Günümüzde otizm görülme sıklığı her bin çocukta birdir. Yeni çalışmalar bu sıklığın giderek artmakta olduğunu, 1/500 lere kadar oranın artığını göstermektedir. Down Sendromunun bile 1/700 oranında olduğunu düşünürsek, otistik bozukluğun yadsınamayacak boyutta fazla olduğunu kabul edebiliriz. Erkekler de görülme sıklığı, kız cinsiyete göre yaklaşık dört kat artmıştır.
Otizm belirtileri! Otizmin teşhisinde 10 temel belirti yeniden tanımlandı!
Ebeveynler genellikle çocuklarının yaşamının ilk iki yılında belirtileri fark eder. Otistik çocukların çok azı erişkin olduktan sonra bağımsız yaşamakta, bunlardan bir kısmı bunda başarılı olabilmektedir. Erken çocukluk döneminde yapılan davranışsal tedaviler çocuğun hayata hazırlanmasını kolaylaştırmakta, kendine bakabilme yetisini arttırmaktadır. Tanı konduğu an tedaviye başlanmalıdır.
Özellikle doğumdan itibaren başlanılan süreçte ilk bir yıl içerisinde tanı ne kadar erken konulursa, tedavi sonuçları da o denli iyi olur. Günümüzde 6 aylık bebekte bile otizm tanısı konabilmektedir. Bu süre yaşamın ilk altı ayı bile olabilir. Tedavide amaç; aile bireylerinin de tedaviye katılımı sağlanarak, bireyin iletişim becerilerini artırmaktır.
Doğum anından itibaren başlayan süreç çok önemlidir. Bebeğini üçüncü ayını tamamladığında göz takibi yok ise dikkat edilmelidir. İlk bir yılını tamamlayan çocuklarda ise nesneleri parmakla işaret etme becerisi takip edilmeli ve ebeveynlerine karşı ilgisi az ise, henüz sözcük kullanmıyorsa ve on sekizinci ayını tamamladıysa, sosyal çevre yerine tekrarlayan objelere ilgisi varsa, sürekli araba tekerini çevirmek, çalışır durumdaki çamaşır makinesini izlemek gibi davranışları tekrarlıyorsa uzman desteği alınması gerekmektedir. Görme bozuklukları, işitme bozukluğu, cerabral palsi, uyaran eksikliği dediğimiz ebeveyn-çocuk iletişim eksikliği, genetik bir çok hastalıkta da benzer şikayetler görülebilir.
Otizm nedir? Neden olur? Otizmin tipik belirtileri nelerdir?
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?