Verdiğim İlkyardım eğitimleri sırasında yanlış yapılan ilyardım müdahalelerini anlatırken,öğrencilerimin bana verdikleri örnekleri duyunca hayretim bir kat daha artmakta. Yanığa sürülen diş macunu ve salçanın yanlış uygulama olduğunu anlatırken,hocam bizim oralarda, eli kesilenin kesiği üzerine idrarımızı yaparız demeleri. Daha bunlar gibi bir çok örnek var. Çamaşır suyu, tuz ruhu gibi yakıcı temizlik maddelerinin içilmesi durumunda zehirlenen kişiyi kusturmak da vücuda iki kat zarar vermek anlamına geliyor.
Kusturulma anında yakıcı madde soluk borusuna zarar verir ve hastanın durumu daha da kötüleşir. Bu tür zehirlenmelerde kişi hemen doktora götürülmelidir. Boğaza takılan herhangi bir cisim nedeniyle tıkanma meydana gelmiş ve kişi öksürebiliyorsa sırtına vurmayın. Sırta vurma ve karından itme gibi müdahaleler, tıkanmayı daha da artırır. Eğer öksürük yoksa kazazedeyi bir elle göğsünden destekleyin, öne eğin. Diğer elinizle kürek kemiklerinin arasından 5 kez sert şekilde vurun.
Suda boğulmalarda, kişinin vücudundaki suyu boşaltmaya çalışmayın. Boğulmanın nedeni su değil, suyun akciğerlere girmesini engellemek için soluk yolunda ortaya çıkan refleks daralmadır. Boğulma tehlikesi geçiren kişiye suni solunum yapın. Böcek veya yılan sokmalarında yaralı bölgeyi kesmeyin, emmeyin. Zehir, müdahale eden kişiye geçebilir. Yaralı bölgeyi bol su ve sabunla yıkayın. Bölgeyi kalp seviyesinin altında tutun, bölgeye soğuk uygulama yapın.
Burun kanamalarında hastanın başını arkaya doğru yatırmayın. Hastayı başı hafifçe öne eğik olacak şekilde oturtun. Burun kanatlarını sıkarak 5-10 dakika baskı uygulayın. Bayılana soğan, sarımsak asla koklatmayın. Hayati organlara kan gitmesi için ayakları 20-30 cm yukarı kaldırın, elbisesini gevşetin.
İlkyardımda halk arasında birçok konu yanlış bilinmekte ve uygulanmaktadır. Netice de bu bilinçsizce yapılan müdahaleler kazalarda sakat kalma ve ölümleri artırmaktadır.
Mesela, bazı beyin tümörlerinde o bölge hasar gördüğünden hasta kişiler kimsenin algılamadığı, olmayan kokuları duyarlar. Bunun gibi muhtemel ki halk arasında bir yerlerden duyulmuş ki; Epilepsi (sara) hastalarında bayılan, kriz geçiren kişiye hemen soğan, sarmısak koklatılarak kendine geleceği sanılır, o anda gül de koklatsak krizi bitince zaten kendine gelecek. Ve hastanın burnuna soğan, sarmısak dayayarak daha çok işkence çektirilir. Halbuki Epilepsi hastalarına bilinçli bir ilkyardım yapmak istiyorsak;
Sadece bayıldığı ortamdaki güvenliğini sağlamalıyız. Yani kesici,delici, zarar verici malzemeler varsa ortamdan uzaklaştırıp, çevresine,başının altına yumuşak malzemeler koyarak kafasını, kolunu bir yere çarparak kendisine zarar vermesini engelleyerek kriz anını sağlıklı atlatmasını sağlamalıyız.
Kilitlenmiş çenesini, ellerini açmaya çalışmak hastaya işkenceden başka bir şey değil.
Asıl önemli olan sara krizini davet eden durumları ortadan kaldırmaktır.
Bunlar; uzun süreli açlık, uykusuzluk,
İlaçların doktor izni dışında kesilmesi
Bazı hormonal değişiklikler döneminde doktora başvurulmaması.
Yanlışlara örnek verirken yine bir öğrencimin bahsettiği uygulama pes dedirtmişti.Sara hastalarının dili geri kaçmasın diye bizim oralarda hastanın dilini çengelli iğneyle alt dudağına sabitleriz demesin mi. Bilinçsizce yapılan ilkyardım sonucunda,Hastanın çektiği işkenceyi düşünebiliyor musunuz?
Onun için diyorum ya
‘Primum Nil Nocere’
‘Primum Nil Nocere’
‘Primum Nil Nocere’
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?