Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu: Türkiye’nin kronik hastalık yükü verileri güncellenecek

Yazan Hatice Pala Kaya

Kategori: Kardiyoloji, Kongreler, Üye Yazıları Print

Paylaş

Tweetle

Paylaş

102 Paylaşım

ANTALYA- Sağlık Bakanlığı, Dünya Bankası desteğiyle Türkiye kronik hastalık yükünün belirleneceği geniş kapsamlı bir hane halkı taraması başlatıyor. Taramayla, daha önce yapılan çalışma güncellenmesi yanında kapsam olarak da genişletilecek. Taramanın projesinin detayları Türk Kardiyoloji Derneği’nin (TKD) düzenlediği 32. Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresinde açıklandı. Konuyla ilgili Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’nın sorularını yanıtlayan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, kapsamı geniş bir çalışma hazırlandığını ve kardiyolojiyle ilgili kısmın TKD tarafından düzenlendiğini, diğer uzmanlık derneklerinin kendi alanlarıyla ilgili katkı vereceğini söyledi.

Önceki araştırmaya göre değişiklikler var

Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, benzeri bir tarama araştırmasının 5 yıl önce yapıldığını hatırlatarak, bu kez kapsamın daha geniş tutulduğunu vurguladı. Akraba evlilikleri gibi yeni tarama bilgileri eklendiğini belirten Tokgözoğlu, böylece gelecek dönemde alınacak tıbbi kararlar ve yöntemlere ilişkin daha geniş verilerin ortaya çıkacağını belirtti.

Türkiye’nin kısa sayılabilecek bir süre geçmiş olmasına karşılık, yaşam tarzında önemli değişiklikler görüldüğünü söyleyen Tokgözoğlu şunları kaydetti: “Bu çalışmayla Türk halkının en kapsamlı sağlık profili çıkarılacak. Mesela, günde kaç saat televizyon karşısında kaldıklarına bakılacak, bu sürenin tehlikeli bir hal aldığını düşünüyoruz. Çocuklar için de aynı durum söz konusu.

TKD uyardı! Türklerin kalbi Avrupalılardan 10 yıl önce yaşlanıyor

Bunun dışında diğer kronik hastalık yükümüze de bakılacak. Obezite, diyabet, gibi hastalıkların profilinin çok değişmiş olacağını düşünüyoruz. Daha 5 yıl gibi kısa bir süre önce bir tarama çalışması yapmış olmamıza rağmen, toplumun genel yaşam alışkanlıkları ve beslenme alışkanlıklarında radikal değişiklikler olduğunu düşünüyoruz. Bu önümüzdeki dönemde sağlıkta bulunduğumuz durum tespitini yapmak için çok önemli olacak. Belirleyeceğimiz yeni tedavi yöntemleri için mevcut durumumuzu göreceğiz.”

Dünya tarihinde ilk kez bir sonraki nesil, öncekine göre daha kısa yaşayacak

Prof. Dr. Tokgözoğlu, dünya tarihinde sürekli uzayan yaşam süresinin ilk kez önümüzdeki nesillerde kısalacağına dair sinyaller olduğunu da belirtti. Batı tipi beslenme, hareketsizlik gibi unsurların etkisiyle yaşamın hızla değiştiğinin altını çizen Prof. Dr. Tokgözoğlu, bunun da yaşam süresini olumsuz etkileyeceğini anlattı. Türkiye için de benzer farklılaşma işaretleri görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Tokgözoğlu, zeytinyağı ve doğal besinlerin çok tüketildiği, Ege bölgesinde daha önce kalp hastalıklarının nadir olmasına karşılık, yeni dönemde hızla arttığını vurguladı.

Prof. Dr. Tokgözoğlu, tarama çalışmasına ilişkin şu bilgiyi verdi: “Dünya Bankası tarafından desteklenen bu proje başka ülkelerde de yapıldı. Çok kapsamlı bir protokolü var ve protokolde anketörler de eğitimden geçecekler. Çünkü soruları doğru sormak lazım. Dört büyük risk faktöründen tutun akraba evliliğine kadar, kronik akciğer hastalığından tutun beslenme türlerine kadar son derece güzel bir çalışma olacak. Protokolü yeni bitirdik, sahaya henüz çıkılmadı ama muhteşem bilgiler verecek.

