Normalde karşıdan baktığımızda düz bir kolon gibi görünmesi gereken omurgamızda yana doğru oluşan ‘’C’’ yada ‘’S’’ şeklindeki eğrilikler skolyoz olarak adlandırılır. Skolyozun en çok ergenlik çağında özellikle de 10-14 yaş arasındaki kız çocuklarında görüldüğünü belirterek İstinye Üniversite Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji bölümünden Uzm. Dr. Özcan Kaya, gelinen noktada omurga eğriliğinin gelişmesini önleyen bir yöntem bulunmadığını anlatarak, şunları söyledi;
Tanı koymak için bir röntgen filmi çekildiğinde, omurganın eğriliği bir açı olarak derece cinsinden ölçülür ve “cobb açısı” olarak adlandırılır. Skolyoz, 10 derecenin üzerindeki eğrilik olarak tanımlanır.
Skolyoz hastalarında hafif-orta şiddetli günlük aktivitelerine engel oluşturmayan ağrı sorunları ortaya çıkabilmektedir. İnatçı, şiddetli günlük aktivitelerinizi yerine getirmenize engel olan bel ağrılarında skolyoz dışı sebeplerin dikkatli araştırılması gerekmektedir. Çok ileri derece eğrilikleri olan hastalarda unutulmaması gereken; göğüs kafesi kapasitesi sınırlanması ile solunum sıkıntısı problemlerinin yaşanabileceğidir.
Günümüzde en sık karşılaştığımız skolyoz grubu ‘’nedeni bilinmeyen’’ anlamında ‘idiyopatik’ skolyoz grubudur. Yaklaşık olarak bu oran %80’dir. Geriye kalan bölümü de kas sinir hastalıkları, doğumsal omurga anormallikleri veya genetik hastalıklar oluşturmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalar gösteriyor ki; skolyoz ağır okul çantası ve ağır cisimler taşımakla ortaya çıkmadığı gibi uyku ve duruş postürü, atletizm ile uğraşmak, kalsiyum eksiklikleri veya önemli miktarda olmayan bacak boy eşitsizlikleri de skolyoza neden olmamaktadır.
Skolyozun tespiti için ilk tarama çocukluk çağında herhangi bir yaşta yapılmalıdır. Özellikle ergenlikteki hızlı büyüme dönemlerinde eğriliğin de hızla büyüyeceği düşünüldüğünde bu dönemlerde yapılan taramalar önemli bulguları ortaya koyar.
Maalesef skolyotik eğriliklerde kendi haline bırakıldığında düzelme şansı bulunmuyor. Küçük ve tedavi gerektirmeyen eğrilikleri bulunan çocuklar büyüme ile birlikte normal yaşamlarına devam edebilirler ancak eğrilikleri kaybolmaz. Derece olarak büyük eğrilikleri olan ve tedavi almamış büyüme çağındaki çocuklarda eğriliğin kaybolması bir yana bazen en iyi beklenti eğriliğin ilerlememesi olabilir. Büyümesi tamamlanmış çocuklarda eğriliğin ilerlemeyeceği kabul edilebilir.
Yapılan çalışmalarda skolyozun ilerlemesinin ancak korse ya da cerrahi tedavi ile mümkün olduğu belirtilmektedir. Bunun dışındaki fizik tedavi, kriyopratik uygulamalar, elektrik stimülasyonu gibi yöntemlerin skolyotik eğrilikler üzerine olan etkilerini gösteren kanıt bulunmamaktadır. Tedavi seçeneklerinden korse tedavisi ve cerrahide hedef; baş ve leğen kemiğin aynı hatta olduğu herhangi bir gövde kayması olmayan dengeli bir omurga ve düzgün duruş elde etmektir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?