Pandemi anıları arşivlenecek, gelecek nesillere kaynak olacak

Yazan Hatice Pala Kaya
23 Ekim 2020   |    3 Nisan 2022    |   Kategori: Sağlık Gündemi, Sosyal Sorumluluk / İK Print

Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği ve Nobel İlaç tarafından başlatılan “Pandemi Anıları” projesiyle, salgın döneminde sağlığın bütün paydaşlarının anıları ve gözlemleri derlenerek bir arşiv oluşturulacak. Gönüllü olarak katılıp herkesin anılarını yazabileceği online bir platform açıldı. Arşivin gelecek nesillere veri kaynağı olması hedefleniyor. Derlenen anılardan bir seçkinin de kitap olarak yayımlanması planlanıyor. Proje tanıtımı için düzenlenen basın toplantısına Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği Başkanı Doç. Dr. Melda Türkoğlu ile Nobel İlaç Genel Müdürü Hakan Şahin katıldı.

Online toplantıda konuşan Nobel İlaç Genel Müdürü Hakan Şahin, COVID-19 salgınının dünyada derin izler bıraktığını hatırlattığı konuşmasında, eğitimden iş hayatına kadar değişiklikler yaşandığını, o arada sağlık personelinin büyük bir fedakarlıkla çalışarak salgınla mücadelede en büyük olumlu katkıyı yaptığını vurguladı.

Sağlık personelinin salgındaki anılarının, gözlemlerinin anlatılması, gelecek nesiller için de bir kaynak olmasını istedikleri için projeye katıldıklarını belirten Hakan Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği ile birlikte hayata geçirdiğimiz ‘Pandemi Anıları’ projesi hem bu zorlu süreçte yaşananlara birebir şahitlik etmemizi sağlayacak hem de geleceğe bırakılacak bir arşiv niteliği taşıyacak.

Pandemi Anıları; bugün başta hastaneler olmak üzere, polikliniklerde, aile sağlık merkezlerinde ve eczanelerde ön cephede fedakârca mücadele eden, emek veren tüm sağlık meslek mensuplarına bir teşekkür projesi olmakla birlikte gelecek kuşaklara bu dönemde neler yaşandığını aktaracak, tarihe iz bırakacak önemli bir arşiv kitap projesidir. Projede, sadece sağlık meslek mensuplarının değil bu süreçten çok etkilenen tüm halkımızın da duygularını duymayı, duyurmayı yürekten arzu ediyoruz.

Dolayısı ile başta bu sürecin en önemli kahramanları olan sağlık meslek mensuplarımız olmak üzere tüm halkımızı bu kitabın yazarı olmaya davet ediyoruz. Pandemi süreciyle birlikte dijitalleşmenin hayatımızdaki önemi daha da arttı. Bu nedenle; dijital ortamda sağlık profesyonellerimizin görsel, işitsel ve yazılı notlarını, yaşanmışlıklarını, anılarını toplayacağımız bir arşiv portalı oluşturduk: www.pandemianilari.org. Bu portala; tüm ziyaretçiler fotoğraf, video ve yazılarını yükleyebilecekler.”

Korktuk, özlem duyduk, panik olduk, üzüldük, çok çalıştık

Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği Başkanı Doç. Dr. Melda Türkoğlu da konuşmasında, bilgi ve deneyimlerin aktarılmasının büyük öneme sahip olduğunun altını çizdi. COVID-19 hastalarıyla ön saflarda yoğun bakım ekiplerinin ilgilendiğini hatırlatan Doç. Dr. Türkoğlu, “Salgın, dünyada büyük küçük, kadın erkek, herkesin hayatını derinden etkiledi. Yaşlılarımız günlerce kendi evinde bir esir gibi yaşarken, gençlerimiz bilgisayar ekranından ders yapmayı, ufak çocuklarımız maske takarak oyun oynamayı öğrendiler. Ancak biz sağlık çalışanları bunların ötesinde farklı ve karmaşık duygu durumlarının içinden geçtik, farklı tecrübeler yaşadık” dedi.

Doç. Dr. Melda Türkoğlu, salgının ilk aşamasından itibaren farklı safhalarda etkilendiklerini ve bunun duygularını etkilediğini belirterek şunları kaydetti: “Korktuk… Ama öncelikle virüsten değil, yetememekten, yetiştirememekten korktuk, sonra yakınlarımızdan korktuk. And içtiğimiz mesleklerimizi icra ederken annemize babamıza, eşimize, çocuklarımıza zarar vermekten korktuk ve en son bu uğurda canını kaybeden meslektaşlarımız oldukça bizler de kendi hayatımızdan korktuk. Özlem duyduk…

Yakınlarımıza, eşimize, çocuklarımıza, anne babamıza zarar vermemek adına günlerce onlardan uzak kaldık, halen yüzlerce sağlık çalışanı ailelerinden uzakta yaşadığı özlemle hizmet vermeye devam etmekte. Panik olduk… Bu virüsün yeni olması, yayılımından korunmaya, tanısından tedavisine her bilginin yeni ve denenmemiş olması bizleri bilgi edinme konusunda korkunç bir paniğe itti. Her gün yeni bir bilgi, yeni bir makale, sosyal medyadan paylaşılan mesajlar…

Korkunç bir literatürün içinde boğulduk. Bunların hangisi doğruydu, hangisini hastamızda uygulamalıydık, nasıl korunacaktık, hangi maskeyi takacaktık vs. bunca işin arasında bunları da değerlendirmek ve doğrusunu seçmek durumundaydık. Üzüldük…

Kimi genç yaşta olan nice ölümler gördük, değişik öykülere tanık olduk. Yoğun bakıma hasta yatırmak üzere değerlendirmeye gittiğim, nefes almakta ileri derecede zorluk çeken hastanın, yoğun bakımdan geldiğimi söyleyince, kendini hiç düşünmeden bana yoğun bakımda yatan eşini sorduğunda neler hissettiğimi ya da anne ve babası hastanede COVİD-19 nedeniyle tedavi görürken babasını kaybeden bir kız çocuğunun “ne olur bari annemi yaşatın” dediğinde hissettiğim duyguyu tarif etmem mümkün değil.”

“Çok yoğun çalıştık”

Salgının tepe noktasında yoğun bakım servislerinin, sürekli hastaların geldiği, hastaların hayatını kaybettiği bir yer haline geldiğini hatırlatan Doç. Dr. Melda Türkoğlu, “Çok yorulduk… Bir yandan COVİD-19 hastaları, bir yandan diğer hastalar devam ediyordu. Aynı mesai içinde normalin iki katı iş yapmak durumundaydık” dedi.

Virüse karşı korunmak için giydikleri, tulum, gözlük, maske vb. koruyucu ekipmanların hareketlerini zorlaştırdığını vurgulayan Doç. Dr. Türkoğlu, “Alışkanlıklarımız ve çalışma düzenimiz, mesai arkadaşlarımız her şey değişti. Hastanelerin farklı salgın planlamaları içerisinde farklı disiplinlerden farklı sağlık çalışanlarıyla çalışmak durumundaydık. Birbirine alışık olmayan kişiler kısa sürede adapte olarak bir ekip kurmak zorunda kaldı. Zaman zaman gerildik, ancak sonrasında alışkanlıklarımızı bir kenara bırakıp, mevcut ekiple hoşgörü ile çalışmayı da öğrendik.

Bu süreç içerisinde hepimizin içinden bir Einstein çıktı. Sağlık ekipmanlarının yetememesi en büyük endişelerimizden biriydi. Bu nedenle bu konuda da her birimiz birer mucit olduk neredeyse… İşimize yarayacak ekipmanları elimizdeki malzemelerle oluşturmaya çalıştık, yaptıklarımızı da birbirimizle paylaştık, çok keyif aldık” diye konuştu.

“Salgının ortasındayız”

Doç. Dr. Melda Türkoğlu, salgının ortasında olunduğunu vurgulayarak, sürece bütün tarafların daha fazla uyum sağladığını ve bir an önce salgının sona ermesini istediklerini ifade etti. Doç. Dr. Türkoğlu, yaşananların belgelenmesinin önemine işaret ederek şunları kaydetti: “Tıp dünyasında 100 yılda bir görülebilecek bu salgına bizler şahit olmuştuk.

Ancak yaşadıklarımızı, tecrübelerimizi, duygularımızı sonraki nesillere aktarmak en büyük görevimiz olmalıydı. Tam bu noktada Nobel ailesinin önerisi “Pandemi Anıları” projesi ile tanıştık. “Pandemi Anıları”nın geleceğe ışık tutacak büyük bir kaynak olacağına inanıyoruz. Bu proje, yaşadığımız tecrübenin ileri kuşaklara iletilmesini sağlayarak tıp alanında verilecek büyük bir hizmetin ismi olacaktır. Bu nedenle bunu önemsiyor ve tüm üyelerimizi, tüm sağlık çalışanlarını görsel, işitsel, metinsel hikayelerini paylaşmaya davet ediyoruz. Bu kitap bizler tarafından oluşturulacak ve ileri nesillere aktarılacak en büyük eser olacaktır.”

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla