Genellikle büyük bir stresin hazırlayıcı olarak rol oynadığı panik bozukluğun ilk atağı kalabalık bir yerde, evde ya da araba kullanırken olduğunu belirten Kurt, şöyle devam etti: “Atak sırasında oluşan bedensel duyumlara bağlı olarak yorumlar yapılıyor. Örneğin, kalp krizi geçirdiğini düşünen bir kişi acil servise gidiyor; çekilen kalp elektrosunda bir şey bulunamıyor ancak, bu şikayetlerin nasıl olduğuna dair tatmin edici bir açıklama da yapılamıyor. Hasta, şikayetlerimi açıklayacak bir neden yok ama ben de bunları uydurmuyorum ki; acaba aklımı mı kaçırıyorum diye düşünüyor.”
Agorafobi gelişiyor
Yaşadığı bu durumun dehşetinden ürken hastanın tekrar panik atak geçirmekten korktuğunu ve bedensel belirtilerle daha çok meşgul olmaya başladığını ifade eden Kurt, “Bu sırada kendince bazı tedbirler alıyor. Panik atağın gelebileceğini düşündüğü yerlere gitmemeye başlıyor, kalabalık ortamlardan uzak duruyor ya da evden çıkmıyor. Sonuçta panik bozukluğu hastalarının çoğunda gördüğümüz Agorafobi gelişiyor” dedi.
Kurt, panik ataklardan korunmak için devreye giren kaçma ve kaçınma davranışlarının korku ve kaygının devamına neden olduğunu da vurguladı. Panik bozukluğu olan hastaların kendimi kontrol edemeyeceğim, bayılacağım, delireceğim, öleceğim, felç olacağım veya kalp krizi geçireceğim gibi yanlış yorumlar yaptıklarını da belirten Kurt, “Yaptıkları bu yorumun doğruluğuna da inanırlar” dedi.
Tedavi için profesyonellere başvurun
Hastalığın temel tedavisinin “Bilişsel Davranışçı Terapi” olduğunu dile getiren Kurt, şunları kaydetti: “İlaçta etkin bir tedavi şeklidir. Ancak, sadece ilaçla tedavi edilen vakalarda nüks daha yüksektir. Bilişsel Davranışçı Terapide hastanın çarpık düşünceleri düzeltilmeye çalışılmakta ve kaçtığı/kaçındığı durumlarla baş etmesi sağlanmaktadır. Ancak sokaktaki insanlar da ‘üstüne git’ demektedir. Unutulmamalıdır ki ne yapıldığından çok nasıl yapıldığı önemlidir. Çünkü bilinçsizce yapılan tedavi girişimleri başarısız sonuçlandığında bir adım daha geri gidilebilir. Profesyonellerle birlikte yapılan tedavilerde iyileşme oranları son derece yüksektir. Tedavi sürecinde ilk önce ‘Panik’ sonra kaçınılmaz olarak eşlik eden ‘Depresyon’ en son ‘Beklenti Anksiyetesi’ iyileşmektedir.”
Alerjinizin kaynağı güneş olabilir
Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte kızarıklık, şişme ve kaşıntıyla oluşan güneş alerjisi artıyor. Güneş yanığı ve güneş alerjisinin sıkça karıştırıldığını belirten uzmanlar, çok az güneşe maruz kalmanın bile alerjiyi tetikleyecebileceğini belirterek alerjik hastaları uyarıyor! Devamı
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?