuştu.
Prof. Dr. Özgirgin, “Baş dönmesi ve denge bozuklukları tedavi edilebilir sorunlardır. Bu süreçte uzman bir hekimden destek alınarak doğru tanının ve tedavinin planlanması gerekir. Vertigo ve denge bozukluklarının tedavisinde ilaç tedavilerinden, denge egzersizlerinden ve bazen de gerektiği durumlarda cerrahi uygulamalardan yararlanılır. Tedavide asıl amaç, baş dönmesi ve denge bozukluğunun işaret ettiği hastalığı bulup kontrol altına almaktır” bilgisini verdi.
Migrenin bir alt tipinde denge sisteminin de etkilendiğini belirten Prof. Dr. Pınar Yalınay Dikmen, bu hastaların vertigo şikayeti ile hekime başvurabildiklerini belirtti. Vestibüler migrenin vertigonun önemli bir nedeni olduğu ve bu migren tipinin yeterince tanınmadığını ifade eden Prof. Dr. Yalınay Dikmen, “Vestibüler migren tanısı klinik bir tanı olup, bu kişilerde beyin görüntülemeleri normaldir. Hatta bazı hastalarda baş ağrısı ve vertigo eş zamanlı olmayabilir ve bu da tanıda zorluk yaratabilmektedir.
Tanı için özellikle genç, orta yaşlı, kadın hastalarda migren tanısı açısından baş ağrısının dikkatle sorgulanması önemlidir. Vestibüler migrenin ayırıcı tanısı için iç kulak ve beyinin diğer hastalıklarının dışlanması gerekmektedir” uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Yalınay Dikmen, “Hastalığın tedavisi için baş ağrısı ve vertigoyu tetikleyen sebeplerin saptanarak kontrol altına alınması, hastanın yaşam tarzı ve beslenme alışkınlıklarının düzenlenmesi önemlidir. Özellikle çevresel ve görsel uyaranlara aşırı bağımlı hale gelmiş, fizyolojik adaptasyonun bozulduğu hastalarda vestibüler rehabilitasyon şikayetlerin gerilemesine yardımcı olabilmektedir” diye konuştu.
Prof. Dr. Fuat Özgen de yaptığı konuşmada fobik postural vertigo hakkında şu bilgileri verdi: “Fobik postural vertigo, belli durumlarla tetiklenen baş dönmesi hissidir. Başta ağırlık hissi ve dengesizlik olarak tanımlanan yakınmaları açıklamak için tanı sistemlerinde yer alan klinik bir durumdur. Kronik algısal dengesizlik olarak tanımlanmaktadır.
Muayene ve laboratuvar değerlendirmede somut bir veri bulunamaz. Hastalar genellikle başlarında ağırlık ve sersemlik hissettiklerini, vücut pozisyonunu korumanın veya ayakta durmanın zor olduğunu, düşme korkusu yaşadıklarını, kalabalık ortamlarda bulunma, yüksek bir yerde olma, boş ve dar sokaklarda, parlak ışıklı mekanlarda bulunmanın yakınmalarını başlattığını ifade ederler.
Kulak çınlaması (tinnitus) nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi
Ataklar sırasında kaygı hissederler ve kaygıya çarpıntı, titreme, bulantı, terleme gibi fiziksel belirtiler eklenir. Vakaların hemen tamamında başlangıçta gerçek vertigo nedeni olan bir hastalık söz konusudur. Bir sonra sonra panik bozukluk, anksiyete ve depresif belirtilerin ikincil olarak eklenmesi çok sık görülmektedir. Bazen organik bir neden olmaksızın psikiyatrik bir hastalığın (panik bozukluk, anksiyete) bir belirtisi olarak da ortaya çıkabilmektedir. Tedavi hasta eğitimi, rehabilitasyon, ilaç tedavileri, bilişsel ve davranışsal tedavileri içermeli ve KBB, nöroloji ve psikiyatri uzmanları tarafından multidisipliner yaklaşımla yürütülmelidir.”
Toplantıda, stres ve günümüz yaşam koşulları nedeniyle ortaya çıkan vertigoya yönelik kapsamlı bilgi verildi. Salgın döneminde bireyler için bazı stres kaynakları oluştuğunu hatırlatan Prof. Dr. Nuri Özgirgin, “Covid-19’un oluşturduğu anksiyete, değişen yaşam ve çalışma koşulları toplumda ciddi stres oluşturdu. Bu durum özellikle psikojen kökenli ve migren nedeni olan baş dönmesinde önemli oranda artışa neden olmaktadır. Covid-19 enfeksiyonu sonucu virüslerin denge sistemini etkilemesi ile de ciddi baş dönmeleri ile karşılaşılmaktadır. Soğuk algınlığına neden olan virüsler de iç kulağı ve onun beyinle olan sinir bağlantılarını etkileyerek vertigoya neden olabilirler” dedi.
Prof. Dr. Nuri Özgirgin pandemiden kaynaklı stres durumuna ilişkin şu bilgileri verdi: “Pandeminin yaratmış olduğu koşullar iki farklı kapsamda değerlendirilmelidir. İlk olarak hastalık ve hastalığın insan vücudunda yarattığı sekeller (hastalığın vücudun tüm organlarında fonksiyon kaybı yaratabileceği bilinmektedir) ve ikinci olarak bu durumun insan yaşamını tehdit etmesi olarak tanımlanabilir. Covid-19 hastalığının duyu ve denge organlarını tutması ile ilgili örneklere de sıklıkla tanık olmaktayız.
Prof. Dr. Nuri Özgirgin: Pandemi stresi vertigo görülme sıklığını artırdı
Ancak daha önemlisi hastalık kaygısının yaratmış olduğu psikolojik etkiler ve de pandemi kontrolü için oluşturulan kısıtlamaların kişilerin sosyal yaşamını tümden etkilemesi ve bunun sekonder olarak insan yaşamına önemli baskısıdır. Baş dönmesi nedenlerinin sınıflamalarında özellikle son yıllarda korku ve psikolojik etkenlerin üst sıraya çıkması ve de pandeminin yaratmış olduğu olumsuz koşullar birleşince son 2 yılın baş dönmesi yapan hastalıkların bu bölümünde önemli artış nedeni olduğu bir gerçektir.”
Günümüz yaşam koşullarına da işaret eden Prof. Dr. Nuri Özgirgin, “Modern çağın hastalığı vertigo konusunda yürütülen farkındalık çalışmalarını çok önemsiyoruz. Merkezi Türkiye’de olan ve başkanlığını yürüttüğüm Uluslararası Vestibüler Derneği olarak Dünya Vertigo Farkındalık Haftasında konu ile ilgili toplumsal paylaşımlar ve bilimsel etkinlikler düzenlemekteyiz. Yaptığımız çalışmalarla vertigoya sebep olabilecek hastalıklar hakkında farkındalığı arttırarak toplumun kaliteli sağlık yaşamı seviyesini arttırmayı hedeflemekteyiz” diye konuştu.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?