Sinbiyotiklerin yani probiyotik ve prebiyotiklerin obez çocuklarda gösterdiği etkiler üzerine yapılan araştırmaya yaşları 4 ile 17 arasında değişen, yaş ve cinsiyet açısından vücut kitle indeksi (VKİ) >95. yüzdelik dilimde olan çocuklarla kontrollü olarak yapıldı. Yaşları 5 ile 17 arasında değişen 44’ü kız, 33’ü erkek 77 çocuk ile bir aylık tedavi süreci yürütüldü. Yapılan kontrollü çalışmada gruplar ikiye ayrılarak ve ilk gruba azaltılmış kalori alımı ve artan fiziksel aktiviteden oluşan standart bir tedavi, ikinci gruba ise bir ay boyunca ek günlük probiyotik/prebiyotik desteği verildi.
Bir aylık probiyotik desteği alan ikinci gruptaki çocukların kilo (P<0,001) ve vücut kitle indeksinde (P<0,01) anlamlı bir azalma görüldü.
Çalışmada, obez çocukların %71,4’ü yemek rejimi kısıtlaması ve artan fiziksel aktiviteden oluşan standart obezite yaklaşımının (%64,2) yanı sıra ek probiyotik/prebiyotik ile birlikte kilo verdiği görüldü. Ek olarak araştırma da bir aylık probiyotik/prebiyotik desteği kilo, VKİ, boya göre kilo, TST, UAC, bel ve kalça çevrelerinde anlamlı bir azalma sağladığı görüldü.
Antibiyotik kullanımı çocuklarda obeziteyi ciddi oranda arttırıyor!
Yapılan çalışmalarla enerji dengesi ve yağlanmada bağırsak flora bakterilerinin önemli rolleri olduğunu ortaya koyan uzmanlar probiyotik kullanımının bağırsak florasını dengelediği ve kilo kaybına yardım ettiğini açıklıyor. Prebiyotik ve probiyotik tedavilerinin bağırsak mikrobiyotası üzerine olan etkilerini düzenleyerek obezitenin tedavisi ve önlenmesinde yardımcı olduğu belirtiliyor.
Bunun yanında mide asidine dayanıklılık gösteren ve bağırsaklara canlı ulaşabilsin diye çift kaplama gibi teknolojilerle üretilen probiyotikler bağırsak florası için oldukça önemli bir yere sahip. Probiyotik ve prebiyotikleri bir arada bulunduran, çift kaplama teknolojisi ile üretilen, vitamin destekli probiyotikler bağırsak mikrobiyotasını düzenleyerek obezite tedavisine destek oluyor.
Obezite’nin enerji alımı ve harcanması arasındaki dengesizlikten dolayı vücutta aşırı yağ birikmesi olduğunu belirten Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar “Son yıllarda bağırsak mikrobiyotasının obezite gelişiminde çok önemli rol oynadığı anlaşıldı. Bu çalışmalar bağırsak mikrobiyotasının vücut ağırlığı kontrolü, enerji dengesi ve inflamasyonda etkili olduğu ve böylelikle de obezitenin gelişiminde önemli bir role sahip olduğunu göstermektedir. Sindirim sistemi yollarını ve bağırsakların bakteri bileşimini etkiledikleri için, prebiyotik ve probiyotiklerin; bağırsak mikrobiyotasının kompozisyonunu değiştirerek gıda alımı, iştah ve vücut ağırlığı üzerinde etkili olduğunu göstermiştir” dedi.
Probiyotikler ile enfeksiyonlardan ve hastalıklardan korunmak mümkün
Kilo yönetiminde altın anahtarın kaliteli bir bağırsak florası olduğunu belirten Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar “Obezite tedavisi konusunda yapılan çalışmalar obez insanların bağısak bakterileri ile zayıf insanların barsak bakterilerinin birbirinden tamamen farklı olduğunu gösteriyor. Obez insanların bağırsaklarında patojen bakteriler ağırlıklıdır. Zayıfladıkları zaman bağırsak bakterileri kendiliğinden normale dönüyor. Özetle; probiyotiklerin tek başına, kilo verme üzerinde etkileri de halen araştırılmaktadır.
Yapılan bir çalışmada ise kilo kaybı diyetleri ve probiyotiklerin birlikte kullanımının; fazla kilolu ve obez bireylerin yağ yüzdeleri ve vücut ağırlıklarında sinerjik etkisi olduğu belirtilmiştir Sağlıklı çalışan bağırsaklar, iyi çalışan bir metabolizmanın belirtisidir.
Çocukluk Çağı Obezite Araştırması: Türkiye’de her 5 çocuktan biri şişman
Bu nedenle bağırsak florasını daha kaliteli hale getirmek ve bunu sürekliliğini sağlamak için düzenli probiyotik kullanımı çok önemlidir. Mide asidine dayanıklılık gösteren ve bağırsaklara canlı ulaşabilsin diye çift kaplama gibi teknolojilerle üretilen probiyotikleri tüketmek bağırsak florası için oldukça önemli bir yere sahiptir” açıklamasında bulundu.
*Kaynak: Alınma: 2 Şubat 2015 / Kabul tarihi: 29 Nisan 2015 © 2015 Wageningen Academic Publishers
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?