Türkiye’de inme sıklığının giderek arttığına işaret eden Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, bu artışın nedenlerinden birinin nüfusun hızla yaşlanması olduğunu belirtti. İnmenin, beyin damarlarında tıkanma veya beynin içine olan kanamalar sonucu meydana geldiğini ve beyindeki bölgenin karşıtı olan vücut fonksiyonlarında kayıplara yol açtığını söyleyen Prof. Dr. M. Akif Topçuoğlu, inmenin birden bire başladığının altını çizdi. 29 Ekim Dünya İnme Günü kapsamında Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’nın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Topçuoğlu, “İnme sıklığının yakın gelecekte azalması beklenmemelidir” dedi.
Yaşlılık arttıkça inme riskinin de arttığını vurgulayan Prof. Dr. Topçuoğlu, “Giderek yaşlanan bir nüfusa sahip oluyoruz. İnmeyle ilgili klinik hizmet ve bilim seviyemiz yükselmesine, inmeden ölüm oranlarını azaltabilmemize rağmen, sıklığı arttığı için ölüm nedenleri arasında inme her yıl biraz daha üst seviyelere çıkıyor. Şu anda Türkiye’de, ölüm nedenleri arasında kadınlarda ikinci, erkeklerde üçüncü sırada. Dünya genelinde ise ikinci sırada. Bazı gelişmiş ülkelerde dördüncü sırada olsa da hep listenin üst sıralarında. Listenin başında ise koroner kalp hastalıkları olduğuna dikkat edilirse, en sık ölüm nedenlerinin damar sağlığı, damar sağlığının yaratmış olduğu sorunlar olduğu görülür” bilgisini verdi.
Türkiye’de, sığınmacı, göçmen ve geçici koruma altındakilerle birlikte 90 milyon dolayında insan yaşadığını hatırlatan Prof. Dr. Topçuoğlu, 2019’da 150 bin civarında yatarak tedavi olan inme hastası bulunduğu bilgisine dayalı olarak, 180 ile 200 bin dolayında inme hastası olduğunu tahmin ettiklerini, her yıl 40 bin dolayında inme hastasının da hayatını kaybettiğini anlattı.
Ülkemizde bir milyon ile bir milyon 250 bin arasında inme geçirmiş halde yaşamını sürdüren kişi olduğunu, inme geçirenlerin en az yüzde 30’unun tekrar bu hastalığı yaşadığını, toplamda inme geçirenlerden yaklaşık 40 bininin yatağa bağımlı hale geldiğini kaydeden Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, “İnmede bir kişinin iyileşmiş olması işine dönebilmesidir. Tedavi görenlerin yüzde 25’lik kısmı yürüyebilir hale gelmesine karşılık işine dönemiyor, başkalarına bağımlı kalmaya devam ediyor” dedi.
Türkiye’de inmenin en önemli nedeninin damar sağlığına yeterince önem verilmemesi olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, bireylerin sağlığıyla ilgili verileri bilmesi ve takip etmesi gerektiğini hatırlattı. Vücut kitle indeksinin önemine değinen Prof. Dr. Topçuoğlu, bu yöndeki bilincin zayıf olmasıyla, vasküler sağlığı tehdit eden beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam gibi davranışların yaşlılarda sık görüldüğünü dile getirdi.
Prof. Dr. Topçuoğlu şunları kaydetti: “Bir kişi günlük aldığı tuz miktarını bilmelidir ve bunu kısıtlamalıdır. Günlük aldığınız kalori miktarını belirli bir seviyede tutmalısınız ama önemli olan yemeğin içeriği. Akdeniz mutfağı dediğimiz beslenme tarzı önemli. Bu beslenme tarzında hayvansal ürünler ve işlenmiş gıdalar ve vücuda zararlı olan yağlar düşük miktardadır. Meyve, sebze ağırlıklıdır ve doğal, işlenmemiş olan besinler önemlidir.
Bunların hepsine dikkat ettiğiniz zaman yani bir yaşam stili olarak epey bir avantaj kazanmış oluyorsunuz ama yeterli değil. Herkesin kendi tansiyonunu bilmesi lazım ve buradaki hedef değerimiz, 12/8. Bu değerin üzerindeyse, mutlaka kontrol altına alınması lazım. İkinci bilinmesi gereken şey, şeker. Kan şekeri değerimizin mutlaka bilinmesi lazım. Diğer bir değer; iyi ve kötü kolesterol değerlerimiz. Bunları da mutlaka bilmemiz lazım. Bunlar değiştirilebilir, kontrol edilebilir ve kontrol edildiği takdirde hem ilk inmenin olmasını hem de inme geçirdikten sonra ikinci inmenin tekrar tezahür etmesini engellemek için en önemli faktörlerdir. Tabii, sigara içmemelisiniz, alkol almamalısınız, iyi bir uyku hijyenine sahip yeterli sürede ve kaliteli uyku uyumanız gerekir. Bunlar ilaç tedavisi kadar önemlidir.”
