Sonuçları Pfizer tarafından hayata geçirilen ‘Sen Çok Yaşa’ projesi ile birlikte açıklanan Türkiye Gerontoloji Atlası çalışmasının verilerine göre, Türkiye dünyada Güney Kore’den sonra en hızlı yaşlanan ülkelerden birisi durumunda ve Türkiye’de halen 50 yaşında olanların %20’si 100 yaşını görebilecek. Araştırmaya göre Türkiye’de insanlar 60 yaşından sonra aile bireyleri ile daha da yakınlaşıyor ve kardeşlere geri dönüş oluyor; yaşlılar en çok hastalıktan ve başkalarına yük olmaktan korkuyor.
Türkiye’de 2033’te 65 yaş üstü kişi sayısının 14 yaş altı nüfusu geçmesi bekleniyor. Bu verilerden hareket eden Pfizer Türkiye ‘Sen Çok Yaşa’ sloganı ile Türkiye’de sağlıklı yaşlanma ile ilgili kapsamlı bir farkındalık projesi başlattı. Projesinin tanıtım toplantısında çalışma ile ilgili bilgi veren Pfizer Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Elif Aral, ‘Sen çok yaşa’ projesi ile insanların daha iyi ve sağlıklı yaşamak için nelere ihtiyaç duyduklarını anlamayı amaçladıklarını söyledi. Aral, “Pfizer’in ABD’de de yürüttüğü ‘Get Old’ projesini, şimdi de Türkiye’de ’Sen çok yaşa’ adıyla hayata geçiriyoruz. Projeyi, hem sivil toplum örgütleri hem de yerel yönetimlerle işbirliği yaparak çok yönlü bir şekilde yürütmeyi amaçlıyoruz ve yaşlanmaya yeni bir bakış açısı getirmeyi istiyoruz” dedi.
Proje kapsamında gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin yaşama bakışı’ çalışmasının sonuçlarıyla ilgili de bilgi veren Aral, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin değişik yerlerinde, 30-60 yaş arası bin 80 kişi ile görüşüldü. Araştırmaya göre, yaşlılar, çocuklarının geleceğini garanti altına almak istiyor. Yaşlılık hayatı, çocuk ve torunlara odaklanmış durumda. Hasta olmak, korkular arasında ilk sırada geliyor. Türk insanının gözünde yaşlılık 65 yaşında başlıyor. Her 3 kişiden 1’i sağlıklı yaşamın zenginlikten daha önemli olduğunu söylüyor. Halkımızın %70’i kendini olduğu yaşta, 5 kişiden 1’i de olduğundan genç hissediyor. Her 2 kişiden 1’i yaşlandığında hayatında bir değişiklik olmayacağını düşünüyor. Bu konuda erkekler kadınlardan daha endişeli. Türk halkı ölüme yaklaşmayı yaşlılık korkuları arasında en sonlara koyuyor. ’Elden, ayaktan düşmek’, günlük işlerde başkalarına muhtaç olmak ve hasta olmak, kaygılarda ilk sıralarda geliyor. Türk halkının %20’si yaşlandığında çocuklarının iyi bir hayat kurduğunu görmek, %17’si stresten uzak yaşamak, %17’si saygı duyulan biri olmayı istiyor.”
Türkiye, Güney Kore’den sonra en hızlı yaşlanan ülke
Toplantıda Türkiye Gerontoloji Atlası Projesinde (GeroAtlas) yer alan Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan, 2000 yılından beri devam ettirdikleri GeroAtlas projesi hakkında bilgi verdi. Türkiye’nin Dünya’da en hızlı yaşlanan ikinci ülke durumunda olduğunu belirten Prof. Dr. Tufan, yaşlanan toplumun ihtiyaçlarına uygun yeni stratejilerle hareket edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Türkiye toplumundaki yaş dağılımının yakın dönemde önemli oranda değişeceğini söyleyen Prof. Dr. Tufan, şu bilgileri verdi: “Uzayan yaşam süreleriyle yaşlıların çoğalması farklı sorunları da beraberinde getirecek. Türkiye, Güney Kore’den sonra en hızlı yaşlanan ülkelerden birisi durumundadır. Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de insanlar 60 yaşından sonra aile bireylerine daha çok yakınlaşıyor. Kardeşlere geri dönüş oluyor. Özellikle dullar kardeşlerine daha çok yakınlaşıyor. Yaşlılar, bu yaştan sonra özgürlüklerine daha düşkün oluyor. Yük olmaktan korkuyor ve kendi ayakları üzerinde durmak istiyor. Yaşam süresi artıyor. Türkiye’de şu anda 50 yaşında olanların %20’sinin 100 yaşını göreceğini tahmin ediyoruz.”
