İleri yaş hastalığı olarak bilinse de aslında gençlerde de görülen Parkinson hastalığının tek belirtisinin ‘titreme’ olmadığı unutulmamalı. Erken teşhis edildiğinde kontrol altına alınabilen hastalık, aslında birçok belirti veriyor ve yıllar öncesinden ‘ben geliyorum’ diyor. O nedenle; başta hareketlerde yavaşlama olmak üzere uykusuzluk, kabızlık, koku almama, yazının okunaksız ve küçük hale gelmesi gibi basit gibi görünen şikayetlerin Parkinson Hastalığının belirtisi olabileceğini dikkate almak gerekiyor. Vücutta hareketin kontrolünde önemli rol oynayan ve beyindeki hücreler tarafından üretilen dopamin adlı kimyasal madde, çeşitli etkilenmeler ve kayıplar sonucu belli bir oranda azalabiliyor. Beyindeki dopamin maddesinin azalmasıyla birlikte hastalarda Parkinson ile ilgili bulgu ve belirtiler görülmeye başlıyor. Nöroloji Uzmanı Dr. İhsan Özcan Ertürk; halk arasında ‘titreme hastalığı’ olarak bilinen Parkinson ile ilgili uyarılarda bulundu:
- Parkinson hastalığı; hareketlerin yavaşlaması, istirahat halinde ortaya çıkan kol ve bacaklarda titremeler, kaslarda katılık ve sertlik, postür reflekslerinde azalma gibi ana bulgularla seyreder. Ancak bunların yanı sıra birçok diğer sistem bulgusunun da olabildiği yavaş ilerleyici bir beyin hastalığı olduğu unutulmamalı. Hastalarda bulguları büyük oranda tek taraflı başlayan Parkinson, yıllar içinde vücudun diğer tarafına da geçebilir.
Tek belirtisi titreme değil!
- Parkinson hastalığındaki belirtilerden en önemlisi hareketlerin yavaşlamasıdır. Bunun sonucunda hastanın yürümesi de etkilenir, hastalığın ağır olduğu taraftaki kolu sallamada sıkıntı yaşanır, yavaş ve küçük adımlı yürüme ortaya çıkar. Aynı bulgular yüzde olduğunda, mimik hareketlerin ve ifadelerin azaldığı donuk yüz (maske yüz) görünümü ortaya çıkar. Titremeler özellikle hasta istirahat durumundayken ortaya çıkar; en sık ellerde, daha az oranlarda ise ayaklarda, çene ve dudaklarda görülür.
Parkinson hastalığı neden olur? Belirtileri, teşhisi ve evreleri
- Hastalık ilerledikçe fleksiyon postürü denilen vücudun öne ve yanlara doğru eğilmesi, ‘donma’ diye isimlendirilen harekete başlamada zorluk görülür. Ayrıca unutkanlık, psikiyatrik bulgular, kabızlık gibi sindirim sistemi şikayetleri, ürolojik belirtiler, uyku bozuklukları gibi diğer sorunlar da ortaya çıkar. Hastaların çoğunda uyku bozukluğu görülür.
Koku duyusu azalıyor
- Çok önemli bir belirti olmasına karşın Parkinson hastalarının hepsinde titreme görülmeyebilir. Hastalığın ana belirtileri titreme, yavaşlama ve kaslarda sertlik olmasına rağmen hastaların hayat kalitesini düşüren birçok başka belirtisi de olabilir. Hatta bunların birçoğu hastalığın başlamasından yıllar önce başlıyor. Örneğin; koku duyusunda azalma veya kayıp, kabızlık, uyku bozuklukları, omuz ağrısı, depresyon, ilgisizlik, kaygı, sık idrara çıkma ve cinsel sorunlar gibi birçok sorun yıllar öncesinde başlar ve daha sonra titreme ve yavaşlık eklenir.
