Koronavirüs tedavisinde Türkiye’de de uygulanmaya başlanan plazma tedavisinin ilk aşamada kritik Kovid-19 hastalarına verileceğini söyleyen Dünya Aferez Birliği (WAA) Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, bu tedavi ile ilgili önceki deneyimlerin başarılı sonuçlar verdiğini ancak yine de temkinli olunması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin bu tür tedaviyi de kapsayan “aferez” bilim dalında altyapısının çok ileri düzeyde olduğuna işaret eden Prof. Dr. Altuntaş, konvelesan plazma tedavisinin şiddetli ve kritik düzeydeki koronavirüs hastalarına verileceğini, anti-viral tedaviye yardımcı bir tedavi seçeneği olduğunu anlattı.
Türkiye’nin, konvelesan plazma uygulamalarına gelişmiş birçok ülkeden daha hızlı bir şekilde organize olarak başladığını söyleyen Prof. Dr. Altuntaş, “Bu durum ülkemizin aferez bilimi alanında geldiği noktayı özetlemektedir” dedi.
Koronavirüs REHBERİ: Nasıl bulaşır? Belirtileri, korunma yöntemleri ve tedavisi
Kovid-19 hastalarında aferez yöntemine sadece plazma üretilmesi için başvurulmadığının altını çizen Prof. Dr. Altuntaş, “Kovid-19 küresel salgınında da tedavi amaçlı virüsün, salınan sitokin ve kimyasalların uzaklaştırılması, tüketilen pıhtılaşma proteinlerinin yerine konması (immün adsorbsiyon, terapötik plazma değişimi, filtrasyon gibi) ve bağış amacıyla Kovid-19 hastalığından iyileşmiş kişilerin plazmasının toplanması gibi çok geniş yelpazede de afereze başvuruluyor” diye konuştu.
Pasif antikor tedavisinin, belirli bir ajana karşı olan antikorların, bu ajana bağlı bulaşıcı bir hastalığa karşı korunması veya tedavi edilmesi amacıyla duyarlı bir kişiye verilmesini içerdiğini aktaran Prof. Dr. Altuntaş, “Dolayısıyla, pasif antikor uygulaması duyarlı kişilere hemen bağışıklık kazandırmanın önemli bir yoludur. Pasif antikor tedavisinin 1890’lara kadar uzanan bir hikayesi vardır ve 1940’larda ilaç tedavisinin gelişmesinden önce bazı bulaşıcı hastalıkların tedavi edilmesinin en önemli yöntemlerinden biriydi” dedi.
Konvelesan plazma uygulamasında, iyileşen Kovid-19 hastalarının aferez yöntemiyle toplanan plazmalarının yatarak tedavi gören yeni hastalara verildiğini bildiren Altuntaş, şu bilgileri aktardı: “Amaç, iyileşerek virüse spesifik bağışıklık kazandığı düşünülen kişilerden bağışıklığı sağlayan antikorların alınarak hastaya verilmesidir. Bu şekilde hastadaki virüsün etkisiz hale getirilmesinin sağlanmış olması beklenmektedir.
Duyarlı bir kişiye verildiğinde, bu antikorun kanda dolaşarak dokulara ulaşması ve enfeksiyona karşı koruma sağlaması beklenmektedir. Antikor miktarına ve kompozisyonuna bağlı olarak, transfer edilen immünoglobulin tarafından sağlanan koruma, haftalar ila aylar boyunca sürebilir.”
Koronavirüs testi ve tedavisi nasıl yapılır? Evde tecrit kuralları
Dünyada etkili olan son küresel salgında da Çin’de Kovid-19 hastalarının tedavisi için konvelesan plazma kullanıldığını bildiren Prof. Dr. Altuntaş, “Bu çalışmalar az sayıda hastayı içermesine rağmen, mevcut bilgiler, konvelesan plazma uygulamasının viral yükü azalttığını ve güvenli olabileceğini göstermektedir” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Altuntaş “Şu anda hiç bir ilaç ve yöntemin etkinliği konusunda kesin yorum yapmak sağlıklı olmaz. Hastalara çok ümit verici çok iddialı cümleler kurmamak gerekir. Yürütülen ulusal ve uluslararası çok merkezli randomize kontrollü klinik araştırmaların en azından ön sonuçlarını görmek gerekir. Bu arada bu küresel salgında, çalışma ekipleri yeni, bağımsız araştırmalar yapmak yerine ortak araştırma protokolleri üzerinde işbirliği yapmaya teşvik edilmelidir” dedi.
Kovid-19 enfeksiyonunda konvelesan plazma tedavisinin uygulanması için Amerikan Gıda ve İlaç Kurumunun (FDA), 24 Mart’ta tavsiye kararı yayımlayarak uygulamaya başladığını, Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) de acil durumlarda, aşıya ve anti-viral ilaçlara ulaşılamadığında önerdiğini bildiren Prof. Dr. Altuntaş, başkanı olduğu Dünya Aferez Birliğinin (WAA) de klinik araştırma kapsamında aferez uygulamalarını tavsiye ettiklerini açıkladı.
Türkiye’de de Sağlık Bakanlığınca Kovid-19 küresel salgınında, ihtiyaç duyan hastalarda kullanılmak üzere konvelesan plazma temini ve kullanımı için izin verildiğini bildiren Prof. Dr. Altuntaş, işlemi yapabilecek merkezlerle ilgili şunları kaydetti:
Koronavirüs (covid19) tespit edilen hastalara yaklaşım ve tedavi nasıl olmalı?
“Türk Kızılayı ve Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış terapötik aferez merkezleri Kovid-19 enfeksiyonu geçirmiş olan bağışçıdan tanımlanan kriterler çerçevesinde plazma elde edilmesine yönelik faaliyetleri yürütecektir.
Ülkemizde çok sayıda bilim insanının katıldığı çalışma grupları oluşturulmuştur. Bu gruplar kendi aralarında gerek bağışçı seçimi, gerek ürün standardı gerek tedavi yönetimi gerek hasta-verici takibi gerekse dünyadaki bilimsel gelişmeleri takip ederek bilgi ve deneyim paylaşımı sağlamaktadır. Bu ülkemizin bilimsel kapasitesinin bir göstergesidir.”
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, kovid-19 enfeksiyonuna yakalanan kişilerde konvelesan plazma tedavisi Türkiye uygulaması hakkında şu bilgileri verdi: “Önce uygun bağışçılar seçilecektir. Tüm bağışçılar laboratuvar testi ile doğrulanmış Kovid-19 teşhisi konulmuş olmalıdır. Bu kişilere konvelesan plazma bağışı hakkında bilgilendirme yapılacaktır. Kovid-19’dan klinik olarak tamamen iyileştiği ve virüsü taşımadığı gösterilecektir.
Bağışçıların en az 14 gün boyunca hiçbir şikayeti olmama ve kendini iyi hissediyor olmaları gereklidir. Yasal olarak 18 yaş üzerindeki kişiler bağışçı olabileceklerdir. Bu kriterleri karşılayan Kovid-19 virüs enfeksiyonuna yakalanmış ve sonrasında iyileşmiş bireylerden immünize plazmalar toplanıp kan bankalarında dondurularak saklanacaktır.”
Koronavirüs (COVID19) enfeksiyonu tanısı alan hastalara müdahale ve tedavi yöntemleri
Bağışçılara bilgi verilip yazılı onamlarının alınacağını dile getiren Prof. Dr. Altuntaş, “Aferez işlemi ortalama 60-90 dakika sürecektir. Aferez cihazları ile bağışçının toplam kan hacmine bağlı olarak yaklaşık 200-600 cc plazma toplanacaktır. Bağışçı işlem bittikten sonra 15 dakika gözetim altında tutulacaktır. Bağışçının rızası dahilinde tekrar plazma bağışı için randevu verilebilecektir. Plazma bağışı en az 2 hafta ara ile yapılabilir” bilgisini verdi.
