Yüksek yağlı besin, şeker, şekerli besinler ve rafine karbonhidratları tüketmek bağırsak florasını bozuyor. Bozulmuş bağırsak florası da diyetten 150 kkal /günde ektra enerji alımına neden oluyor. Düzenli çalışan bağırsaklar ise iyi bir metabolizmaya sahip olduğumuzun en önemli göstergelerinden biri. Yapılan bilimsel çalışmalar; enerji dengesinin sağlanmasında ve yağlanmada bağırsakta bulunan iyi ve kötü bakterilerin rolleri olduğunu göstermiş. İyi bakterilerin diyetle alınan yağ emilimini durdurabileceği ve dışkıyla atılımı hızlandırdığı düşünülüyor.
Vücutta yağ yakılmasını sağlayan ve metabolizmayı hızlandıran besinler!
Probiyotiklerin fizyolojik etkilerinin yanı sıra; Kanada’da 45 erkek ve 60 kadın üzerinde yapılan bir çalışmada, 12 hafta boyunca zayıflama diyeti uygulayan obez bireylere probiyotik desteği sağlanmış. Çalışmada probiyotiklerin iştah durumu, ruh hali ve yeme davranışı üzerinde olumlu etkileri olduğu gösterilmiş.
Bu faydalar bağırsak bileşimindeki değişikliklerin doyma ve iştahla ilişkili bazı hormonların salınımını etkilemesiyle gerçekleşiyor. Ayrıca kadın katılımcılardan oluşan bir çalışmada da; katılımcılar probiyotik alanlar ile almayanlar olarak iki gruba ayrılmış ve 3 ay boyunca izlenmiş. Çalışmanın sonunda, probiyotik alan grubun yüzde 50 daha fazla kilo kaybettiği tespit edilmiş.
Bağırsakta yaşayan iyi ve kötü bakteriler arasında bir denge kurulması ve iyi bakterilerin sayısının artması, sindirimi sağlayan enzimleri aktive ederek; ishal, kabızlık, gaz ve şişkinlik gibi problemlerin önlenmesini sağlıyor. Bağırsaktaki dengenin oluşması için yapılması gereken şey ise probiyotiklerden zengin bir beslenme düzeni oluşturmak.
Metabolizmayı yoran 7 diyet hatası ve Zayıflamak için yapılan yanlışlar
Tüm dünyada yaygın olarak görülen kolorektal kanserler gelişmiş ülkelerde de en yüksek ölüm oranına ve görülme sıklığına sahip. Yapılan çalışmalar; fazla rafine karbonhidrat tüketimi, çok sık kırmızı et tüketimi ve az posa alımının kolorektal kanserlerin besinsel nedenleri olabileceğini gösteriyor. Probiyotikler bir yandan bağırsak florasının düzenlenmesine yardım ederken, bir yandan da kanser yapıcı süreçleri durdurarak kansere karşı koruyucu etki gösterirler.
Probiyotikler bağırsak florasını düzenlemeye ve hastalıklara karşı direnç göstermeye yardımcı oluyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hastalıklardan korunmak için her gün 1 su bardağı kefir veya 1 kase yoğurt tüketerek iyi düzeyde probiyotik alabilir ve hastalıklara yakalanma riskinizi azaltabilirsiniz.
Probiyotikler; hastalıklarda bozulan bağırsak geçirgenliğini düzenliyor ve güçlendiriyor, floradaki dengesizliği düzeltiyor ve alerjide rolü olan bazı maddelerin açığa çıkıp, kana geçme riskini azaltıyorlar. Ayrıca, IgA antikor yapımını arttırarak mukoza bağışıklığını da arttırıyorlar. Bu sayede alerjik tepkilere karşı etkili oluyorlar. Anne adaylarının hamilelik sürecinde probiyotikten zengin beslenmelerinin veya probiyotik takviyesi almalarının çocuklarda alerjik reaksiyonları azaltabileceği belirtiliyor.
Probiyotiklerin yanı sıra aynı zamanda sindirilmeyen karbonhidratlar olan prebiyotikleri de beslenme listemize eklemeliyiz. Çünkü prebiyotikler bakterilerin besinleridir ve iyi bakterilerin çoğalmasını sağlıyorlar. Prebiyotikler; kök sebzelerde (karahindiba, soğan, sarımsak, pırasa, patates, yer elması ve enginar gibi), tahıllarda da (yulaf, çavdar, buğday gibi) bulunuyor. Probiyotik içeren besinleri bu besinlerle birlikte aldığımızda sağlığımız üzerindeki etkisi artıyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?