Kardiyoloji alanında son yılların en medyatik konusu olan kolesterol ve kolesterol düşürücü ilaçlara ilişkin sadece ülkemizde değil pek çok Avrupa ülkesi ve ABD’de benzer tartışmalar yapılmaktadır. Kardiyovasküler Akademi Derneğinin konu hakkında yapmış olduğu anketin sonucuna göre, katılan hekimlerin yaklaşık üçte biri ülkemizde gereğinden fazla kolesterol düşürücü ilaçların kullanıldığını düşünmektedir.
Diğer taraftan Danimarka’da 1995-2010 yılları arasında kolesterol düşürücü (statin) grubu ilaçları kullanmakta olan 40 yaş üzeri 674,900 kişinin incelendiği bir araştırmada statin kullanmayı bırakanlarda, devam edenlere kıyasla, kalp krizinin %26 ve kardiyovasküler ölümlerin %18 oranında arttığı gösterilmiştir. İngiltere’nin önemli tıbbi dergilerinden biri olan “British Medical Journal” da çok izlenen bazı TV sağlık programlarında doktorların halka önerdiklerinin %46’sının bilimsel dayanağının bulunmadığı ortaya konulmuştur.
Dolayısıyla hastalarımızın bazen basın yayın organları aracılığıyla edindikleri bilgilerinin poliklinikte başvurduğu hekiminin söyledikleri çatıştığını görmesi son yıllarda sıkça yaşanmaktadır. Şahsen bu konuyu sorgulayan hastalarıma gerekli zamanı ayırıp bilimsel gerekçelerimi kendilerini sunuyorum.
Örneğin “Kolesterol ilaçları gereksiz yere reçete ediliyor” deniyor. Ben de yeterince tetkik ve takip yapılmadan yazılan her türlü ilacın kullanımını onaylamıyorum. Kardiyovasküler Akademi Derneğinin Araştırma ekibi olarak hekimlere “sizce kolesterol düşürücü ilaçlar gereğinden fazla yazıldığını düşünüyor musunuz?” sorusunun yer aldığı bir anketimizde yaklaşık %30 oranında evet cevabını aldık. Dolayısıyla söz konusu TV programlarında söylenen her şeyin yanlış olduğunu söylemek haksızlık olur ve doğru değildir. Kanımca eksik tarafları var. Mesela “Rakamları değil hastaları tedavi edelim” deniyor.
‘Yüksek kolesterol kalp krizine yol açmaz’ deniliyor, bu bilgi doğru mu?
Biz de aslında hastaların tedavi ediyoruz. Tedavi ederken de ister istemez tedaviye ne zaman başlayacağımız ve nerede duracağımızı da rakamlar söyler. Bu yaklaşım açlık kan şekeri sürekli 300’lerde seyir eden bir hastaya git sadece spor yap diyet yap şekerin düşer demeye benzemiyor mu? Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkün ancak sayın Doç. Dr. Güliz Erdemin de belirtiği gibi”farklı fikirlerin olması gelişim için şarttır.”
Yeter ki kaş yapalım derken göz çıkartmayalım!
Konu hakkındaki pozitif veya negatif iddialara devam etmek yerine bu yazımızda kolesterol ve kolesterol düşürücü ilaçlara ilişkin (özellikle halkımız tarafından) merak edilen önemli soruları bilimsel kanıtlarıyla birlikte sunmayı hedefledik.
Referanslar:
Korownyk C, Kolber MR, McCormack J, Lam V, Overbo K, Cotton C, Finley C, Turgeon RD, Garrison S, Lindblad AJ, Banh HL, Campbell- Scherer D, Allan GM. Televised medical talk shows-what they recommend and the evidence to support their recommendations: a prospective observational study. BMJ.2014;349:g7346.doi:10.1136/bmj.g7346.
Nielsen SF, Nordestgaard BG. Eur Heart J. 2016;37(11):908-916. Negative statin-related news stories decrease statin persistence and increase myocardial infarction and cardiovascular mortality: a nationwide prospective cohort study.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?