Türk Kardiyoloji Derneği, çalışmaları ve kongreleri ile bölge lideri oldu!

Hem çok sayıda haneye gidilecek hem de protokol için çok iyi bir hazırlık yapıldı. Türk Kardiyoloji Derneği olarak kardiyoloji kısmı sorgulamasını biz hazırladık. Ama diğer derneklerden de temsilciler vardı. Hem Türkiye’nin kronik hastalık yükü güncellenecek, -daha önce bir çalışma var elimizde biliyorsunuz- hem de çok yeni bilgileri öğrenip ailesel hiperkolesterolemi sıklığı nedir, akraba evliliği var mıdır gibi güzel verilere ulaşacağımızı ümit ediyoruz. Kışa girmeden tarama başlayacak. Tam sonuçların elde edilmesi için en az iki yıl geçeceğini tahmin ediyorum”

Kardiyoloji alanında 4 kılavuz yenilendi

Prof. Dr. Tokgözoğlu kardiyoloji alanındaki kılavuzların gelişmeler ışığında yenilendiğini de açıkladı. Tokgözoğlu, şunları kaydetti: “Dört konudaki kılavuz bu yıl yenilendi. Bilgiler arttıkça, yeni keşifler oldukça, hekimlerin hastayı nasıl tedavi etmesi gerektiğini söyleyen kılavuzlar doğal olarak güncelleniyor. Bu yıl güncellenen kılavuzlar arasında atriyal fibrilasyon, ritim bozukluğu kılavuzu, kalp yetersizliği kılavuzu, kalp damar hastalıklarından korunma ve lipid düşürücü tedavi kılavuzları var.

Önce koruyucu kardiyoloji kılavuzuna değinmek istiyorum. Hepimizin amacı hastalık oluşmadan korunmak. Kılavuz, bununla ilgili güncellenen bilgileri toparlıyor. Yeni kılavuzun eskisine göre farkı; çok kapsamlı bir dokuman olması. Ön plana çıkan noktalar: 1- Beslenmeyle ilgili yeni öneriler, 2- Hareketsizliğin çok önemli bir risk faktörü olduğu ve bunu nasıl yenebileceğimiz konusundaki öneriler, 3-Psikososyal stres. Eskiden bu unsur çok önemsenmezdi ama yine kılavuza girdi. 4- Hasta uyumu.

Biz yaşam tarzının doğrusu nedir biliyoruz, ilaç tedavisi nedir onu da biliyoruz ama hastaların uyumunu bir türlü sağlayamıyoruz. Kılavuzda çok geniş bir bölüm bunu nasıl sağlarız? Acaba akıllı telefonlar ne tür etkiler getirdi veya sağlık politikaları; örneğin kantinlerde zararlı şeylerin yasaklanması. Çok geniş bir yelpazede ne yaparsak hastaların yaşam tarzının uyumunu sağlarız ve ne yaparsak bunu bir sağlık politikası haline getirebiliriz konusunda hem toplumsal bazda hem bireysel bazda öneriler var.”

Tokgözoğlu, beslenmeyle ilgili konunun önemli olduğunu ve bilgi kirliliği yaşandığını da vurgulayarak, “Bu bilgi kirliliği yüzünden biz Türk Kardiyoloji Derneği olarak halkımızı eğitmek için 2016 kılavuzu çerçevesinde 1-Kalp dostu beslenme nasıl olmalıdır, 2-Belli hastalık durumlarında beslenme nasıl olmalıdır konularında yardımcı olmak için bir kitap hazırladık. Kitabın detaylarına girmeyeceğim ama çok kısaca söylemek gerekirse; Çocukluk yaşlarından itibaren kalp dostu yaşam alışkanlıklarının kazanılması fevkalade önemli olduğundan bunu bir misyon haline getirmek lazım” dedi.