Prof. Dr. Aynur Özge, migrenin bütün dünyada büyük önem verilen hastalıklardan biri olduğunu hatırlatarak, DSÖ’nün de acil eylem listesinde 20 hastalık içinde 18. sırada bulunduğunu belirtti. Yine öldürmeyen ama yaşam kalitesini bozan, topluma sosyal ve ekonomik yük getiren hastalıklar listesinde de 8. sırada olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özge, bu nedenle global olarak hastalıkla mücadele edildiğini belirtti.
Hastaların ağrı kesici kullanmasının önemli ve takip edilmesi gereken bir süreç olduğunu anlatan Prof. Dr. Özge, “Aşırı ve doğru olmayan ağrı kesici kullanımında baş ağrıları da takip altında. Siz başınızın ağrısı geçsin diye ağrı kesici içiyorsunuz ama ağrı kesiciler sizde tamiri, tedavisi zor olan bir başka baş ağrısına sebep oluyor. Ağrı kesici aşırı tüketim baş ağrısı denen durum ortaya çıkıyor” bilgisini verdi.
Aşırı ve doğru olmayan ağrı kesici kullanımının beynin normal işleyişini bozan etkileri de olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Özge, daha ciddi sonuçlar doğabileceğine işaret etti.
Hastaları ağrı kesici kullanımı konusunda uyaran Prof. Dr. Aynur Özge, “Hastalar, kendi kafalarına göre ağrı kesici almasınlar. Yine kendi kafalarına göre ot, sap, kök, sözde doğal ürün adı altındaki birtakım mineralleri de almasınlar. Lütfen ağrı kesiciyi doktor tavsiyesi ile alsınlar. Bilinçsiz tüketilen ağrı kesiciler sadece onların karaciğerlerini, böbreklerini etkilemez. Halk arasında yanlış bilinen bazı şeyler oluyor. Ağrı kesicilerin midemize dokunmasından korktuğumuz kadar beynimize dokunmasından korkarsak, iş çözülecek. Biz hekim olarak bir ilaç verdiğimizde insanlar hemen şunu soruyor; ‘Hocam mideme dokunur mu?’ Yani beynime dokunur mu diye sorsalar bir şey olmayacak” diye konuştu.
Başağrısının tıbbi 296 nedeni bulunduğunu, bu nedenle hekime başvurmanın önemine işaret eden Prof. Dr. Özge, “İnsanların üçte biri baş ağrısı için bir doktora başvurma ihtiyacı duyuyor. Üçte ikisi baş ağrısını kendine göre nedenlerle, yöntemlerle çözmeye çalışıyor. Üçte biri gerçekten hekime başvuruyor. Sinüzit baş ağrısı zannedilen ağrıların ya da geçmeyen vertigo diye ortada dolaşan hastaların %70’i migren.
Dolayısıyla eğer insanlar, geçmeyen, tekrar eden sinüzitleri olduğunu, tedavi oldukları halde sinüzitleri düzeldiği halde baş ağrılarının geçmediğini fark ederlerse, lütfen bir nörologa başvursunlar. Çünkü yakın zamanda Mayo Clinic’ten böyle bir araştırma yayınlandı yani sadece bize ait bir eksiklik değil bu. Mayo Clinic’te en az üç kere kulak burun boğaz servisine gidip, sinüzit diye reçete almış insanları nörologlar muayene ettiğinde bunların %70’inin migren olduğu ortaya çıktı” dedi.
Migren ve küme başağrısında tedavi yolları olduğunu, hekimlerin MR sonuçları ile yetinmemesini tavsiye eden Prof. Dr. Aynur Özge, “İnsanlar ağrıları nedeniyle bazen migren çözümsüzmüş, hiçbir zaman iyileşmezmiş gibi düşünüyor. Doktor bakıyor, MR’da bir şey yok. Tamam, o zaman psikolojik bir sorun gibi yaklaşılıyor. Hayır değil, bunlar biyolojik ağrılar, psikolojik değil ama akılcı bir çözüm gerektiriyor. Yani migren de tedavi edilebilen bir hastalık, küme baş ağrısı da tedavi edilebilen bir hastalık.
Aşırı ağrı kesici kullanımı migren ağrılarını ve atak sıklığını artırıyor
İlaç aşırı kullanma baş ağrısı da tedavi edilebilen bir hastalık ama sağduyu ile sadece ağrı anında verilen ağrı kesiciler ile değil de bu ağrıları önlemeye yönelik ilaçlar var, iğneler var, serumlar var, birtakım tedaviler var, ilaç dışı yaklaşımlar var. Bunlarla bütünsel yani kanıta dayalı tıp, nöroloji ve baş ağrısı bilimi içinde çözülmesi gerekiyor” diye konuştu.
Başağrılarının yüzde 85’inin tahlil ve muayenelerinde biyolojik olarak herhangi bir bulguya rastlanmadığını anlatan Prof. Dr. Özge, bu ağrıların üzerinde daha fazla durulması gerektiğini, topluma sosyal ve ekonomik yük getirdiğini, bireylerin de yaşam kalitesini düşürdüğünü hatırlattı.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?