Nebil Özgentürk ile ‘Yüzyılın Tanıklığı’
Projeye destek veren ve Sen Çok Yaşa Belgeseli ‘Yüzyılın Tanıklığı’na da imza atan gazeteci Nebil Özgentürk, şu değerlendirmelerde bulundu: “Yeryüzünün en güzel doğasına sahip ülkelerden biri olan Türkiye’nin dört bir yanında sağlıklı ve kaygısız yaşayıp giden asırlık insanlarla birlikte bir yolculuk yapmak muhteşemdi. O yüz yaşını aşmış insanlardan, ‘uzun ömürleri’ne dair, nasıl bir yöntem izlediklerine dair ve tabii Cumhuriyet’in kuruluşu, öncesi ve sonrası tanıklıklarına dair kısa da olsa sözler alabilmek de anlamlıydı… Seri belgesel olarak hazan aylarında yayınlandığında bu hüzün dolu ama aslında oldukça neşeli hikayeleri seyirci çok sevecek ve kim bilir uzun yaşama dair nasıl tüyolar alacak…”
‘Sağlıklı yaşama ve yaşlanma hep gündemimizde olacak’
Toplantının açılışında bir konuşma yapan Pfizer Türkiye Ülke Müdürü Stanley Mendonça bir sağlık kuruluşu olarak insan sağlığına verdikleri öneme paralel olarak ‘Sen Çok Yaşa’ projesi ile geniş kitleleri kucaklamayı hedeflediklerini belirterek şöyle konuştu: “Birleşmiş Milletler, 2050’de 33 ülkede 60 yaş ve üzeri nüfusun 10 milyonu geçeceğini bildiriyor. Bu yüzyılın ortasında yaşlı bireylerin yüzde 80 kadarı gelişmekte olan ekonomilerde yaşayacak. 100 yaşından fazla yaşayan kişilerin sayısı 300 binlerden 3 milyonun üzerine çıkacak. Sen Çok Yaşa diyerek öncelikle yaşlanmanın, diğer bir deyişle ‘yaş almanın’ herkes için farklı anlamlarına odaklanıyoruz. Daha iyi yaşamak, dolu dolu yaşamak, hayatlarına daha çok yıl katmak için neler yapabileceklerini onlara hatırlatmak için kolları sıvıyoruz. ‘Sen Çok Yaşa’ derken yalnızca daha uzun yaşamayı kastetmiyoruz, her yaşta daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olmayı, yaş ile birlikte edinilen tecrübe ve bilgiye saygı duymayı, yaşamın her aşamasında insanların sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için gerekli bilgileri sunmayı hedefliyoruz. Son yıllarda sürekli olarak ülkelerin gündeminde olan sağlıklı yaşama ve yaşlanma ‘Sen Çok Yaşa’ ismiyle Pfizer Türkiye’nin de öncelikli olarak gündeminde ve uzun yıllar gündeminde olmaya devam edecek.
“Türkiye’nin Yaşama Bakışı” Araştırma Sonuçları
Nielsen Pazar Araştırma Grubu ve Pfizer 30-60 yaş arası 1080 katılımcı ile “Türkiye’nin Yaşama Bakışı” araştırmasını gerçekleştirdi.
– Yaşlı insan tanımlamaları içerisinde, insanların kendilerine en yakın buldukları ifade “yaşlı insan çocuklarının ve torunlarının mutluluğu ile mutlu olur” ifadesidir. Gelecekte ulaşılması istenenler arasında “çocukların geleceğini garanti altına almak” ve “mutlu bir aile kurmak” öne çıkan unsurlardır.
– İyi bir yaşlılık hayal ettiklerinde ise akla gelen zihinsel olarak sağlıklı olmak ve çocukların hayatında aktif olarak yer almaya devam etme arzusu olmaktadır. Yaşlılık hayatı çocuk ve torunlara odaklanmış durumdadır.
