NICE’tan yumurtalık kanserine karşı aile hekimlerine yaygın kan tahlili önerisi
İngiltere’de ulusal sağlık kuruluşu NICE’e sunulan yeni kılavuzda, aile hekimlerinin yumurtalık kanseri vakalarını teşhis edebilmeleri için daha fazla kan tahlili yapmaları önerildi. Kılavuz halen kullanılmakta olan CA125 adlı bir protein seviyesi ölçen testin aile hekimleri tarafından riskli kadınlara uygulanması önerisinde bulunuyor.
İngiltere’de tıbbi konularda tavsiyelerde bulunan National Institute for Health and Clinical Excellence (NICE), hekimlerin yumurtalık kanserini teşhis etmesine yardımcı olmaya yönelik yeni bir kılavuz yayımladı. Jinekolojik kanserlerin erken evrede teşhisi konusunda bu güne kadar sadece ilgili branşlara tavsiyede bulunan kılavuz, yumurtalık kanserlerinde erken teşhisin önemine vurgu yaparak, sık kullanılmakta olan bir kan testinin aile hekimleri tarafından da kullanılması tavsiyesinde bulundu. Buna göre maliyeti ortalama 20 sterlin olan kan tahlilleri, yumurtalık kanseri vakalarının erken teşhisinde önemli bir fonksiyona sahip olabilir. Yaygınlığı giderek artan bu testler aile hekimlerinin de kullanabileceği bir nitelik taşıyor. Bu tahlille CA125 adlı bir proteinin seviyesi ölçülebiliyor.
Sessiz katile karşı bilimsel öneriler
Yumurtalık kanserini ‘sessiz katil’ olarak adlandıran NİCE Klinik Pratik Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fergus Macbeth, “Yumurtalık kanseri belirtileri çoğu zaman belirgin değildir ve genellikle irritabl bağırsak sendromu gibi başka sorunlarla kolayca karıştırılabilir. Bu durum pek çok kadının geç evrede teşhis almasına ve bu nedenle geri dönülmez ağır durumlara neden olabilir. Yumurtalık kanserinin tedavisinde ve sağkalım oranlarında en önemli kriterlerden birisi erken evrede teşhis konulmasıdır. Özellikle semptomların henüz nonspesifik olduğu dönemde teşhis konulması hastanın hayatta kalması için çok önemlidir” dedi.
Bu alanda bir kan testi ilk kez yaygın olarak kullanılacak
Yeni NİCE kılavuzunun yumurtalık kanseri teşhisinde daha geniş bir hekim grubunu görevlendirmesini çok olumlu bulduğunu belirten Prof. Dr. Macbeth, şu değerlendirmelerde bulundu: “İçinde aile hekimlerinin de bulunduğu bu geniş hekim grubu yumurtalık kanseri teşhisine yönelik olarak özellikle riskli kadınlarda var olan her türlü aracı kullanmalıdırlar. Bu bağlamda etkinliği kabul görmüş bir kan testinin NİCE tarafından yaygın şekilde kullanılmak üzere önerilmesini çok olumlu buluyorum. NİCE, bu testi zaten öneriyordu ama şimdi daha geniş bir hekim grubu tarafından erken evrede kullanılmasını da öneriyor. Bu gelişmenin yumurtalık kanserinin erken evrede teşhisi konusunda çok olumlu gelişmeler sağlayacağı umudunu taşıyoruz.”
Risk grupları öncelikli olmalı
Enstitü, bu tahlilin, özellikle 50 yaşın üzerinde olan ve sıkça şişkinlik ya da karnın alt kısmında ağrı hisseden kadınlara uygulanması halinde, bir çok vakanın erken evrede teşhis edilebileceğini belirtiyor. Yeni yayınlanan kılavuz riskli kadınlarda erken evre belirtilerinin tespit edilmesinde aile hekimlerinin de görev alması gerektiğini vurguluyor. Kılavuzda yumurtalık kanserinin erken teşhisinin çok olay olmadığı, ancak erken tespit edilmesi durumunda, tedavi başarısında önemli farklar oluştuğu belirtiliyor.
İngiltere’de her yıl 7 bin kadına yumurtalık kanseri teşhisi konuyor, ancak teşhisten beş yıl sonra hayatta kalanların oranı üçte biri geçmiyor. Yeni yayınlanan kılavuzun daha geniş bir hekim gurubunu teşhis konusunda uyarmasını memnunlukla karşıladıklarını belirten İngiltere’deki kanser araştırmaları merkezleri, özellikle riskli kişilerde bu tür testlerin avantaj sağladığını bildiriyorlar.
Yumurtalık kanserinin başlıca belirtileri arasında sık tuvalete çıkılması, alt karın bölgesinde şişlik ve ağrı, az yemek tüketilse dahi erken doyma hissi gibi belirtiler sayılıyor. Uzmanlar, fazla şiddetli olmasalar dahi, bu belirtilerin ayda en az 12 defa yaşanması halinde, azımsanmaması gerektiğini belirtiyor. NICE, kan tahlillerinin uzun vadede İngiltere ulusal sağlık hizmeti kuruluşu NHS’e fazla pahalıya gelmeyeceğini, zira bu sayede kimi hastalarda ileri aşamadaki tahlillerin önleneceğini savunuyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?