Prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü olduğunu söylen Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erman, 50 yaşın üzerindeki erkeklerin kapsamlı bir ürolojik değerlendirme yaptırması gerektiğini vurguladı. Prostat kanserinde ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığının arttığını belirten Prof. Dr. Erman, erken teşhis edilen prostat kanserleri hastalarını tamamen iyileştirme imkanı bulunduğunu dile getirdi.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, prostat kanserine dikkat çekmek amacıyla ‘’Tak bir mavi kravat, prostat kanserine dikkat’’ sloganıyla Ankara’da bir etkinlik düzenledi. Astellas İlaç Türkiye’nin desteğiyle düzenlenen etkinlik kapsamında hastalığın sembol rengi olan maviden üretilen dev kravat, Ankara Garı’na asıldı. Çalışma kapsamında mavi kravat, İzmir ve Gaziantep gibi Türkiye’nin büyük illerinin önemli yapılarına asılarak yazılı, görsel ve sosyal medya iletişim kanallarıyla prostat kanserine dikkat çekilecek.,
Prostat kanseri neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Etkinlik sözcülüğünü üstlenen Prof. Dr. Mustafa Erman, prostat kanserinin tanısı ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Türkiye’de prostat kanserinden ölme ihtimalinin dünya ortalamasından bir parça daha yüksek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Erman, “Gelişmiş ülkelerde prostat kanseri tanısı konulan 8 hastadan 1’i prostat kanseri nedeniyle kaybedilirken, Türkiye’de bu oran 4 ya da 3 hastadan biri olarak görünüyor. Burada kat edilmesi gereken çok önemli mesafeler var. Biz de Türk Tıbbi Onkoloji Derneği olarak prostat kanserine tekrar dikkat çekmek istedik” dedi.
Prostat kanserinin aslında tedaviye çok iyi cevap veren bir kanser türü olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erman, şunları söyledi: “Son 10 yılda büyük ilerlemeler yaşandı. Tedavide kullandığımız yöntemlerden en önemlisi cerrahi. Cerrahi teknikte son yıllarda kat edilen çok önemli gelişmeler var ve bu sayede hastaların yaşam kalitesi yükseliyor.
Tedaviye bağlı yaşadıkları yan etkiler azalıyor. Diğer taraftan da başarı şansı artıyor. Radyoterapi yine hastaların iyileştirilmesi için çok önemli bir yöntem ve radyoterapide de hastaların yararına çok büyük gelişmeler var. Diğer taraftan yeni ilaçlar geliyor ve bu ilaçlar sayesinde hastalarımızı daha uzun ve kaliteli yaşatma şansına sahip olabiliyoruz.”
Prostat kanserinin erken evrede teşhis edilmesinin başarı şansını çok yükselttiğini dile getiren Prof. Dr. Erman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yüzde 90’ların üzerinde bir oranla, hastayı tamamen iyileştirme şansımız olabiliyor. Erken tanı konulmasındaki en önemli yardımcılarımızdan biri Prostat Spesifik Antijen (PSA) testi. Bu aslında basit bir kan testi, kolayca yapılabiliyor ama bütün diğer testler gibi bu da mükemmel bir test değil.
Sadece bir kan tahliline bakıp, prostat kanseri vardır ya da yoktur demek mümkün değil. Bazı kanser hastalarında PSA yükselmeyebiliyor. Bazı hastalarda ise yüksek çıkıyor ama aslında kansere değil, başka bir nedene bağlı olarak yükselebiliyor.
Prostat kanserinin erken teşhisi nasıl yapılır? Tedavisinde hangi yöntem etkilidir?
Dolayısıyla ‘sadece bir kan tahlili yaptırdım, kanserim varmış, yokmuş’ demek mümkün değil ama sağlıklı insanlarda herhangi bir yakınması olmasa bile ürolojik değerlendirmenin bir parçası olarak PSA testi yapılırsa ve bunu deneyimli bir hekim değerlendirirse, prostat kanseri varlığı konusunda çok önemli mesafe kat edip, hastaya erken dönemde tanı koymak mümkün olabilir. Burada kastedilen şey, ciddi şikayetleri olan, ileri yaşta, ağır başka problemi olan insanlar değil tamamen sağlıklı insanların testi yaptırıp, ürolojik değerlendirmeye girmesi. Önerimiz, 50 yaş üzerindeki her erkeğin bu değerlendirmeden geçmesi ve belli aralıklarla bunu tekrarlamasıdır”
Prostat kanserinin ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığının arttığının altını çizen Prof. Dr. Mustafa Erman, özellikle ailesinde prostat kanseri olanlarda erken taramanın gerekliliğini vurguladı. Prof. Dr. Erman, prostat kanserinin genetik bir tarafı olduğuna dikkati çekerek, özellikle birinci derece yakınlarda yani kardeşte, babada ya da oğulda prostat kanseri varsa, kişilerde prostat kanseri gelişme riskinin arttığını anlattı.
Erkeklerin kontrollerini yaptırma konusunda çeşitli çekinceleri olduğunu belirten Erman, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği olarak erkeklerin dikkatlerini prostat kanserine çekerek, erken teşhisin önemini kavramalarını ve testlerini düzenli yaptırmalarını amaçladıklarını bildirdi.
Hastalığın tedavisi hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Erman, prostat kanserinin erken evrede yakalanamazsa dahi ellerinde çok etkili tedaviler olduğunu, burada en önemli tedavi yaklaşımının ise hormonaterapiler olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Erman şunları söyledi: “Tümörün bağımlı olduğu testosteronun baskılanması, tümörde çok dramatik cevaplar alınmasını sağlayabiliyor ve bu şekilde hastanın yaşam kalitesini de koruyabiliyoruz. Bunun dışında kemoterapi var, bazı hastalarda gerçekten çok etkili.
Kemoterapi nedir? Kanser tedavisinde nasıl uygulanır, yan etkileri nelerdir?
Yine bazı hastalara belli bölgelere radyoterapi uygulayabiliyoruz. Kemiklerini güçlendirecek ilaçlar var. Halk arasında Atom tedavisi olarak bilinen radyonüklid tedavilerimiz var. Bunlar da hastaların tedavilerinde büyük faydalar ve katkılar sağlıyor.”
Prostat kanserinde kişiselleştirilmiş tıp konusunda da büyük adımlar atıldığını ve artık hastaların tümörünü inceleyerek kalıtsal bazı faktörler var mı, belirli genlerde bozukluklar var mı bunları saptayabildiklerine değinen Prof. Dr. Mustafa Erman, “Bu tür bir bozukluğun saptanması durumunda bu hastaya kendisine has bir tedavi sağlamak mümkün olabiliyor ya da yakınlarında da benzer bir sorun varsa, onların daha erken tanı almalarına, daha yakın takip edilmelerine katkı sağlayabiliyor bu testler. Bu şekilde prostat kanserine bütün cephelerden saldırarak, hastalığın daha erken tanınması ve daha etkili tedavi edilmesi ile çok daha başarılı bir şekilde kontrol edebileceğimizi düşünüyoruz” dedi.
Günümüzde ileri evre prostat kanserinin de yeni tedavi seçenekleri sayesinde kemoterapi olmaksızın tedavi edilebildiğini vurgulayan Prof. Dr Erman, prostat kanserinin tedavi başarısı en yüksek kanser türü olduğunu belirtti.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?