Toplanan ürünlere Kızılay tarafından ISBT numarası verilerek barkotlama işlemi yapılacağını bildiren Prof. Dr. Altuntaş, “Barkotlanan ürünler ayrı bir saklama dolabında eksi 18/25 derecede veya altında saklanacaktır” diye konuştu. Konvelesan plazmanın, şiddetli ve kritik düzeydeki Kovid-19 hastalarına verileceğini vurgulayan Altuntaş, “Seçilen hastalara 200-400 mL arasında konvelesan plazma verilecek” dedi.
Bu hastalıktan iyileşen herkesi gönüllü plazma bağışçısı olmaya davet eden Prof. Dr. Altuntaş “Bu sadece bir sosyal sorumluluk değil, milli bir görevdir. Plazma bağışçılığı gibi toplumsal dayanışma örneklerimiz bu mücadeleden hep beraber sağlıkla çıkmak için çok önemlidir” ifadesini kullandı.
Radyolojik görüntüleme yöntemleri Covid-19 tanısında başarıyı attırıyor
Aferez, bir hastalığı iyileştirmek, istenilen kan bileşenini veya kök hücre ya da hücresel tedavi ürünlerini elde etmek için kanın vücut dışında işlenmesiyle ilgilenen bir bilim dalıdır. Terapötik (Tedavi edici) aferez bir hastalığın olası etken veya etkenlerini kandan uzaklaştırmak, donör aferezinin (Kan Bağışı) sadece istenilen veya gerekli olan kan ürününü toplamak, hücre aferezinin kandan kök hücreler, öncü hücreler, doğal öldürücü hücreler veya hücresel tedavi ürünlerini toplamak ve hücresel tedavi amacıyla kullanılır.
Prof. Dr. Altuntaş, “Aferez başta kan hastalıkları olmak üzere, nefroloji, nöroloji, yoğun bakım, acil tıp, mikrobiyoloji ve klinik enfeksiyon gibi çok sayıda bilim dalını ilgilendiren çok çeşitli hastalıkların tedavisinde başarı ile uygulanan bir tedavi yöntemi olmuş ve son yıllarda olmazsa olmaz bilim dalı haline gelmiştir” bilgisini verdi.
Yirminci yüzyılın başlarında, poliomyelit, kızamık, kabakulak ve grip gibi viral hastalıkların salgınlarında konvelesan plazmaların kullanıldığını belirten Prof. Dr. Altuntaş şunları söyledi: “ H1N1 influenza virüsü salgını sırasında konvelesan plazma alan hastalarda almayan hastalara kıyasla daha az ölüm oranları gözlenmiştir. Konvelesan plazma ayrıca 2013 yılında Batı Afrika Ebola salgınında da kullanılmış ve bu tedaviyi alan hastalarda daha yüksek yaşam oranları gözlenmiştir.
Korona virüs ile ilgili yanlış bilgilere dayalı panik, virüsten çok daha tehlikeli!
Ancak, her viral hastalık ve salgının birbirinden farklı olduğu unutulmamalıdır. Geçmişteki bu deneyimler Kovid-19 küresel salgınında da kullanılabilmeleri için önemli tarihsel emsaller oluşturmaktadır. Koronavirüs hastalıklarına karşı konvelesan plazmaların kullanımı ile ilgili 21. yüzyıldaki deneyim, 2003’te SARS1 ve 2012’de MERS salgınlarından edinilmiştir. En büyük çalışma Hong Kong’da SARS’lı 80 hastada yapılmıştır. Bu çalışmalarda da konvelesan plazma tedavisinden hastaların fayda gördükleri ifade edilmiştir.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?
Bilgilendirici bir yazı olmuş teşekkürler