Off yine trafik, yine yoğun bir hafta, yine koşuşturma…diye iç geçirip kendi motivenizi ve ruhsal sağlığınızı kendinizin daralttığı çok olmuştur. Aslında asıl sorun şudur; bol bol dinlenip iş hayatından uzak kaldığınız koca bir hafta sonu bitmiştir, bitmek üzeredir ve kişi bunun farkındadır. Pazar gecesi, Pazartesi sendromunun ilk sinyallerinin başladığı zamandır.
Hafta sonunun bitmiş olması, kişi üstünde gerginlik yaratabilir. Bir kaç saat sonra başlayacak olan Pazartesi’ye ve yeni bir haftaya direkt olarak endişeli yaklaşan insanlar, içinde bulundukları bu sendrom durumu çeşitli şekillerde deklare ederler. Kişiler arası iletişimi bozuk olan, aile içi iletişimde sorun yaşayan ve iş hayatında uyum sorunu yaşayan insanlarda daha sıklıkla görülen Pazartesi sendromu aslında tamamen bir iletişim sorununu özünde barındırmaktadır.
Kişiler arası iletişimde, aile içi iletişimde ve 5 gün geçireceği yoğun iş haftasında işi ve çalışma arkadaşlarıyla sorun yaşamayan insanlar için Pazartesi bir sendrom değil, aksine heyecan barındırır. Günlük hayatın gerçeklerini kabullenmek bu insanlara zor gelmez, bir külfet olarak adlandırmadıkları için sendrom sorunu da yaşamazlar.
Türü ve çeşidi ne olursa olsun, psikolojik sendromlar insanlar arası iletişimi ciddi derecede sekteye uğratır.
Kendisiyle mutlu olan insanların Pazartesi sendromunun etkisine girmeleri de zordur. Pazartesi sendromundan kurtulmak için öncelikle kişinin kendisiyle mutlu olabilmesi esastır. Kendisiyle bir huzursuzluğu ve sorunu olmayan insanların diğer insanlarla da kolay kolay sorunu olmaz. Sakin ve gerçekçidirler.
”Oysa ki; sendrom haline sokmaktansa, kişi, kendisini pozitif yönde motive etmeyi denese oldukça başarılı olabilir” diyen İletişim Uzmanı Pınar Pişirgen, ”Yeni gelen haftaya heyecan duyun, daha başarılı olmayı hedefleyin, ”acaba kaç tane yeni insan tanıyacağım”? diye kendinize sorup kendinizi pozitif enerjiyle doldurun”
Pazartesi’nin sendrom olup olmayacağı tamamen sizin elinizdedir..Pazartesi’ye heyecan duyun!
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?