Uluslararası Hasta Güvenliği ve Sağlık Finansmanı Araştırmaları Merkezi olarak yürüttükleri alternatif geri ödeme modellerine yönelik kapsamlı çalışmanın Sağlık Bakanlığı ve SGK’ya sunulacağını bildiren Op. Dr. Koç, bu çalışma ile farklı ödeme modellerine yönelik ülke örneklerini ve iyi uygulamaları incelediklerini anlattı.
Türkiye’nin Hepatit C ile alternatif geri ödeme modellerinin ilk örneğini uygulamaya başladığını, dünyada farklı alternatif ödeme modellerinin hali hazırdaki bazı pahalı tedaviler için hayata geçirildiğini söyleyen Op. Dr. Orhan Koç, yeni ödeme modellerine geçişte en öncelikli konulardan birinin tedavi süreçlerini ve sonuçlarını takip olduğunun altını çizdi.
Başta kanser olmak üzere özellikle de nadir hastalıkların tedavisinde kullanılan biyoteknolojik, biyobenzer yeni nesil ilaçların pahalı ilaçlar olduğunu dile getiren Op. Dr. Koç, bu ilaçların son yıllarda ilaç bütçesindeki payının arttığını belirtti. Birçok ülkenin geri ödeme kuruluşlarının bu süreçleri yönetmek ve kamuya olan maliyetleri kontrol etmek için çeşitli alternatifler geliştirdiğini anlatan Op. Dr. Koç, şu bilgiyi verdi:
“Alternatif geri ödeme sisteminde genel itibariyle üç farklı metot kullanılıyor. Birincisi, mali kullanım metodu (bütçe ve volüm bazlı), ikincisi; risk türü bazlı fiyatlandırma metodu (karşılıklı risk paylaşımı bazlı), üçüncüsü ise; değer bazlı fiyatlandırma metodu olarak ifade edebiliriz. Bu üç modeli farklı şekilde kullanan ülkeler var. Burada tabii ki bütün sağlık hizmetlerinin değer bazlı geri ödemesinden bahsetmiyoruz, bu henüz mümkün değildir. Böyle bir metodoloji yok zaten. Örnek olması hasebiyle yeni çıkan, nadir hastalıklarda kullanılan ilaçlar için değer bazlı geri ödemeden bahsediyoruz.
Sağlıkta hasta güvenliğini önceleyen yatırımlar için finans modeli değişmeli
Yine bazı yüksek teknolojik cihazlar, yüksek teknolojik malzeme kullanımı ile elde edilecek tedavilerin geri ödemesinden bahsediyoruz. Bu anlamda Türkiye’de de özellikle SGK’da farklı model arayışları var ve nadir hastalıklar konusu ile ilgili de çalışılıyor. Dünyada ilaç sanayisi özellikle nadir hastalıkların tedavisi noktasında çok ciddi yatırımlar, çok ciddi AR-GE çalışmaları yapıyor ve bu alanda ilaç sektörü gelişmeye başladı. Ve çalışmalar yüz güldürücü sonuçlar vermekte ancak tedavisi bulunan hastalıklar nadir olunca, üretim maliyetini ve AR-GE maliyetlerini çıkarması için ilacın birim maliyeti çok yüksek olmakta.
Yani siz bir antibiyotik çıkarınca, bütün dünyaya satabilirsiniz, birim maliyeti düşük olur. Ama SMA için bir ilaç çıkarmışsanız, dünyadaki hasta sayısı belli, ülkelerdeki hasta sayısı belli ve bu sayılar sınırlı bir sayıda seyrediyor. Bu hastalıkların tedavisi için yüksek miktarlarda AR-GE harcamaları yapılıyor, bunun için yüksek bir maliyet var ortada. O zaman burada etkinliğini maksimize etmeniz lazım. Onun için de değer bazlı/sonuç bazlı geri ödeme metodu ile ilaca erişimi sağlamamız önem arz ediyor.”
