Prof. Dr. Canan Külah: Delta varyantı Türkiye’de de yaygınlaşarak baskın hale gelebilir

Yazan Hatice Pala Kaya
12 Temmuz 2021   |    25 Ağustos 2021    |   Kategori: Güncel / Literatür, Sağlık Gündemi Print

Covid-19’un ilk kez Hindistan’da ortaya çıkan bulaşıcılığı yüksek Delta varyantının Türkiye dahil çok sayıda ülkeye yayılmaya devam ettiğini söyleyen Düzen Laboratuvarlar Grubu Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Külah, birçok ülkede baskın hale gelen Delta varyantının boğaz ağrısı, ciddi baş ağrısı ve burun akıntısı gibi belirtilerle kendini gösterdiğine dikkati çekti. Covid-19 Delta varyantında önceki tiplerde görülen tat ve koku kaybı gibi semptomların pek görülmediğini belirten Prof. Dr. Canan Külah, özellikle çocuk ve gençlerde ishal, konjunktivit, ciltte döküntü ya da el veya ayak parmaklarında renk değişimi belirtilere neden olduğunu vurguladı. 

Salgında yeni dalga endişesine yol açan Delta varyantının Türkiye’de de önümüzdeki zamanlarda yaygınlaşmasının beklendiğine işaret eden Prof. Dr. Canan Külah, konuyla ilgili Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice PALA Kaya’nın sorularını yanıtladı.

İlk kez Hindistan’da tespit edilen ve Dünya Sağlık Örgütü’nün “Endişe Verici Varyant” kategorisine aldığı Delta varyantı nedir? İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya varyantlarından farkı hakkında bilgi verir misiniz?

Prof. Dr. Canan Külah: Özellikle koronavirüsler gibi RNA virüslerinin çoğalması sırasında genomlarında mutasyonlar gelişir. Bazı mutasyonlar bulaştırıcılığın artması gibi virüse avantajlar sağlayabilir. Bu şekilde avantajlı hale gelen virüs varyantlarının seçilmesi ve baskın hale gelmesi kolaylaşabilir.

SARS-CoV-2 mutasyonlarının dünyada yayılmakta olduğu ve küresel bir tehdit oluşturduğu görülmektedir. Şu ana kadar İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya varyantı olarak anılan, DSÖ yeni tanımlamasına göre Alfa, Beta ve Gama adını alan üç varyantın (B.1.1.7, B.1.351, P.1) bulaşma hızlarının artmış ve mevcut epidemiyolojik durumda değişikliklere neden olması nedeniyle risk oluşturduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle endişe verici varyantlar (VOC “variant of concern”) olarak tanımlanmışlardır.

Türk Toraks Derneği Uyardı: Delta varyantı İngiltere’de vaka sayılarını %70 arttırdı!

İlk kez 2020’de Hindistan’dan bildirilen Delta varyantı ise 4 Nisan 2021’de DSÖ tarafından izlenmesi gereken varyantlar (VOI “variants of interesting”) kategorisine alındı. Daha sonra 11 Mayıs 2021’de ise endişe verici varyant (VOC “variant of concern”) olarak tanımlandı ve VOC kategorisine alınan dördüncü varyant oldu.

Bu varyantlar toplu olarak aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

DSÖ İsimlendirme Pango Soyu GISAID GrubuEk aminoasit değişimleriİlk BildirimTanımlanma
AlfaB.1.1.7GRY+S:484K
+S:452R
Birleşik Krallık,
Eylül-2020
18 Aralık 2020
BetaB.1.351
B.1.351.2
B.1.351.3
GH/501Y.V2+S:L18FGüney Afrika
Mayıs 2020
18 Aralık 2020
GamaP.1
P.1.1
P.1.2
GR/501Y.V3+S:681HBrezilya,
Kasım 2020
11 Ocak 2021
DeltaB.1.617.2
AY.1
AY.2
G/478K.V1+S:417NHindistan,
Ekim 2020
VOI: 4 Nisan 2021
VOC: 11 Mayıs 2021

Varyantların başlıca riskleri bulaşıcılığın artması, hastalandırıcılık özelliklerinin artması, mevcut tanı testlerinin, aşı ya da tedavi etkinliğinin azalmasıdır. Bunun sonucunda da özellikle ileri yaştakiler veya eşlik eden hastalıkları bulunanlar olmak üzere tüm yaş gruplarında hastaneye yatışlar ve ölüm hızları artabilir.