– Aile odaklı bakış açısının yanı sıra yaşlandığında “sağlıklı olmak” beklentiler arasında, aynı şekilde “hasta olmak” ve “gündelik işlerini kendi kendilerine yapamamak” korkular arasında yer almaktadır. Mevcut yaşamda da en yaygın olarak dikkat edilen konu yine sağlıktır.
– Türk insanının gözünde yaşlılık 65 yaşında başlıyor.
– Türk halkının önceliği sağlıklı ve iyi bir yaşam sürmek.
– Her 3 kişiden biri sağlıklı bir yaşamın zengin olmaktan daha önemli olduğunu, sağlık için başka harcamalardan fedakarlık yapabileceğini ve sağlıklı yaşam için bugün yapılanların ileride çok faydalı olacağını bildiğini ifade ediyor.
– Gelecek temennilerimiz arasında çocuklarının geleceğini garanti altına almak, huzurlu yaşam ve mutlu bir aile kurmak öne çıkmaktadır.
– Daha genç yaş grubu içerisinde mutlu aile kurmak, orta yaş için çocukların geleceği, 50 yaş üstü yaş grubunda ise huzurlu yaşam ağırlık kazanmaktadır.
– Halkımızın %70’i kendini olduğu yaşta hissediyor ama 5 kişiden 1 kendini olduğundan daha genç hissediyor.
– Her 2 kişiden biri yaşlandığında hayatında bir değişiklik olmayacağını düşünüyor. Bu konuda endişe taşıyanlar arasında erkekler kadınlardan daha ağır basıyor.
– Yaşlandığımızda sağlıklı olmayı ve maddi durumumuzun iyi olmasını bekliyoruz. Maddi durumunun iyi olması beklentisi özellikle genç grubunda daha yaygınken, 50-60 yaş grubunda sağlıklı yaşam beklentisi ağırlık kazanıyor.
– Sağlıklı bir yaşlılık geçirme beklentisi taşıyanlar yüzde 61, başkalarına muhtaç olmadan yaşayabilmek beklentisi taşıyanlar yüzde 51, maddi durumunun iyi olması beklentisi taşıyanlar yüzde 38, sağlık güvencesinin olması beklentisi taşıyanlar yüzde 25 oranında olmuştur. Yüzde 23 çocuklarının evlendiğini/çocuk sahibi olduğunu görmek, yüzde 15 ise dinç bir zihne sahip olmak beklentisi olduğunu ifade etmiştir.
– Türk halkı ölüme yaklaşmayı yaşlılık korkuları arasında en son sıralara koyuyor. Elden ayaktan düşmek, günlük işlerde başkalarına muhtaç olmak ve hasta olmak ilk akla gelen kaygılar.
– Kendine yetebilmek dendiğinde her 4 kişiden 3’ü maddi olarak kimseye muhtaç olmamayı anlıyor.
– Kişiler kendileri için yaşlandıklarında en önemli olan şeyleri şöyle tanımlamışlardır:
+ Çocuklarımın iyi bir hayat kurduğunu görebilmek benim için en önemli şeydir (yüzde 20).
+ İyi yaşlanmak için stresten uzak yaşamak çok önemlidir (yüzde 17).
+ Yaşlandığımda saygı duyulan, sözü dinlenen birisi olmak isterim (yüzde 17).
+ Yaşlandığımda fiziksel olarak kendime yetebilmek, maddi olarak kendime yetebilmekten daha önemlidir (yüzde 15).
+ Yaşlandığımda torunlarıma bakmak isterim (yüzde 13).
– Türk halkına göre yaşlı insan kimdir, nasıldır?
+ Yaşlı insan çocuklarının ve torunlarının mutluluğuyla mutlu olur (yüzde 19).
+ Yaşlı insan vakti bol olan insandır (yüzde 10).
+ Yaşlı insan saygı duyulan insandır (yüzde 9).
+ Yaşlı insan huzurlu insandır (yüzde 8).
+ Yaşlı insan olgun ve anlayışlıdır (yüzde 7).
+ Yaşlı insanlar hayallerini gerçekleştirme fırsatı bulurlar (yüzde 7).
+ Yaşlı insan bilge insandır (yüzde 6).
+ Yaşlı insanlar hobileri olan insanlardır (yüzde 6)
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?