Op. Dr. Orhan Koç, bütçe-volüm bazlı anlaşmada ise, ilacın geri ödeme listesine alınarak, belirli bir sayı garanti edilip fiyatından indirim yapılmasını esas alan bir uygulama olduğunu belirtti. Risk paylaşımının ise, ilacın taahhüt edilen istatiksel anlamda sonuca etki ettiği oran esas alınarak (örneğin; yüzde 95 tedavide başarı sağlaması, kişinin hayatını 3 ay uzatması vb.) geri ödemenin yapılması olduğunu kaydetti. Sonuç/değer bazlı ödemede ise, tedavisi başarılı gerçekleşen hastanın bedelinin ödenmesi, başarısız olanın ödenmemesi şeklinde bir kriterin söz konusu olduğunu açıkladı.
ABD gibi özel sigortacılık sistemi ile sağlık finansmanı yapan ülkeler başta olmak üzere, İngiltere, İtalya, İsveç, Belçika, Avusturalya ve Endonezya’da geri ödeme kuruluşlarının farklı model ve içerikte değer bazlı geri ödemeler yaptığını kaydeden Op. Dr. Koç, şu saptamalarda bulundu: Uluslararası Hasta Güvenliği ve Sağlık Finansmanı Araştırmaları Merkezi olarak ülke uygulamalarını inceledik ve bir rapor hazırlayıp SGK ve Sağlık Bakanlığı’na sunacağız. İngiltere’den akademisyenlerle de özellikle 21 hastalık alanında rehber geliştiren ve göstergeler üzerinden değer bazlı bir izleme ve ödeme yapılmasını öngören çalışmalar yürüten Sağlık Çıktılarının Ölçümü için Uluslararası Konsorsiyum (ICHOM) ile de görüş alışverişinde bulunduk.
Uluslararası uygulamalar incelendiğinde ülke bazlı, birkaç ilaç üzerinden örnek verecek olursak; İngiltere’de örneğin, Yaşa Bağımlı Maküla Dejenerasyonu (AMD) için ranibizumab etken maddeli Lucentis, Multipl Miyelom için bortezomib etken maddeli Velcade, İtalya’da dasatinib etken maddeli SPRYCEL, temsirolimus etken maddeli TORISEL ilaçlarının sonuç / değer bazlı ödendiğini söyleyebiliriz.
Değer bazlı geri ödeme sistemlerinin olmazsa olmaz unsurunun “veri tabanı” olduğuna işaret eden Op. Dr. Orhan Koç, şunları söyledi: “Tedavi olan bu hastaların tek tek takibinin yapıldığı, belli periyotlarla laboratuvar ölçümlerinin yapıldığı ve bu çıktıların, sonuçların değerlendirilip, toparlandığı bir raporlama sisteminin gerekli olduğunu ve bunun yapılması durumunda sonuç bazlı / değer bazlı ödeme yapılabilir. SGK’da buna temel olabilecek bir yazılım yapılıyor. Bunun geliştirilmesi ve olası diğer hastalıklar için de uygulanabilir hale getirilmesi gerektiği düşünüyoruz.”
Alternatif geri ödeme modellerine ilaç firmalarının sıcak yaklaştığını vurgulayan Op. Dr. Koç, İtalya, İngiltere, İsveç, İspanya, Belçika ve Endonezya gibi bir çok ülkede alternatif geri ödemenin ilgili ilaç firması ile birlikte tasarlandığını anlattı. Türkiye ölçeğinde, değer bazlı geri ödeme kapsamında Hepatit C deneyiminin bulunduğunu belirten Op. Dr. Koç, “Bunun yanı sıra özellikle hematolojik hastalıklar, hematolojik kanserler, inme ve yurt dışından değer bazlı geri ödemenin ilk uygulanan alanları olduğunu görüyoruz” dedi.
Türkiye’de çeşitli nedenlere bağlı olarak bulunamayan ve yurt dışından doğrudan satın alınarak getirilen ilaçların alternatif geri ödeme modeline alınabileceğini belirten Op. Dr. Koç, şu bilgileri paylaştı: “Stratejik olarak yurtdışından getirdiğimiz, ruhsatsız diye ifade ettiğimiz, TEB ve SGK üzerinden getirilen ilaçlarla alternatif geri ödeme modellerine başlamak gerekiyor.
Koç: SGK, yurt dışından ilaç getirecek ve ruhsatlandırma süreci hızlanacak
Bunun yanı sıra kanser hastalıklarını özellikle ilk etapta da hematolojik hastalıklar, hematolojik kanser hastalıklarının seçilebileceğini ve alt yapının buna uygun olduğunu ayrıca inme konusunda da ABD uygulamasını dikkatle incelememiz gerektiğini ancak ülke olarak inmeyi de konuşabilmemiz için inme merkezlerine ilişkin altyapımızın iyi hazırlanması gerektiğini söyleyebiliriz.”
