Prof. Dr. Erkurt: Çok sayıda merkezimizde dünya ile yarışır kalitede kök hücre nakilleri gerçekleştiriliyor. Türkiye için bu alanda Avrupa’nın yükselen değeri diyebiliriz. Yabancı uyruklu hastalar tarafından da tercih edilmeye başlandık. 2016 yılında Türkiye’de 3800’ün üzerinde kök hücre nakli yapıldı. Dünyada örnek gösterilen bir ülke haline geldik.
Kök hücre bağışı çok önemli. Herkesi bağış yapmaya çağırıyoruz. İnsanlara, “hayattayken hayat kurtarın” diyoruz.
Hematolojik kanserli hastalarda beslenme ve diyet nasıl olmalı?
Prof. Dr. Erkurt: Bağış yapmak isteyenlerin Kızılay’ın bölge kan merkezlerine başvurması ve isteğini belirtmesi yeterli. Türkiye’de Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK)’e başvurarak gönüllü verici olabilirsiniz. Sizden yalnızca 3 tüp kan alınacak ve bağışçı olup olamayacağınıza ilişkin sağlık testleriniz yapılıp tarafınıza bildirilecek. Böylece bağışçı listesine girmiş olacaksınız.
Prof. Dr. Erkurt: Bulaşıcı, ciddi bir hastalığı olmayan, 18-50 yaş arası sağlıklı herkes verici olabilir. Kan bankasına gidip kan verebilen herkes kök hücre vericisi de olabilir. Adaylar önce genel sağlık kontrolünden geçirilir. Durumu uygun olanlara HLA denilen doku grubu tayini ve bir takım kan testleri yapılır. Doku uyumu sağlanması durumunda bağışçıya ulaşılır ve bağışçı toplama işleminin gerçekleştirileceği merkeze davet edilir.
Prof. Dr. Erkurt: Günümüzde etkinliği kanıtlanmış ve klinik kullanımda olan 3 kök hücre kaynağı var. Bunlar kemik iliği, periferik kan ve göbek kordon kanı. Güncel olarak periferik kök hücre daha sık kullanılmaktadır.
Prof. Dr. Erkurt: Kök hücre, bağışçı ve hekimin tercihine göre belirlenen iki farklı yöntemle alınır. Dolaşan periferik kanda bulunan kök hücreler aferez cihazı dediğimiz özel bir aygıt ile damardan toplanabilir. Burada kişi sadece bir süre kan verir gibi, kolundan bir serum seti takılarak, istirahat pozisyonunda uzanır. İşlemden önce vericilere bir süre cilt altından dolaşan kandaki kök hücre sayısını arttırmak amacıyla bir aşı yapılır. Ameliyathane koşulları gerekmez. Diğer yöntem ise, ameliyathanede gerçekleştirilir. Bağışçıya anestezi uygulanarak leğen kemiğinden kök hücre toplanır.
Prof. Dr. Erkurt: Kök hücre nakli başlıca kan kanserleri dediğimiz akut myeloblastik lösemi (AML), akut lenfoblastik lösemi (ALL), lenf bezi kanserleri dediğimiz non-Hodgkin lenfoma (NHL), Hodgkin lenfoma, kemik iliği kanserleri dediğimiz multiple myeloma, kronik myelositik lösemi (KML), kronik lenfositik lösemi (KLL) ve myelodisplastik sendrom (MDS) tedavisinde kullanılmaktadır.
Türkiye, hematolojik kanserlerin tedavisinde Dünya süper liginde yer alıyor
Bu hastalıkların dışında, kansızlık yapan hastalıklar olan aplastik anemi, paroksismal noktural hemoglobinüri (PNH), hemoglobinopatiler (talasemi, orak hücreli anemi), primer amiloidoz, immün yetmezlik durumları ve kalıtsal metabolik hastalıklar kök hücre naklinin kullanılabileceği diğer durumlardır.
Prof. Dr. Erkurt: Yok. Kök hücreyi damardan topladığımız aferez yöntemi, herhangi bir acı veya sıkıntı vermeyen kolay bir işlemdir. Yalnızca işlem öncesinde uygulanan aşının basit bir yan etkisi görülebilir. Ameliyathane ortamında leğen kemiğinden toplama işleminde ise uygulanan anesteziye bağlı olarak yan etkiler görülebilir. Her iki işlem de bağışçı için herhangi bir sağlık riski oluşturmaz.
Prof. Dr. Erkurt: İhtiyacı olan tüm vatandaşlarımız tamamen ücretsiz olarak bu hizmetten yararlanabilir. En önemlisi ise günümüzde nakil sırası bekleme dönemi bitti. Artık nakil için sıra bekleyen vatandaşımız yok. Bunda Sağlık Bakanlığı’nın ve SGK’nın teşvik edici uygulamaları, üniversiteler, akademisyenler, özel sektörün ve her kademede çalışanların çok büyük katkısı var. Bu alanda artık gelişime ihtiyaç duyduğumuz tek şey, gönüllü verici sayısının artması. Bu bağlamda TÜRKÖK çok önemli bir hizmet veriyor.
Verici sayısı modern teknolojisiyle beraber hızla yükseliyor. 2016 yılı sonu itibariyle Türkiye’de kemik iliği bağışçısı sayısı 150.000’i geçti. TÜRKÖK artık soydaşlarımıza ve tüm dünyaya hizmet vermeye başladı.
Prof. Dr. Erkurt: Verici kişisel bilgilerinin korunması yasal zorunluluktur. Bağışçının kimliği, sağlık durumu ve test sonuçları tamamen gizli tutulmaktadır. Kök hücre nakli yapıldıktan sonra bile verici bilgileri açıklanmamaktadır.
Prof. Dr. Erkurt: Kök hücre bağışı, organ ve kan bağışında olduğu gibi tamamen gönüllülük esaslı bir uygulama. Dilediğinizde ‘ben bağışçı olmak istemiyorum’ deme hakkına sahipsiniz. Kayıtlı bağışçı olmanız da mutlaka bağış yapabileceğiniz anlamına gelmiyor. Doku grubunuzla uyumlu bir nakle ihtiyaç olduğunda merkeze davet edileceksiniz ve yeniden bağışçı olmaya uygun olup olmadığınız yapılacak sağlık kontrolleriyle belirleniyor.
Prof. Dr. Erkurt: Kök hücre umut, kök hücre gelecektir. Ülkemizde kök hücre nakli sayısı Avrupa Birliği’nin üzerinde. Kök hücre naklinde Avrupa’da 4. sıradayız. Artık önemli sayıda hasta yurtdışından nakil olmak için ülkemize geliyor. Artık ülkemiz yurtdışına nakil merkezleri kuruyor. Yurtdışından eğitim için ülkemize geliniyor.
İmmünoterapi hematolojik kanserlerin tedavisinde başarıyı arttıracak
Ülkemiz nakil ihtiyacı olan mülteci hastalara da umut olmaya devam ediyor. Mültecilere de uluslararası standartlarda tedavi imkanı sunarak dünyaya örnek oluyoruz.
Prof. Dr. Erkurt: Geçen sene kurulan Kan ve Kemik İliği Nakli Derneği olarak “DO-RE- Mİ ile Hayata Tutunmak” isimli sosyal sorumluluk projesi kapsamında şarkı sözü yarışması düzenledik. Bu yarışmaya her türlü kanser hastalığı, lösemi, kemik iliği veya kök hücre nakli olan hastalarımız, yakınları ve Türkiye içinden bu konuya ilgi duyan herkes katıldı. Bu zor hastalık sürecini, bu süreçteki duygu ve düşüncelerini müzik sözü yazarak bizlere anlattılar. Bu sayede hem hastalarımız içlerini dökmüş, biraz olsun rahatlamış hem de kanser gibi bu zor hastalığa yakalanan insanlara kendi deneyimlerini müzik yoluyla anlatabilme fırsatı verdik.
Kanser hastaları için bu hastalığa yakalanmış veya yakalanmamış diğer insanlarla iletişim içinde olmak, duygularını, düşüncelerini, acılarını, sevinçlerini paylaşmanın tedavide moral ve motivasyonu sağlama açısından faydası olduğu ve tedavi sürecini iyi yönde etkilediği biliniyor. Bu yarışmanın amacı, uğraşı terapisi bağlamında insanları kanser hastalığı hakkında motive etmek ve farkındalık oluşturmak. Derneğimizin düzenlediği bu yarışmanın hastalarımızla iletişimi için faydalı olacağını düşünüyoruz.
Kanser yolculuğunu başarıyla tamamlamada en önemli iki gücün umudunu kaybetmemek ve hayata sıkıca tutunmak olduğunu, zaferlerin önce beyinde kazanılabileceğini biliyoruz. Umudumuzu kaybetmeden, inançla ve hayata pozitif bakmayı öğrenerek devam ettirmeliyiz yaşamlarımızı. Bizler Kan ve Kemik İliği Nakli Derneği olarak hayata her daim umutla bakan gözlerin yaşam ışığını şarkılarla alevlendirmek istedik. Do-Re-Mi ile Hayata Tutunmak Şarkı Sözü yarışmasına gönderilen eserleri kitabımızda paylaştık. Yapılan değerlendirme sonrasında dereceye giren eserleri besteledik. Umarız gönüllerinizde hoş bir seda bırakır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?