Hipertansiyonda farkındalık %15, kontrol oranı %21 arttı!

Kategori: Kardiyoloji Print

PATENT-2 Çalışması önemli gelişmeler olduğunu gösterdi

Türkiye’de en önemli ölüm nedenleri arasında yer alan hipertansiyona karşı yürütülen mücadelede ilk önemli başarı sağlandı. Yeni açıklanan PATENT-2 Çalışması’nın sonuçlarına göre; hastalığa ilişkin farkındalık dokuz yılda %15’lik artış göstererek %40’dan %55’e yükseldi. Aynı dönemde hipertansiyon ilaçları kullanım oranı %31’den %47’e çıkarken, hipertansiyon kontrolü de tüm hastalarda %8’den 29’a, antihipertansif ilaç kullananlarda ise bu oran %20’den %54.1’e yükseldi.

Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nce gerçekleştirilen ve sonuçları 14. Ulusal Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Kongresi’nde açıklanan Türk Hipertansiyon Prevalans Çalışması’na (PATENT-2) göre; hastalığa ilişkin farkındalık, ilaç kullanım oranları ve tedavi gören hastalarda hipertansiyon kontrolü önemli oranlarda arttı. Çalışmanın sonuçlarını değerlendiren Dernek Başkanı Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk, Türkiye’de her 3 erişkinden birinin hipertansiyon hastası olduğunu belirterek elde edilen sonuçların yürütülen farkındalık çalışmalarının ne kadar etkili olduğunu gösterdiğini söyledi. Çalışmanın bir diğer önemli kapsamı olan Türkiye’de tuz tüketimi ile ilgili verileri de değerlendiren Prof. Dr. Ertürk, tuz tüketimine yönelik olarak yapılacak farkındalık çalışmaları ve kısıtlama tedbirleri ile hipertansiyondan ölümlerin önemli oranda azaltılabileceğini dile getirdi.

Hipertansiyonla mücadelede kontrol oranlarında yaşanan iyileşmenin birden fazla nedeni olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ertürk, şu bilgileri verdi: “Sağlanan başarının çok etmenli olduğunu düşünüyoruz. Öncelikle farkındalık konusunda ciddi bir başarı söz konusu. İkincisi artık hekime ulaşmak daha kolaylaştı. Ayrıca hastalar antihipertansif ilaçlara daha hızlı ulaşabiliyorlar ve ilaçlarını daha düzenli kullanıyorlar. Bu başarıda medyanın rolünü de unutmamak gerekiyor. Yürütülen farkındalık çalışmalarına medyada geniş yer verildi. Bunun sonucunda hastalar daha bilinçli davranmaya başladı.”

PATENT-2 verileri önemli bilgiler sunuyor
Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin en son 2003’te yaptığı Türk Hipertansiyon Prevalans Çalışması (Patent), Türkiye’de Tuz Tüketimi ve Hipertansiyon Toplum Araştırmaları’nın (Salturk) yenilenmiş sonuçları, açıklandı. Ülke nüfus özelliklerini temsil edecek şekilde 26 ilde 5 bin 437 gönüllü taranarak gerçekleştirilen Patent 2’nin sonuçlarını açıklayan Prof. Dr. Ertürk, Türkiye’de 18 yaş üzeri bireylerde 9 yıl önce %31 olan hipertansiyon görülme sıklığının son araştırmada %30 olarak saptandığını söyledi. Hipertansiyon sıklığının kadınlarda %32, erkeklerde ise 28 olduğunu belirten Prof. Dr. Ertürk, şu bilgileri verdi: “Bu oranlar 9 yıl önceki çalışmayla paralellik gösteriyor. Buna göre, Türkiye’de her 3 erişkinden biri hipertansiyon hastası. PATENT-2 araştırmasının sonuçlarına göre hipertansiyon sıklığı yaşla ve beden kitle indeksi ile paralel olarak artış gösteriyor. Hipertansiyon sıklığı orta yaş grubu olan 35 – 65 yaş aralığında, erkeklerde %36, kadınlarda %40 olarak saptanırken, 65 yaş ve üzeri erkeklerde hipertansiyon görülme sıklığı %71, kadınlarda ise %84 olarak saptanmıştır.”

Hipertansiyonda farkındalık oranları arttı
Çalışmanın sonuçlarına göre; hipertansiyonun, özellikle Karadeniz ve Batı Anadolu’da diğer bölgelere göre daha sık olduğu göze çarpmakla birlikte Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde hipertansiyona daha az rastlandı. Hastalığa ilişkin farkındalık %15’lik artış göstererek %40’dan %55’e yükseldi. 9 yıl içinde hipertansiyon ilaçları kullanım oranı %31’den %47’ye çıkarken, hipertansiyon kontrolü de tüm hastalarda %8’den %29’a, antihipertansif ilaç kullananlarda ise bu oran %20’den %54’e yükseldi.

Hipertansiyon hala en önemli halk sağlığı sorunu
Hipertansiyonla mücadelede sağlanan önemli başarıya rağmen henüz istenilen hedeflere ulaşılamadığını belirten Prof. Dr. Ertürk, “İyi yöndeki değişikliklere karşın hipertansiyon farkındalığı ve kan basıncı kontrolü henüz yeterli düzeyde değil. Hipertansiyon farkındalığı gençlerde, erkeklerde, kırsal kesimde yaşayanlarda, beden kitle indeksi normal olanlarda, fazla ekmek tüketenlerde, sigara içenlerde ve hiç doktora gitmeyenlerde daha düşük. Hipertansiyon kontrolü de gençlerde, erkeklerde ve eğitim düzeyi düşük olanlarda daha kötü. Sonuç olarak, Patent 2 çalışması göstermiştir ki hipertansiyon ülkemiz için önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir” dedi.

Özel Söyleşi:
Medikal Akademi: Diyabet oranı artmaya devam edecek gibi görünüyor. Diyabet hastalığında hastaların takibi ne kadar önemli?
Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk:
Diyabetik hastalarda genellikle kalp damar hastalığı riski çok artmış durumda çünkü bunun bir sebebi de diyabetik hastalarda hipertansiyon sıklığının fazla olması. Üstelik böbrek tutulumu olmuşsa hem hipertansiyon belirginleşmekte hem de diğer kalp damar sağlığı riskleri daha da artmaktadır. Genel olarak hipertansiyonla ilişkili olan risk faktörleri diyabeti de beraberinde getirmektedir. Çünkü aşırı kilolu olmak, hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenmek, aşırı tuz ve şekerli gıdaları tüketmek uzun vadede aşırı kiloyu ve diyabeti de getirmekte ve sonuçta bir kısır döngü şeklinde kalp damar sağlığını olumsuz etkilemektedir.

Medikal Akademi: Aile hekimliği uygulamasıyla birlikte bu tür hasta gruplarında erken teşhis için önerebileceğiniz şeyler var mı? Prediyabet evresinde olan hastaların daha sıkı kontrol altına alınması gibi ya da kombine tedavilerin öne çıkarılması gibi bir formülasyon var mı?
Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk:
Diyabetik hastalarda kan basıncının etkin bir şekilde kontrol edilmesinin uzun dönemde hem sağ kalımı hem de kalp damar sağlığını olumlu etkilediği gösterilmiştir. Hekim arkadaşlarımız bunun farkında olarak hem diyabetik hem de hipertansif olan hastalarda biraz daha etkin bir kontrole yönelmelidir. Uzun dönemde bunlar yaşam süresini olumlu etkileyecektir. Bunu yaparken bir de antihipertansif ilaç seçiminde dikkatli olmak gerekiyor çünkü beraberinde diyabet ve böbrek hastalığı varsa bu grup hastalarda anjiyotensin 2 blokajı yapan ilaçları tercih etmek gerekmektedir. 40 yaşın üstündeki her sağlıklı birey en azından yılda bir kez başvurup kan basıncı ve idrar tetkiklerini yaptırmalıdır. Böylece bir prediyabeti ve hipertansiyonu saptama imkanı oluşur. Her zaman dediğimiz gibi hipertansiyon sessiz katil. Çünkü ölçmezseniz bilemezsiniz. Bazen diyabette öyle oluyor. Toplumda bu konuda bilinç arttıkça incelemeler de artacak ve bunlar daha iyi kontrol altına alınacak…

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla