“Boğmaca, yüksek aşılanma oranlarına rağmen aşı ile korunabilir hastalıklar arasında artış gösteren tek hastalıktır” diyen Prof. Dr. Aydan Biri, aşılara yönelik farkındalığın azalmasının, başarılı aşılama programlarından dolayı hastalıkların geçmişe kıyasla nadir görülmesinden kaynaklandığının altını çizdi. Prof. Dr. Biri, şu bilgileri verdi:
“Aşıların bize sağladığı faydaları unutur hale bile geldik çünkü birçok ölümcül hastalıktan, tüm dünyada enfeksiyon kaynaklı hastalıklardan aşı sayesinde korunuyoruz. Bu bakımdan aşıların insan sağlığına, halk sağlığına katkıları çok fazla. Çocukluktan ve erişkinlikten itibaren birçok aşı öneriliyor ama bunların immunite nedeni ile bir kısmının gözden geçirilmesi ve yeniden yapılması gerekiyor. Bunların başında da; difteri, tetanos ve boğmaca aşısı geliyor.”
Bebeklerin korunmasına yönelik tıbbi yaklaşımda “koza stratejisi”nin öne çıktığını bildiren Prof. Dr. Aydan Biri, bu stratejiyi, “Henüz aşı olacak aya gelemeyen infantın (bebek) boğmaca vb. riskinden korunması amacıyla geliştirilmiş bir strateji.
Aşı karşıtlığı soruna dönüştü! Aşılama ile ilgili yeni riskler ortaya çıkıyor
Yenidoğan bebeğin etrafındaki bireylerin aşılanması stratejisi. Dolayısıyla yenidoğanın dolaylı yoldan boğmacaya yakalanmasını engellemek adına geliştirilen yöntemin adına ‘koza stratejisi’ deniliyor” sözleriyle anlattı.
Boğmacanın yenidoğanlar için çok ciddi riskler taşıdığını hatırlatan Prof. Dr. Aydan Biri, buna karşılık hastalığın tanısının zor olması nedeniyle erişkinlerin farkında olunmadan yenidoğanlara bu hastalığı bulaştırmasının mümkün olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Aydan Biri sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem kliniğinden hem de laboratuarından tanı almak adına zorlanılan bakteriyel bir enfeksiyon. Çok kolay bir şekilde damlacık yolu ile bulaşıyor. Temas edildiğinde eğer birey savunmasızsa, bir immunitesi yoksa enfeksiyon oranı çok yüksek. Seconder atak oranları da oldukça yüksek.
Birçok öksürükle ve kronik öksürükle giden hastalığın altında gerek erişkinlikte gerek çocukluk çağında boğmacanın olduğunu düşünmekte fayda var. Bakteri solunum yollarında uzunca bir süre enflamasyon yapıyor ve kronik öksürüklerin altında yatan önemli nedenlerden birini oluşturabiliyor ve hala da her yaşta görülmeye devam ediyor. İnfant ölümlerinin de önemli bir nedenini oluşturuyor.”
Tanısının zor olması ve her yaşta görülmesi nedeniyle, gerçekte hasta olan kişi sayısının bildirilenden daha yüksek olduğuna işaret eden Prof. Dr. Aydan Biri, bildirilen hasta sayısının dünyada 150 binlerde olmasına karşılık, tahmin edilen hastalık yükünün 17 milyon civarında olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Ceyhan uyardı: Aşı karşıtı konuşanların hepsinin çocukları aşılı
Boğmacanın sıfırlanamadığını, kalıcı immunite sağlanamadığını belirten Prof. Dr. Aydan Biri, “O yüzden rapellere ihtiyaç duyan bir strateji ile aşılanmaya erişkin hayat boyunca da devam edilmesi gerekiyor. Yenidoğan döneminde 2-4 aylık dönemde, 3. ay aşıları yapılıyor. İlkokul çağında bir kez daha karma aşı olarak uygulanıyor. Ancak bu bir immunite sağlamak açısından erişkin yaşa geldiğinizde yetersiz kalıyor. Dolayısıyla her yaşta görülebilen bir hastalık spektrumuyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Her yaşta görülmesi bilgisine rağmen infantlarda en sık görülüyor” diye konuştu.
Yenidoğan ölümlerindeki en sık görülen hastalıklardan biri olduğu için boğmacaya karşı “Koza Stratejisi”nin önemli bir koruma aracı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aydan Biri, “Bebekleri korumak için buna karşı bir strateji olarak geliştiriliyor koza stratejisi. Son derece de akıllıca. Bebek doğduğunda çevresel bulaşı engellemek adına çevresindeki bireylerin aşılanması stratejisi” diye konuştu.
Yenidoğanlara 2. ayda boğmaca aşısı yapıldığında, maksimum korumaya erişmesinin 7. ayda gerçekleştiğini kaydeden Prof. Dr. Aydan Biri, bu dönem boyunca bebeğin enfeksiyona karşı korunmasız halde kaldığını vurguladı. Türkiye’de 2014’te yapılan Ulusal Aşı Çalıştayında Koza Stratejisinin tavsiye edildiğini hatırlatan Aydan Biri sözlerini şöyle sürdürdü: “Anne üzerinden ya da hemen doğumdan sonraki aşılanma stratejileri de bu anlamda yenidoğanın korunması açısından oldukça önemli kabul ediliyor. Bebekler, en fazla anne-babaları, sonrasında da bakıcılar, büyükanneler, büyükbabalar, akrabalar, arkadaşlar ile temas halinde. Aslında çocuk doğduğu andan itibaren risk altında.
En azından en yakınında olan grubun aktaracağı enfeksiyon açısından ve erişkinde de yüksek olasılıkla taşınabilecek ve hali hazırda erişkinin de açık olduğu boğmaca enfeksiyonu açısından aşılanması oldukça akılcı bir strateji olarak görülüyor. Hemen doğum sonrası hatta doğumdan 2-3 hafta öncesinden bebekle çok yakın temas edecek bireylerin aşılanması bu anlamda önemli.”
Prof. Dr. Aydan Biri, hekimlerin aşı konusundaki tavsiyelerin büyük önem taşıdığını da belirterek, “Aşıyı hekim önerirse, aşılama 24.6 kat artıyor” bilgisini verdi. İnsanların en güvenilir kaynak olarak hekimi gördüğünü hatırlatan Prof. Dr. Aydan Biri, “Eğer hastanın ulaştığı kişi hekimse, hekimin önermesi ulaştığı kişi ebeyse, ebenin önermesi veya ona kontak sağlayan kişinin önermesi oldukça önemli. Aşı uygulamasının başarısı, ciddi anlamda artıyor” diye konuştu.
Zorunlu aşı tartışması: Bebeklere aşı yaptırmalı mı yaptırmamalı mı?
Boğmaca aşısının TDaP formuyla tek doz olarak çocuk veya erişkin herkese yapılabildiğini kaydeden Prof. Dr. Aydan Biri, aşılama konusunda herkesin farkındalığının artırılması gerektiğini söyledi. Gebelere rutin olarak difteri- tetanos aşısı yapıldığını belirten Aydan Biri, ABD Jinekoloji Derneği başta olmak üzere çok sayıda ülkede boğmaca aşısının da gebelere yapılmasının tavsiye edildiğini, Sağlık Bakanlığı tarafından da desteklenen erişkin bağışıklama rehberinde gebelikte 20-36. aylar arasında TDap yapılmasının önerildiğini hatırlattı.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?