Türk Geriatri Derneği ve Türk Hemşireler Derneği ortak bir açıklama yaparak, salgın ortamında ve sonrasında yaşlılara yönelik özel önlemler alınması gerektiğini, yaşlıların düşme, uyku bozuklukları, idrar kaçırma vb. fiziki sorunlar yanında, tedaviye erişememe, bakımlarının iyi yapılmaması ve psikolojilerinin bozulması gibi sosyal ve akıl sağlığına yönelik sorunlarla da karşı karşıya bulunduklarını vurguladı.
İki derneğin ortak yaptığı açıklamada, Türkiye’de yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranının 2020 sonunda yüzde 9,5 düzeyindeyken, 2023’te toplam nüfusun yüzde 10,2 ve 2030’da yüzde 12,9’unu oluşturacağı hatırlatıldı.
Salgında yaşlıların en fazla etkilenen kesimler arasında olduğuna işaret edilen açıklamada, “Salgınla mücadelede, ileri yaşlardaki bireylerin ihmal edilmemesi için acil müdahale gerekmektedir. İncinebilir gruplar içinde yer alan yaşlı bireylerin (özellikle demanslı olguların), Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) ve bu hastalığın getirdiği sosyal risklerden korunması ve hasta olanların etkili bir şekilde tedavi ve bakımlarının sağlanması için acilen kısa ve uzun vadeli çözüm yolları geliştirilmelidir” denildi.
Açıklamada, ileri yaşlardaki kişilerin kronik hastalıklar, yaşam kalitesini ciddi boyutta etkileyen uyku bozuklukları, idrar kaçırma, yetersiz beslenme, demans, deliryum, düşmeler, osteoporotik kırıklar, basınç yaraları, ağrı, kırılganlık, yüksek ihmal ve istismar riski ve çoklu ilaç kullanımı riskleriyle karşı karşıya olduğu hatırlatıldı.
Bunların yanı sıra “geriatrik sendromlar” adı verilen bu risklerin, birden fazla risk faktörünü aynı anda barındırmaları; birden fazla organın aynı anda etkilenmeleri ve kronik hastalıkların varlığı olmak üzere üç ortak özelliği bulunduğu belirtilen açıklamada, bu veriler ve riskler ışığında salgın ve salgın sonrasına yönelik planlamalar yapılması gerektiğine işaret edildi.
Salgın ortamında izolasyonun, koruma amaçlı önlemlerden biri olarak uygulanabileceği belirtilen açıklamada, yaşlılar sözkonusu olduğunda izolasyonun; yaşlılar ve ailelerinde artan bulaş korkusu, sağlık hizmetlerine erişimde sıkıntılar, mevcut hastalıkların kontrollerinin aksaması gibi sorunlar doğurabildiği, yaşlılara mutlaka bu konularda bilgi verilmesi gerektiği kaydedildi.
Uzun bir izolasyonun ilave sorunlar doğuracağı belirtilen açıklamada, “Karantina veya izolasyon süresinin uzaması, hem yaşlının hem de ailenin daha fazla strese maruz kalmasına neden olmaktadır ve ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Pandemi sonrasında çeşitli akıl sağlığı sorunlarda artış olması ve bunların önemli bir kısmının da yaşlılarda ortaya çıkması beklenmektedir. Yaşlı bireyin fiziksel sağlıklarını sürdürme ihtiyaçları yanı sıra, psikolojik ve sosyal gereksinimlerini de gidermek, yaşlı bireylerin sağlıklarının korunması ve geliştirilmesi açısından yaşamsal öneme sahiptir” denildi.
Salgın ortamında, e-posta, internet, günlük haberlerin online okunması, cep telefonu ile iletişim gibi araçların sıklıkla kullanıldığını ancak Türkiye’de yapılan araştırmada yaşlı bireylerin bu iletişimlerinin son derece sınırlı olduğunun ortaya çıktığı belirtilen açıklamada, yaşlıların bu araçları daha kolay kullanabilmesi ve erişebilmesi için özel önlemler alınması, eğitim verilmesi önerildi.
İki derneğin ortak açıklamasında ileri yaş grubu için sosyal medya kullanımı, telefon ve video bağlantıları ile iletişim kurmalarının teşvik edilmesi, hem sosyalleşme hem de bilişsel uyarım sağlanması için bu unsurların gerekli olduğuna vurgu yapıldı.
Yaşlıların sağlık hizmetlerinin aksatılmaması için tele tıp, tele bakım, tele sağlık gibi, uzaktan erişim araçları kullanılarak hizmet verilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, bu imkana erişim için altyapı sağlanması önerildi.
Türk Geriatri Derneği ve Türk Hemşireler Derneği ortak açıklamasında, salgın sonrasına yönelik olarak, Birleşmiş Milletlerin insani gelişme odaklı yaklaşımlarına uyumlu, “kimseyi geride bırakmamak” temelli uzun vadeli programlar geliştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Açıklamada şunlar kaydedildi: “Pandeminin gelecekteki tüm aşamaları boyunca yaşlı yetişkinleri destekleme konusunda uzun vadeli bir bakış açısının önemi vurgulanmaktadır. Ortaya çıkan kısıtlamaların aşamalı olarak azaltılmasının dikkatle planlaması önerilmektedir. Yaşlı yetişkinlerin pandemi sürecinde oynadıkları önemli rol göz önüne alındığında, ‘Yakın gelecekteki yeni rolleri’ ne olabilir? sorusuna cevap aranmalıdır.
Yaşlıları benzeri görülmemiş bir salgına karşı olan bu mücadeleye dahil etmek, pandemi sonrası için umut verir ve bilgeliklerinden yararlanılmasına yardımcı olabilir. Yeniden yapılanmanın bir sonraki aşamasında, her bireyin çabalarına büyük gereksinim duyulacağı bir süreçte yaşlanan insanlar için de kuşkusuz önemli roller vardır. Salgın sırasında aktif yaşlıların gösterdikleri sivil çabalardan yararlanmak ve zorlukları/deneyimleri öğrenmek büyük bir fırsat olacaktır.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?