Önümüzdeki yıllarda HPV’ye bağlı kanser vakalarının artış göstermesinden endişe duyduklarını söyleyen Dermatoloji Uzmanı Dr. Armin Müştak, tedavi edilmediği zaman kadınlarda rahim ağzı kanserine erkeklerde ise penis kanserine neden olan Human Papilloma Virüsünün (HPV), cinsel yolla bulaşan hastalıklar içinde en tehlikelilerden biri olduğunu belirtti. HPV’nin sinsice yayılıp, hem bireyleri hem de toplum sağlığını tehdit ettiğine işaret eden Uzm. Dr. Müştak, “Bugün rahim ağzı kanserlerinin yüzde 99’undan HPV sorumludur. Genital bölgede meydana gelen bir siğil oluşumu var ise kişilerin mutlaka hekime gitmesi gerekmektedir. Çünkü HPV’nin bazı çeşitleri tedavi edilmez ise kansere neden olabilir” dedi.
COVID-19 pandemisi sürecinde birçok kişinin sağlık kontrollerini ötelemeye başladığına dikkati çeken Uzm. Dr. Müştak, bazı hastalıkların erken teşhis edilmez ise kansere neden olabildiğini, bunlardan birinin de cinsel yolla bulaşan ve genital bölgede siğillere neden olan HPV olduğunu kaydetti.
HPV virüsü belirtileri görüldüğü zaman mutlaka hekime başvurulması gerektiğinin altını çizen Uz. Dr. Armin Müştak, şunları söyledi: “HPV, rahim ağzı kanserleri yanında vajina, dış genital (vulva) ve anal kanserlerde de tespit edilmiştir. Baş boyun kanserlerinde de HPV etkisine rastlanmıştır. Erkeklerde ise penis kanserlerinin gelişiminden sorumlu olabilmektedir. İnsanlar, salgın nedeniyle sağlık kontrollerini öteliyor. Ancak, HPV virüsü belirtileri görüldüğü zaman mutlaka hekime başvurulmalıdır.
Tedavisi ihmal edilebilecek bir hastalık değildir. Pandemi nedeniyle erken dönemde hekime başvurmayan hastalarda maalesef ki, siğillerin çok fazla yayıldığını görüyoruz. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda HPV’ye bağlı kanser vakalarının artış göstermesinden endişe duymaktayız” dedi.
Uzm. Dr. Armin Müştak, cinsel yolla bulaşan HPV virüsünün yüzlerce çeşidi olduğunu dile getirerek, HPV 16 ve 18’in servikal kanserlerin %70’i ile ilişkili olduğunu kaydetti. HPV 16’nın ise anal kanserlerin %90’ından fazlasını oluşturduğunu bildiren Uzm. Dr. Müştak, şu bilgileri verdi: “HPV, genital bölgede hücre çoğalmasına ve siğile neden olurken, bazı tipleri kanser oluşumuna zemin hazırlar. Bir genital siğilin sadece görünüşe göre düşük veya yüksek riskli olup olmadığını anlamanın yolu yok. Sadece tanı testleri enfeksiyonu ve ilgili riskleri doğrulayabilir. Bu nedenle hiçbir HPV türü ihmal edilmeye gelmez.”
HPV aşısı nedir? Ne zaman ve nasıl yapılır? Yan etkileri nelerdir?
HPV virüslerinin yol açtığı siğillerin tedavi edilmemesi halinde büyüme, yayılma, kaşınma ve kanama eğiliminde olabilecekleri konusunda uyarılarda bulunan Uzm. Dr. Müştak, şu bilgileri verdi: “Siğiller, erkeklerde penis, testis, kasıklar ve anüs gibi bölgelerde; kadınlarda ise vajina dudaklarında, vajina içerisinde, anüste, kasıklarda ve rahim ağzında ortaya çıkar. HPV, en sık cinsel temas ile bulaşıyor ancak deri teması ile bulaşması da mümkün.
Çoğunlukla herhangi bir belirti vermediği için çoğu erkek ve kadın hiç farkında olmadan HPV ile enfekte olabiliyor. Tedavi edilmemiş, geciktirilmiş vakalarda kansere dönüşüm riski çok daha fazla. HPV ile mücadelede erken müdahale her zaman çok daha avantajlı ve hayat kurtarıcı. Bu nedenle insanların kendi kendilerini muayene edip, herhangi bir lezyon fark ettiklerinde hemen doktora gitmeleri kendi sağlıkları açısından çok önemli.”
Uzm. Dr. Müştak, HPV tanısı ile ilgili de bilgi verdi. Hastalığın iyi gözlenmesi, tanının öncelikle gözle, izleyerek konulması gerektiğini ifade eden Müştak, “Dolayısıyla nüks sıklığını da azaltmak amacıyla erkek hastaya, mutlaka penisine yüzde 5 astik asit uygulanarak peniskopi yapılmalıdır. Büyütme ile bakıldığında siğiller ile genital siğilleri taklit eden lezyon ayırt edilebilir. Peniskopi yapılması tanının daha iyi konulmasını böylece tedavinin etkin olmasını sağlamaktadır.
Genital siğil neden olur? Belirtileri, tedavisi ve HPV aşısı
HPV tanısı sadece virüsü tespit etmekle kalmaz, aynı zamanda HPV’yi oluşturan 100’den fazla ilgili virüsten hangisinin mevcut olduğunu belirlemeyi içerir. Çoğu nispeten zararsız olsa da, enfeksiyonun kansere güçlü şekilde bağlı 14’ten fazla yüksek risk suşundan birini içerip içermediğini öğrenmek özellikle önemlidir” dedi.
HPV tarama önerilerinin kadınların yaşına ve diğer faktörlere göre değişebileceğine işaret eden Uzm. Dr. Armin Müştak; 20’li yaşlardaki kadınlarda HPV’nin yaygın olduğunu ancak nadiren kansere yol açtığını, ayrıca çoğu enfeksiyonun da kendiliğinden iyileştiğini vurguladı.
Uzm. Dr. Müştak, 30-65 yaş arasında ise risk görüldüğünü belirterek, “30 ila 65 yaşlarındaki kadınlar için her üç yılda bir Pap smear uygulanabilir veya her beş yılda bir Pap smear ve HPV testi ile birlikte test yapılabilir” dedi.
HIV pozitif olup 30 yaşın altındaki kadınların ise HIV teşhisinin ardından her 12 ayda bir Pap smear testi yaptırmasını öneren Uzm. Dr. Müştak, üç normal sonuçtan sonra testlerin aralığının üç yıla çıkarılabileceğini belirtti.
Rahim ağzı kanseri için en büyük risk faktörlerinden birinin düzenli tarama yaptırılmaması olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Müştak, “HPV komplikasyonlarını önlemek için kadınlar tarama programını takip etmeli ve cinsel organlarında veya anüste gelişen siğiller, lezyonlar veya diğer anormallikler konusunda doktorlarına bilgi vermelidir. HPV, sinsice gelişen ve ihmal edildiğinde kansere dönüşebilen bir hastalıktır. Tarama testleri mutlaka yaptırılmalıdır” diye konuştu.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?