Dünyadaki ve Türkiye’deki yaygınlığı için neler söylemek istersiniz?

Prof. Dr. Canan Külah: Her üç varyant da ilk ortaya çıktıkları yerlerde hızla baskın hale gelmiş ve artmış vaka hızları ile ilişkilendirilmişlerdir. Benzer şekilde delta varyantının da kısa bir süre içinde tüm dünyaya yayılarak baskın hale gelmesi yüksek bir olasılıktır. Delta varyantının yaygın olduğu ülkeler İngiltere, İsrail ve Rusya olarak bilinmektedir.

Prof. Dr. Deniz Atakent: Hızlı aşılama yeni mutasyonları önlemede kritik önemde

Ancak bildirimler moleküler genomik çalışma sonuçlarına göre yapıldığı için ancak bu konuda izlem ve bildirim yapan ülke sonuçlarına ulaşılabilmektedir. Ülkemize ait veriler Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanmaktadır, en son 26 ilde 224 vaka olarak bildirilmiştir.

Delta varyantının klasik Covid-19 hastalığının ana belirtileri dışında ne gibi farklı semptomları bulunuyor? Belirtiler gençlerde ne şekilde seyrediyor?

Prof. Dr. Canan Külah: Klasik Covid 19’da ateş, kas ağrısı, halsizlik, koku ve tat kaybı gibi klinik belirtiler sık görülürken, delta varyantında boğaz ağrısı, ciddi baş ağrısı ve burun akıntısı belirgin olarak dikkati çekiyor. Tat ve koku kaybı gibi klasik semptomlar pek görülmüyor. Özellikle çocuk ve gençlerde ishal, konjunktivit, ciltte döküntü ya da el veya ayak parmaklarında renk değişimi olabiliyor.

Delta varyantı ne kadar bulaşıcı? Bu varyanttan kaynaklı hastalığın klinik seyrinde bir değişiklik meydana gelebilir mi?

Prof. Dr. Canan Külah: İlk verilere göre Delta varyantı bulaştırıcılığı Alfa varyantına göre yüzde 60 fazladır. Bu varyantta R0=4 olarak bildirilmiştir, yani enfekte bir kişi dört kişiye bulaştırmaktadır. Alfa varyantında kapalı alanlarda bulaştırıcılık için gereken süre 10-12 dakika iken, bu süre delta varyantında 3-4 dakika olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte son günlerde yayınlanan İngiltere Halka Sağlığı Raporunda Delta varyantının bulaştırıcılığının düşerek Alfa varyantına yaklaştığı belirtildi.

Dünya genelinde bu yeni varyant ile ilgili bir alarm var. Delta varyantı ülkemizde ve dünyada yeni bir pik yaşanmasına neden olabilir mi?

Prof. Dr. Canan Külah: Delta varyantı şu anda Birleşik Krallık ve İsrail’de baskın hale gelmiştir. Kesinlikle daha bulaşıcıdır ve hızlı yayılmaktadır. Ülkemizde de önümüzdeki zamanlarda yaygınlaşması beklenmektedir. Pik olması sadece virüs dinamiklerine bağlı olmayıp, aşılama, kontrol ve korunma tedbirleri belirleyici olacaktır. Bunlara tam uyum olmadığı durumda ülkemizde de yeni pik beklenebilir.

İstanbul’da 5 kişide saptanan Covid-19 Hindistan Varyantı hakkında neler biliniyor?

Türkiye’de uygulanan aşılar (Sinovac ve Biontech) bu varyanta karşı etkili mi? Aşıların Delta varyantına etkileri üzerinde yapılmış çalışma ya da yeterli veri var mı?

