Osteoporoz tedavisi ve hastaların tedaviye uyum sorunu nasıl olmalı?

13 Aralık 2014   |    4 Ocak 2020    |   Kategori: Osteoporoz Print

Osteoporoz nedir: Osteoporoz kemik gücünün azalması sonucunda artmış kırık riski ile karakterize bir iskelet sistemi hastalığıdır. Uluslar arası Osteoporoz Vakfı’nın verilerine göre; tüm dünyada 200 milyon kadını etkilemektedir; 60-70 yaşlarındaki kadınların 1/3’ü, ≥80 yaşlarındaki kadınların ise 2/3’ü osteoporoz hastalığına yakalanmıştır. Elli yaşın üzerindeki kadınların yaklaşık %30’unda en az bir vertebral kırık bulunmaktadır. Omurga kemiklerinde osteoporoza bağlı kırık olan kadınların ölüm riski %15 daha fazla olarak bildirilmektedir.

Osteoporoz hastalığı erkekleri de etkilemekte olup, 50 yaşın üzerindeki erkeklerin yaklaşık %20’sinde yaşamlarının geri kalan bölümünde osteoporoza bağlı bir kırık oluşacağı, ilk kırık sonrasında ikinci kırık için riskin arttığı bildirilmektedir.

Osteoporoz tedavisi

Kemik sağlığının geliştirilmesi ve korunması

  1. Hastalıkla ilgili toplumsal ve bireysel farkındalığın ve eğitimin sağlanması,
  2. Çocukluktan itibaren bilinçli beslenme ve fiziksel aktivitenin artırılması ile gençlerin kemik yoğunluklarının en üst düzeye çıkarılması,
  3. İkincil osteoporoza neden olabilecek hastalıkların belirlenmesi ve tedavi edilmesi, hastanın halen kullanmakta olduğu, osteoporoza neden olabilecek ilaçların ivedilikle saptanması,
  4. Günlük yeterli Ca ve D vitamini alımının sağlandığından emin olunması,
  5. Hastaya “en uygun olan” ilaç tedavi planının yapılması ve hastanın tedaviye uyumu için yol gösterilmesi,
  6. Fiziksel aktivitenin artırılması, kişiye özel egzersiz programları düzenlenmesi,
  7. Rehabilitasyon uygulamalarını kapsayan bir tedavi protokolü hazırlanması,
  8. Özellikle yaşlılarda düşmelerin önlenmesine için girişimlerin başlatılması gerekir.

Osteoporoz hastalarının ilaç tedavilerine uyum sorunları

Osteoporoz  ilaç rejimlerinde bir yıllık tedavi alan hastaların tedaviye uyum sağlama ve tedaviye devam etme oranları: %26 -70 arasında değişmektedir. İlaç alım oranı ≥%80 olan hastaların; tedaviye devam etme oranları 6, 12 ve 18. aylarda sırasıyla %90 %72 ve %62 olarak bildirilmektedir. Tedavi süresi uzadıkça ilaç tedavisine uyum da azalmaktadır. Oysa osteoporoz aylarca, yıllarca tedavi gerektiren bir hastalıktır. Bu bağlamda hastalıktan korunma önem kazanmaktadır. Bilinmelidir ki; hastalığa yakalandıktan sonra ilaç tedavisine uyum sağlanmaması, hastada kırık olasılıklarının artışına neden olabilir.

Osteoporoz (kemik erimesi) nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi

Osteoporozun ilaçla tedavisine uyumsuzluk nedenleri

1-Hastalık ile ilgili olabilir: Osteoporoz sessiz bir hastalıktır, belirti vermeden ilerlediği için hastalar herhangi bir şey hissetmeyebilir ve tedavi gereksiniminin önemini kavramayabilirler. Tedavi uzun sürer ve hastalar tedavi yararını hemen algılayamayabilirler. Ayrıca aynı anda birkaç hastalık ile uğraşmakta olan hasta osteoporozu önemsemeyebilir.

2-İlaç ile ilgili olabilir: İlacın istenmeyen yan etkileri ile ilgili kaygılar varsa, ilacın uygulama şekli zor ve karmaşıksa, tedavi süresi çok uzun ise, hasta aynı zamanda çok fazla başka ilaç da kullanılıyorsa, ilacın maliyeti yüksekse ve hasta ilaca ulaşımda sorun yaşıyorsa tedaviyi sürdürmeyebilir.

3- Hastanın özel durumu ile ilgili olabilir: Çok ileri yaşlardaki hastalar, hastalık ile ilgili yeterli bilgisi olmayanlar, sağlık okur-yazarlığı yeterli olmayanlar, yaşam tarzını değiştirmeyenler, yeterli sosyal ve ailesel desteği olmayanlar, hastalığını kabullenmeyenler, unutkanlık sorunu yaşayanlar ve depresyondaki hastalar ilaç tedavilerine uyum sağlamayabilirler.

4- İzlem ve iletişim sorunları olabilir: İzlem sorunları yaşayanlar, kontrollere gidemeyenler ve hasta-hekim ilişkileri açısından sorun yaşayanlar, sağlık çalışanlarına yeterli güven hissi duymayanlar tedaviye uyum sağlamayabilirler.

Hastanın osteoporoz tedavisine uyum sağlanması için öneriler

  • Tedaviye gerçekten gereksinimi olan hastaların ikna edilmesi,
  • Hastalar ile sosyokültürel düzeyine uygun ve etkin iletişim kurulması,
  • Hastaların belirlenen uygun aralıklarla kontrollere çağrılması,
  • Hastaların tedavinin sonucu ve etkinliği konusunda bilgilendirilmesi,
  • Hastalara kontrol incelemelerinin sonuçları konusunda geri bildirim sunulması,
  • Tedavinin ulaşılabilir ve maliyetinin de sosyal güvenlik kurumlarınca karşılanır olmasıdır.
Kaynak: Prof. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal – Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Türk Geriatri Derneği Başkanı, Türkiye Osteoporoz Derneği Kurucu Üyesi.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla