Yaz aylarının yaklaştığı döneme girildiğini ve güneşten bilinçli yararlanmanın önemli olduğunu söyleyen Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği (TPRECD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Vargel, D vitamini depolamak için güneşlenmenin önemli olduğunu ancak özellikle öğle saatlerinde güneş ışınlarına korumasız olarak uzun maruz kalmanın deri kanseri için risk oluşturduğunu hatırlattı.
Kanserle Savaş Haftası nedeniyle bir açıklama yapan Prof. Dr. Vargel, bilinçli güneşlenme için şu uyarıları yaptı: “Güneş ışınlarından doğru yararlanıldığında D vitamini sentezlemesi, çocuklarda kemik gelişimine katkısı olması gibi çok sayıda faydası bulunuyor. Özellikle pandemi nedeniyle kapalı kaldığımız günlerde D vitamini almak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek oldukça önemli. Ancak güneş ışınlarına dik geldiği saatlerde, tedbirsiz olarak sürekli maruz kalmak, deri kanseri için önemli bir risk faktörüdür.
Yaz mevsiminde, özellikle 11.00-16.00 saatleri arasında korunmasız olarak güneşe çıkmak deri kanserine davetiye çıkarır. Deri kanserlerinin yüzde 90’ına yakın bir kısmı, güneşten gelen zararlı UV ışınlarından kaynaklanır. Bu saatler altında güneş altında bulunması gerekenlerin mutlaka yüksek faktörlü güneş kremi kullanması, bu kremi her 2-3 saatte bir yenilemesi, koruyucu kıyafetler, şapka ve gözlük kullanması gerekir. Özellikle çocukluk döneminde ortaya çıkan güneş yanıklarının, ilerleyen yaşlarda deri kanseri için risk faktörü olduğu unutulmamalıdır.”
Zararlı kimyasallarla temasın da deri kanseri riski yaratan unsurlardan biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İbrahim Vargel, özellikle bu tür maddelerle çalışılan meslekteki kişilerin dikkatli olması gerektiğini anlattı.
Göreli olarak daha fazla deri kanseri riski bulunan meslekler olduğunu belirten Prof. Dr. Vargel, “Çiftçiler ve denizciler gibi açık alanda görev yapanların deri kanserine yakalanma riski yüksektir. Üretim ve sanayi sektörlerinde kullanılan bazı kimyasal maddeler de orta ve uzun vadede deri kanserine yol açabilir. Asit ve benzeri maddelerin meydana getirdiği ve sürekli tekrarlanan cilt yanıkları deri tümörü oluşumunu tetikler. Zift tozu, kömür katranı, antrasen, kreozot, arsenik ile madeni yağların üretiminde kullanılan hammaddeler deri kanserine neden olabilir. Bu maddelerin kullanımı sırasında koruyucu ekipman kullanımı ve düzenli sağlık kontrolü önemlidir” uyarısında bulundu.
Prof. Dr. İbrahim Vargel, radyoterapi almış kişilerin de özellikle dikkat etmesi gerektiğini vurgulayarak, bu kişilerin de deri kanseri riski altında olduklarını kaydetti. Prof. Dr. Vargel, “Bu tedaviyi almış ya da almakta olan hastalar, deri kanseri açısından riskli grupta yer alır. Özellikle küçük yaşta bu tedaviyi olan hastaların, radyoterapi gördükleri bölgeyi güneş ışınlarına maruz bırakmamaları ve diğer koruyucu önlemleri alması gerekir” dedi.
D vitamini neye yarar, hangi besinlerde bulunur? Faydaları ve eksikliği
Deri kanseri vakalarının çoğunlukla ciltte düzensiz leke ve benlerle kendini gösterdiğini, ciltteki ben ya da lekelerin asimetrik olması, kenarlarının düzensiz olması, farklı renk tonlarında olması, kabuklanması, kanama ve kaşıntıya yol açması, bu bölgede kıllanma artışı yaşanması ve 6 milimetreden daha geniş çapı olması durumunda bireylerin mutlaka plastik cerrahi uzmanına başvurmasını öneren Prof. Dr. Vargel, ayrıca ailesinde deri kanseri bulunan kişilerin de vücuttaki benzer değişiklikler ve cilt lekeleri hakkında hekime başvurmalarını tavsiye etti.
Deri kanserinde temel tedavinin cerrahi müdahale olduğunu belirten Prof. Dr. İbrahim Vargel, şu bilgileri verdi: “Deri kanseri tedavisi, kanserin türü, boyutu ve yerine göre değişir ancak temel tedavi seçeneği cerrahi müdahalelerdir. Deri tümörü tam olarak geride kanserli doku bırakılmayacak şekilde bulunduğu bölgeden çıkarılır. Erken aşamada tespit edilemeyen deri tümörlerinin, yayılıp yayılmadığını anlamak için lenf bezlerinden biyopsi yapılması gerekebilir. Bu cerrahi operasyonlar plastik cerrahlar tarafından tüm hastanelerde gerçekleştirilebilir.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?