Tedavilerde özellikle değer bazlı, sonuca dayalı geri ödemenin uygulanması durumunda, hastanın ilaçlarını doğru kullanmasının öneminin arttığını belirten Op. Dr. Orhan Koç, yabancı ülkelerdeki özel sigortaların bu konuda ödül-ceza dengesi kurduğunu, “sadakat kartı” benzeri bir kart vererek tedaviyi takip ettiğini belirtti. Op. Dr. Koç, ilacını düzgün kullananlara çeşitli kanallardan ödüller verildiğini vurguladı.
Değer bazlı alternatif geri ödeme sistemleri içinde, tedaviye yanıt vermeyen hastaların ilaçlarının kesilmesi, uygun olmayan hastaların ilaçlarının ödemesinin yapılmaması gibi unsurlar bulunduğunu belirten Op. Dr. Koç, Türkiye’de ise çok geniş bir geri ödeme sisteminde kültürel ve davranışsal olarak böyle uygulamaların hayata geçirilmesinin zor olduğunu vurguladı. Bilimsel olarak herhangi bir sonuç alınamayacağı ortaya çıktığı hallerde bile, hastaların mahkemeye giderek ilacın devam etmesi yönünde karar çıkardığı örnekler bulunduğunu anlatan Op. Dr. Koç, sözlerini söyle sürdürdü:
TÜRKÖK Projesi, hematolojik nadir hastalıkları olan hastalara umut oluyor!
“İlacın etkin olmadığı ilaç firması tarafından bilimsel anlamda ortaya konmuş olmasına rağmen hasta ve yakınının bu ilaçtan fayda gördüğü yönündeki algısı mahkeme sürecine taşınıyor ve mahkeme de bize ‘ilacı vermelisiniz’ noktasında bir karar tebliğ ediyor. Firma, parayla da veremem dediği halde ve bu ilacın bilimsel anlamda faydası olmadığını belirttiği halde yine de mahkeme ve hastalarla ikna etmeye çabalıyoruz”
SGK’nın Hepatit C tedavisi için bir ilaca yönelik alternatif geri ödeme sistemi oluşturduğunu hatırlatan ve bunun ilk örnek olduğunu kaydeden Op. Dr. Orhan Koç:
“Yaklaşık 1,5 yıldır bu ilaçlar kullanılıyor ve çok ciddi manada tedavilerde başarı sağlandı. Ama biz burada değer bazlı alımı yapamadık, bir alternatif geri ödeme ile ciddi bir kazanım sağladık. Çünkü orada belli bir hastayı garanti ettik, belli bir süre içinde bu hastaların ödemesini ve bu hastalara ilacın verilişini garanti ettik. Bunun karşılığında bir indirim aldık. Alternatif geri ödeme sistemi ile yaklaşık yirmiye yakın ilaç geri ödemeye alındı ancak henüz risk paylaşımı ve değer bazlı geri ödeme metodu ile alınan bir ilaç yok.”
Sağlık Hizmetleri Dernekleri Federasyonu (SADEFE) çatısı altında araştırma merkezi olarak faaliyet gösteren Uluslararası Hasta Güvenliği ve Sağlık Finansmanı Araştırmaları Merkezi; özellikle hasta güvenliği, sağlık finansmanı konularını uluslararası kuruluş uygulamalarını araştıran ve hasta güvenliği sağlık finansmanı ilişkisini inceleyen ve bu konularda başta politika yapıcılar olmak üzere ilgili kurumlara destek mahiyetinde rapor ve modeller sunan bir kuruluş.
Kısa adı UHGSfam olan merkez, hasta güvenliği ve sağlık finansmanı ilişkisini ele alan ve odak noktası değer bazlı geri ödeme modelleri olan Uluslararası Hasta Güvenliği ve Sağlık Finansmanı Kongresini düzenleyerek ilk defa tüm paydaşların katılımıyla değer bazlı geri ödeme konseptini sistematik bir şekilde ele alınmasını sağladı. Merkez, Hasta Güvenliği ve Sağlık Finansmanı hakemli dergisini de yayımlıyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?