Dünya Sepsis Günü nedeniyle Ankara’da düzenlenen basın toplantısına TDCY Başkanı Prof. Dr. Bilgin Cömert, İkinci Başkan Prof. Dr. Murat Sungur, Genel Sekreter Doç. Dr. Defne Altıntaş, Sayman Doç. Dr. Melda Türkoğlu, TDCY Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Arzu Topeli İskit katıldı.
Sepsisten ölümlerin artma eğiliminde olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cömert, “Sepsisten ölümleri azaltmak amacıyla uygun adımları atmak için dernek olarak tüm dünyaya ve ulusumuza çağrıda bulunuyoruz” diye konuştu.
Aşı karşıtı söylemlerin hatırlatılması üzerine ise Prof. Dr. Bilgin Cömert şunları kaydetti:
“Aşısı olan tüm virüslere karşı aşılama yapılmalı. Yani menenjit aşısı var, zatürree aşısı var, difteri, boğmaca bunların hepsinin aşıları yapılmalıdır. Kızamık çok önemli, bunu da vurgulamak isterim. Aşı karşıtlığı bu riski artırır.
Dünyada her yıl 5 milyon çocuk 5 yaşına gelmeden Sepsis nedeniyle ölüyor!
Yani enfeksiyon riskini arttırdığı için sepsis riskini de arttırır. Aşıların yapılması ve genel hijyen kuralları, el yıkama, el hijyeni, hastalıklı bireylerin toplumda daha bulaştırma açısından korumaları, maske takılması vs. gibi bütün bunlar çok önemli. Aşı karşıtı belirli kişiler var, lütfen bunlara itibar edilmesin. Bakanlığın koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında önerdiği aşıların mutlaka yapılması lazım.”
Dernek olarak sepsis konusunda bilinci ve farkındalığı artırma yönünde çeşitli çalışmalar yaptıklarını kaydeden Prof. Dr. Cömert, şu bilgileri verdi: “Aslında birçok hastalık halkımız tarafından iyi bilinmesine rağmen sepsis yeterli bilinirliğe sahip değil. Herhangi ağır bir enfeksiyon varlığında vücudun enfeksiyona verdiği savaşın kontrolsüz bir hale gelerek, kişinin kendi organlarına hasar vermesi ile gerçekleşir. Tanınmaz ve acil tedavi edilmez ise birçok organın çalışmaması ve ölüme neden olabilir.
Günümüzde kalın bağırsak ve meme kanserine bağlı ölümlerin toplamından daha fazla hasta sepsis nedeni ile ölmektedir. Dünyada yılda 30 milyondan fazla bireyi etkilemekte ve 8 milyona yakın ölüme neden olmaktadır. Kurtulan hastalarda da engellilik, sakatlık gelişebilmektedir. Sepsis tüm dünyada giderek artan bir tehdittir ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde sıklığı giderek artmaktadır.”
Prof. Dr. Cömert, sepsisin yaş, cinsiyet ya da sosyo-ekonomik durumdan bağımsız olarak herkesi tehdit ettiğini belirterek, bebek ve ileri yaştakiler, gebeler, ilaç veya hastalıklar nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde görülme riskinin daha fazla olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Cömert, beş yaş altı ölümlerin yüzde 60’ının sepsise bağlı olduğunu ve sepsisin anne ölümlerinin de önemli bir nedeni olduğunu sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Arzu Topeli İskit de, sağlık sistemi içinde yoğun bakım yataklarının uygun kullanılmasının çok önemli olduğuna dikkati çekerek, sepsisli hastaların yoğun bakımda tutulması gerekliliğini hatırlattı. “Yeterli yoğun bakım yatağı var ama gerçekten ihtiyacı olan hastalar bu ünitelerde yer bulamıyor” diyen Prof. Dr. İskit, “Yoğun bakım yatakları genellikle yoğun bakımdan fayda görmeyecek bakım hastaları ile doluyor bir süre sonra. Mesela; acilde sepsis tanısı kondu. Bizim bu hastayı hemen alabilmemiz için o bakım hastasını mesela bir bakımevine göndermemiz lazım. İşte burada sıkıntı yaşıyoruz” dedi.
Prof. Dr. İskit, tedavi şansı kalmamış hastaların dahi yoğun bakımlarda tutulabildiğini vurgulayarak, “Yatakların doluluk oranı bilimsel olarak yüzde 85’tir, yüzde yüz olmamalıdır. Yüzde yüz olduğu zaman yeni hasta yatışı yapamazsınız. Hasta hekimlere çok baskı kuruyor yatır diye. Böyle bir zorluğun içindeyiz. Bakanlığın bu konuda biraz mevzuatsal düzenlemeler yapması gerekiyor” bilgisini verdi.
Sepsis tedavisindeki her saatlik gecikme, ölüm oranlarını beş kat artıyor!
Doç. Dr. Melda Türkoğlu ise hastalar ve hasta yakınlarının da bilinçlenmesinin önemine değinerek, bu kişilerin tamamının hijyen kurallarına tam olarak uyması gerektiğinin altını çizdi. Doç. Dr. Türkoğlu, “Hasta yakınlarının ve hastaların kendilerinin el hijyeni uygulaması kadar sağlık çalışanlarının da el hijyenine uyduğundan emin olması lazım. Çünkü kültürel nedenlerden ve alışkanlıklardan dolayı sağlık çalışanlarında henüz el hijyeni tam oturmuş durumda değil. Bunu ancak hastalar ve hasta yakınları kendileri de bu işe katılarak, uyararak, hatırlatarak katkıda bulunabilirler” diye konuştu.
Tedavi konusunda bilgi veren Prof. Dr. Bilgin Cömert, şunları söyledi: “Sepsis acil olarak tedavi edilmesi gereken, zamana karşı yarışılan bir durumdur. Tedavisinin saatler ve hatta dakikalar içerisinde gerçekleşmesi gerekir. Sepsis hastalığı yoğun bakım uzmanları tarafından izlenip, yönetilmelidir. Tedavide antibiyotik ve sıvı tedavisi en kısa zamanda başlamalıdır. Ancak antibiyotiklerin mutlaka konunun uzmanı hekimler tarafından başlanması gereklidir, zira gelişi güzel antibiyotik kullanımı antibiyotik direnci gelişimine ve enfeksiyon tedavisinin zorlaşmasına neden olmaktadır. Organ yetmezliklerinin tedavisi yoğun bakım ünitelerinde yoğun bakım uzmanları tarafından yönetilmelidir.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?