Global Burden Of Disease verilerine göre, Türkiye’de son 20 yılda inme sıklığının artması yanında, genç nüfusta da görülme oranının arttığını, 45 yaş altı olarak tanımlanan genç nüfusta inmelerin neredeyse yüzde 20 kadarına rastlandığını kaydeden Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, 30’lu yaşlardan sonra inme görülme oranında artış olduğunu anlattı. Bunun nedenine yönelik olarak, çok faktör olsa da hepsinin damar sağlığında toplandığını vurgulayan Prof. Dr. Topçuoğlu, genetik-aile faktöründe de genel olarak ailelerin vasküler sağlığa dikkat etmemesinin ana rolü oynadığına işaret etti. Cinsiyete göre bakıldığında erkeklerin daha riskli olduğunu belirten Prof. Dr. Topçuoğlu, genel anlamda damar hastalıkların tamamında genetiğin de faktörlerden biri olduğunu kaydetti.
Türk Nöroloji Derneği / Dünya İnme Günü / İNMEYE KARŞI / Özel Oturum
İnmenin tedavi edilebilir olduğunu ancak erken müdahalenin kritik önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Topçuğlu, “İnmenin tedavisi erken müdahaledir. İnmede tıkalı damarı açmak için biz damardan pıhtı çözücü ilaç kullanabiliyoruz. Bunun uygulama süresinin standardı ilk 4,5 saat. İkinci bir metot, eğer anjiyo ile girip açmaya müsaitse, damara girerek kateterle pıhtıya ulaşıp, pıhtıyı dışarıya çekme şeklinde damar açılabilir. Bunun da standart süresi 8 saattir” diye konuştu.
Semptomları anlama ve hızla hekime ulaşmanın önemini vurgulamak için İngilizce hızlı anlamına gelen FAST kelimesinden hareketle F-Face (yüz), A-Arm (kol) S-Speech (konuşma) T-Time kısaltması oluşturulduğunu, yüz, kol, konuşmada bozukluk sezilmesi halinde hemen telefonla 112-ambulans çağırmayı anlattığını belirten Prof. Dr. Topçuoğlu, Türkiye’de de 2019’da yayımlanan inme tebliği ile çeşitli illerde kurulan inme merkezlerine en hızlı erişimin bu yolla gerçekleştiğini kaydetti.
İnme merkezleri ve inme üniteleri toplamının 130 dolayında olduğunu kaydeden Topçuoğlu, yenilerinin de açılmaya devam edildiğini, kapsamın giderek büyüdüğünü ifade etti. İnme tedavisinde merkezin önemine işaret eden Prof. Dr. Topçuoğlu, “İnme, her hastanede tedavi edilmez. Bu inme merkezlerinde tedavi edilir. Damar açıcı tedavilerin uygulanması bazı özellikler arz ediyor ama herkesin bilmesi gereken, FAST. Yüzde kayma, konuşma bozukluğu, kolda güçsüzlük varsa bu bütün inmelerin yaklaşık yüzde 65’ini kapsar ve de en önemli yeti yitimine yol açanlar da bunlardır. Bacakta güçsüzlük, görme kaybı, denge kaybı, yürüyememe gibi bulgular da dikkate alınırsa, vatandaş bunları hisseder hissetmez hemen 112’yi araması gerekli. Ne kadar erken, o kadar iyidir” dedi.
İnmeden korunmak mümkün mü? İnme Tedavisinde Güncel Gelişmeler
Prof. Dr. Topçuoğlu, inme ihtimali görüldüğünde kişinin kendi başına hareket etmemesi gerektiğini 112’yi aramasının en doğru yol olduğunu vurgulayarak, oluşturulan sisteme göre inme belirtisi olan hastanın 112 tarafından en uygun merkeze götürüldüğünü ve buralarda ekiplerin her zaman hazır beklediğini kaydetti.
Covid-19 hastalığı geçirenlerde pıhtı atmasının yaygınlaştığı iddiasının doğru olmadığını belirten Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, Covid-19’un da diğer bütün enfeksiyonlar gibi şiddetine bağlı olarak inmeyi tetikleyebileceğini, tetiklemenin ise neden olarak yorumlanamayacağını söyledi.
Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, Türk Nöroloji Derneği ve Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği’nin halkı inme konusunda bilinçlendirme çabası içinde olduğunu, inme geçirildiğinde yapılması gerekenler ve 112’yi aramanın önemini vurgulama ile inmenin tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna anlatmaya odaklandıklarını kaydetti. Prof. Dr. Topçuoğlu, Covid-19 salgınında dünyada 6,5 milyon kişinin öldüğünü hatırlatarak, her yıl inmeden ölen kişi sayısının bundan daha fazla olduğunu hatırlattı.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?