Prof. Dr. Canan Külah: Ülkemizde önceki dönemde yaygın uygulanan Sinovac aşısının delta varyantı üzerine etkinliği ile ilgili henüz bir veri bulunmamaktadır. Dünyada kullanımda olan diğer aşılar için ise kısıtlı sayıda yayın bulunmaktadır. Delta varyantının baskın tip haline geldiği Birleşik Krallık’tan 14. 019 kişilik çalışmanın Mayıs ayındaki verilerine göre sonuçlar ümit vaat edicidir.

Tek doz Pfizer /Biontech veya Oxford/AstraZeneca aşısı, Delta varyantının neden olduğu semptomatik hastalığa karşı yalnızca %33 etkili bulunmuştur. İki doz aşı sonrasında ise etkinlik; Pfizer/ Biontech aşısında %88, AstraZeneca aşısında %77’ye ulaşmıştır. İki doz sonrası hastaneye yatışları önleme ise sırasıyla %96 ve 92 olarak bulunmuştur. Yine erken araştırmalar, Johnson & Johnson’ın aşısının %60 kadar etkili olduğunu göstermiştir. Haziran ayında; Delta varyantı ile semptomatik hastalığa karşı Pfizer/ Biontech aşısının etkinliği İskoçya’dan %79, Kanada’dan yüzde 89 olarak bildirildi.

Çok yeni olarak, Temmuz başında, İsrail’den yayınlanan çalışma sonuçlarına göre ise daha önce %94 olarak saptanan aşı etkinliğinin Delta varyantına karşı %70’e düştüğü bildirildi. Son olarak Delta varyantının orijinal virüsle karşılaştırıldığı çalışmalarda, nötralize edici antikor titrelerinde 2-4 kat düşüş olduğu gösterildi.

Aşılanan kişilerin ilk aşılarından elde ettikleri bağışıklığı artırmak için bir noktada ek bir aşıya ihtiyaç duyacaklar mı konusu kesin olarak bilmiyor. Sonuçta mevcut aşılar, etkinliğinde azalma olmakla ile birlikte, Delta varyantına karşı halen etkili görünüyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İstanbul’un da arasında olduğu 3 ilde Delta Plus varyantının görüldüğünü açıkladı. Delta Plus nedir? Daha tehlikeli ya da daha ölümcül bir varyant mı? Farkını açıklar mısınız?

Prof. Dr. Canan Külah: Delta Plus, Hindistan’da tespit edilen Delta varyantının bir alt-soyudur ve bir aminoasit mutasyonu kazanmıştır. K417N olarak anılan bu mutasyon, virüsün hücreleri enfekte etmek için ihtiyaç duyduğu ve mRNA ve diğer aşıların ana hedefi olan “spike”(başak) proteinini etkilemektedir. K417N mutasyonu, bağışıklıktan kaçma özelliğine sahip olduğu bildirilen Beta varyantında da mevcut olduğu için ilgi çekici olmuştur.

K417 pozisyonu, ACE2 reseptör proteini ile etkileşime giren ve virüsün hücrelere (akciğer, kalp, böbrek ve bağırsaktakiler dahil) bağlanmasını sağlayan “spike” protein bölgesi içindedir. Spike proteini ACE2 ile karşılaştığında, reseptöre bağlanmak ve hücreyi enfekte etmek için kapalı durumdan açık duruma dönüşür.

Yeni Covid-19 mutasyonu %70 daha bulaşıcı ama aşıyı etkilediğini gösteren mevcut kanıt yok

Aynı mutasyonu taşıyan Beta varyantı üzerinde yapılan çalışmalara dayanarak, K417N, sivri uçun tamamen açık duruma ulaşmasına yardımcı olabilir ve bu da muhtemelen bulaşma yeteneğini artırır. Artan ACE2 reseptörü bağlanması ve daha açık bir durum, yüksek oranda bulaşıcı ve antikora dirençli varyantların özellikleridir.

Araştırmalar, K417 konumundaki mutasyonların Beta varyantının antikorlardan kaçmasına yardımcı olduğunu gösteriyor ki; bu da Delta Plus’ın aşıları ve antikorları Delta’dan daha iyi atlatabileceği anlamına gelebilir. Ancak Delta Plus’ı Delta’dan ayıran K417N’nin viral başak proteini üzerindeki tam etkisini tahmin etmek kolay değildir, çünkü bireysel mutasyonların proteinler üzerindeki etkisi basitçe birbirine eklenemez.

Delta varyantı ile erken çalışmalar Delta’nın nekahat dönemindeki ve aşılı bireylerin kanından elde edilen antikorlara karşı savunmasında artış olduğunu göstermiştir.
Bu yeni varyantın gerçek yayılma oranını ve hastalık yükü ve sonucu üzerindeki etkisini belirlemek için daha fazla veriye ihtiyaç bulunmaktadır. Ancak son günlerde yayınlanan İngiltere Halk Sağlığı Raporuna göre, Delta varyantı için vaka ölüm oranının diğer varyantlardan daha düşük olduğu bildirildi (Alfa için %1.9, Delta için %0.2).

Delta varyantı, Türkiye’de de baskın varyant haline gelebilir mi? Salgını nasıl etkileyecek?

Prof. Dr. Canan Külah: DSÖ Avrupa Direktörü açıklamasında, genel dolaşımda olan SARS-CoV-2 virüslerinin yaz sonunda yüzde 90’ının Delta varyantı olacağını bildirmiştir.
Delta Plus varyantının ise iki versiyonu yavaş yavaş dünyaya yayılmaktadır. Şu ana kadar Kanada, Almanya, Rusya, İsviçre, Polonya, Japonya, İngiltere ve ABD’de tespit edilmiştir.

Bu gelişmelere bakıldığında ülkemizde de yaygınlaşarak baskın hale gelebileceğini öngörebiliriz. Özellikle kısıtlamaların büyük oranda kaldırıldığı yaz döneminde, turistik hareketlerin de etkisiyle hem vaka sayılarının artması hem de Delta ve diğer varyantların artışı kaçınılmaz görünmektedir.

Bu varyanta karşı nasıl korunmalıyız? Bulaşma hızını engellemek için normalleşme sürecinde nelere dikkat etmek gerekir? Ne gibi uyarılarda ve tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Prof. Dr. Canan Külah: En önemli tedbir bulaşın en aza indirilmesi için yapılan önlemlerdir. Her yeni enfekte kişi aynı zamanda yeni mutasyonlara zemin hazırlamaktadır. Toplumda enfeksiyonların yayılımı ne kadar az olursa varyantların da yayılma olasılığı o kadar azalmaktadır. Bu nedenle her bir COVID-19 vakasının engellenmesi kritik önemdedir.

Koronavirüs: B.1.1.7 varyantlı covid-19 virüs mutasyonları ne kadar tehlikeli?

Aşılama, korunma ve kısıtlama tedbirlerinin yanı sıra aktif takip yapılması varyant virüse karşı en etkili önlemlerdir. Risk oluşturan mutasyonlara yönelik genomik sürveyans ağları oluşturularak varyantların izi sürülmeli ve yayılmaları engellenmelidir.

Eklemek istedikleriniz var mı?

Prof. Dr. Canan Külah: Özetle Delta ve diğer dolaşımdaki endişe varyantları, bulaşmada artış gösterdikleri için daha yüksek bir halk sağlığı riski olmaya devam etmektedir. Delta plus varyantının ise diğer mevcut özellikleriyle birleştiğinde mutasyonun onu daha bulaşıcı ve dirençli hale getirebileceğinden endişe edilmektedir.

Korkutucu görünmekle birlikte varyantlara karşı aşıların şimdilik işe yaradığını biliyoruz. Öncelikli olarak aşılamaya odaklanarak gelişmiş testlerle tanı ve hızlı temaslı takibini içeren bütüncül bir hareket yanında yine korunmak en önemli tedbir olarak görünüyor: Doğru maske kullanımı, fiziksel mesafe, el hijyeni kurallarına uyum, kapalı alanda 15 dakikadan fazla çok kişiyle bulunmama, mümkün olduğunca evde kalma, gereksiz seyahatleri erteleme, kapalı ortamların iyi havalandırılması. Yayılıma karşı koymak için hala elimizde önlemlerimiz var. Aşılanalım, aşılı olsak bile korunmaya devam edelim.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla