AIDS’in Türkiye’de son 6 yılda 4 kat arttığına dikkati çeken Türk Dermatoloji Derneği Veneroloji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Osman Köse, “AIDS için hemen önlem alınmaz ise 2030 yılına kadar %113 artacak ve toplam olgu sayısı 75 bin civarına ulaşacak. Bu durum ise halk sağlığını tehdit eden çok büyük bir problem olacak” dedi.
1 Aralık Dünya AIDS Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Köse, 2021 yılı sonu itibarıyla Sağlık Bakanlığı resmi kayıtlarına göre Türkiye’de toplam 32 bin 376 kişinin HIV virüsü ile yaşadığını ancak 2022 yılı istatistikleri yayınlanmadığı için son rakamların bilinmediğini kaydetti.
En çok 25-35 yaş aralığında görülen AIDS’e karşı acil önlem çağrısı yapan Prof. Dr. Osman Köse, şu uyarılarda bulundu: “AIDS, Kazanılmış Bağışıklık Yetmezliği Sendromu olarak bilinir ve HIV (Human Immunodeficiency Virus) isimli bir virüsle ortaya çıkar. Bu virüs vücudumuzun savunma sisteminde yetmezliğe yol açar ve hasta her türlü infeksiyondan kolayca etkilenir hale gelir.”
Prof. Dr. Osman Köse, Türkiye’nin halen dünyada HIV/AIDS açısından hastalığın az sıklıkta görüldüğü ülkelerden biri olduğunu ancak yapılan araştırmalara göre eğer artış böyle devam ederse 2030 yılında 75.000 civarında, 2040 yılında ise 375.000 civarında yeni HIV olgusu görüleceğini bildirdi.
AIDS / HIV nedir, nasıl bulaşır? Belirtileri, ELISA testi ve tedavisi
AIDS’in en sık korunmasız ve riskli cinsel temasla bulaştığını belirten Prof. Dr. Köse, “Buradaki en önemli risk faktörü çok eşliliktir. İlişki sırasında kondom kullanımı en önemli korunma yöntemidir. Hastalık bunun dışında virüs bulaşan enjektörlerle, kan nakli sırasında, anneden bebeğe doğum sırasında da bulaşır. Cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklara (genital siğil, genital uçuk, frengi, bel soğukluğu, klamidya vb.) sahip olan ve çok eşli cinsel yaşam süren hastalarda AIDS hastalığı bulaşma riski çok yüksektir” dedi.
Prof. Dr. Köse, HIV virüsü taşıyan kişiye dokunmak, sarılmak ve onunla tokalaşmakla hastalığın bulaşmadığını vurgulayarak, HIV virüsünün gözyaşı, ter, tükürük vb. sekresyonlardan ve herkese açık kullanımı olan havuz, banyo ve tuvalet gibi alanlardan da bulaşmadığını kaydetti.
HIV virüsünün vücuda girdikten bir süre sonra ateş, iştahsızlık, kilo kaybı yanında deri hastalıkları gibi belirtiler verdiğini ifade eden Prof. Dr. Köse, zamanla vücut savunma sisteminin zayıflaması ile birlikte bakteri, mantar ve virüslerin birçok infeksiyona neden olduğunu anlattı. HIV virüsünün deride özel bir bulgusu olmadığına da değinen Köse, tüm deri hastalıklarının normalden daha aşırı ve yaygın belirtilerle ortaya çıkmasının AIDS hastalığı için önemli bulgulardan olduğunun altını çizdi.
Prof. Dr. Osman Köse, “Türk Dermatoloji Derneği olarak, AIDS farkındalık gününü tüm vatandaşlarımıza hatırlatır, iyileşemeyen yaralarda, deri hastalıklarının belirtilerinin aşırı bir şekilde ortaya çıktığı durumlarda vakit kaybetmeden dermatologa başvurmalarını ve eğer şüpheli bir öykü varsa hemen test yaptırılmasını öneririz” dedi.
Hiv/aids tedavisinde önemli gelişme sağlandı ve artık kronik bir hastalık
DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü)/UNAIDS (Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı) verilerine göre, 2022 sonunda dünyadaki toplam 39 milyon kişi HIV virüsü ile yaşamakta. Dünyada AIDS artış hızı yavaşlamakta ve yeni tedavi yöntemleri ile yaşam süreleri uzamakta.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?