- REM uykusu davranış bozukluğu diye adlandırılan canlı rüya görmeleri ve koku almada bozukluklar Parkinson hastalığı başlamadan yıllar önce ortaya çıkmış olabilir. Bu belirtiler aynı zamanda hastalık süresince her hastada farklı şiddette olmak üzere ilerler, tıpkı hastalığın diğer belirtileri gibi.
En etkili tedavi erken teşhis
- Hastalığa özel herhangi bir laboratuvar tetkik bulunmaz. Hastalığın tanısı nörolojik muayene ile konulur. Parkinson’u iyileştirmek mümkün değil; ancak Parkinson belirtilerini hafifletme konusunda etkili olan çeşitli tedaviler mevcut. Bu nedenle, belirtiler ve erken tedavi hakkında bilinçlendirme büyük önem taşıyor.
- Erken tedavi ile hastalığın ilerlemesi yavaşladığından, hastalar iyi bir yaşam kalitesini daha uzun süre koruyabilir. Erken tedavi, ancak erken teşhis sayesinde mümkündür; bu nedenle, Parkinson’un ilk belirtilerinin farkında olmak ve mümkün olan en kısa sürede doktora başvurmak gerekiyor.
Tedavide hedef eksilen dopamini geri getirmek
Parkinson hastalığı, yavaş seyirli ve kişiye göre farklılıklar gösterdiğinden tedavide hekim ile hasta ve yakınlarının uyumu büyük önem taşıyor. Uzun soluklu bir süreç gerektiren tedavide, eksilen madde olan dopamini yerine koymak hedeflenir. Hastalık ilerledikçe tedavide değişiklikler gerekebilir. Buna hastanın durumuna göre karar verilir. Parkinson hastalığına eşlik eden diğer sorunlara da müdahalede bulunmak gerekir. Tanı konduktan sonraki amaç, tedavi ile yaşam kalitesini olabildiğinin en üstünde tutmaktır.
Önce ilaç tedavisi sonra cerrahi seçenek
- Parkinson’un en bilinen tedavisi ilaç tedavisidir. Hastaya özgü olarak belirlenmiş ilaçlar aksatılmadan kullanılmalı. İlaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda, beyin pili takılması ve cerrahi müdahaleler gerekebilir. Cerrahi tedavi genellikle ilaç tedavisi konusunda sıkıntı yaşanan ve bu konuda engeli bulunmayan hastalar için bir alternatif olabilir ama kesinlikle ilk seçenek değildir.
- Deneysel olarak sürdürülen kök hücre, hücre nakli, gen tedavileri ve aşı gibi çalışmalar geleceğe dair umutları artırıyor. Ancak kök hücre tedavisi, henüz hiçbir şekilde Parkinson için uygulanmıyor.
Her yıl 10 bin hastaya parkinson teşhisi
Tüm dünyada 10 milyon Parkinson hastası olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de ise bu rakam 100-130 bin arasında. Ülkemizde her yıl yaklaşık 10 bin kişiye Parkinson teşhisi konuluyor. 2030 yılında hasta sayısının iki katına çıkması bekleniyor. Bu hızlı artışa karşın, maalesef hastaların sadece yarısı tedavi görüyor. Parkinson hastalığının 65 yaş üstü bireylerde görülme sıklığı yüzde 1 iken, 80 yaş üzerinde yüzde 5’e çıkıyor. Yaşlılık hastalığı olarak bilinmesine karşın çok genç yaşlarda da görülebiliyor.
Parkinson hastalığının oluşturduğu riskler ve tedavisi
Bu belirtilere karşı uyanık olun!
- Yüz mimiklerinde azalma
- Yürürken bir kolun sallanmaması
- Küçük adımlarla yürüme
- Vücut duruşunda bükülme (kambur duruş)
- Omuzda donma ve ağrı
- Bir bacağın aksaması veya sürüklenmesi
- İstirahat anında elde, bacaklarda ve çenede titreme
- Göz kırpma sayısında azalma
- Hareketin ve konuşma hızının yavaşlaması
- Yazının okunaksız ve küçük olması
YORUMUNUZ VAR MI?