Nasır, basınç ve sürtünme gibi nedenlerle ayaklarda gelişen ağrılı bir cilt sorunudur. Derinin olumsuz dış etkilere karşı kendini korumaya çalışması ile oluşur. Genellikle ayakların kemik kısımlarının ayakkabıya sürttüğü bölgelerde olur. Ama basınca maruz kalan diğer cilt bölgelerinde görülebilir. Genelde ciddi bir şikâyete neden olmadığından muayene ve tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Çok sık karşılaşılan bir sorundur. Kötü ayakkabılar giyen, ayak terlemesi sorunu olan ve uzun süre ayakta duran insanlarda görülme riski yüksektir. Nasır tedavisi türüne ve ciddiyetine göre değişebilir, kimi vakalarda cerrahi işlem gerekebilir.
İçindekiler
Nasır, basınç ve tahribat nedeniyle derinin korunmak için kalınlaşmasıdır. Çoğunlukla ayakların topuk bölgesinde, eklemlerde ve ellerin avuç içinde görülür. Sorun sadece derinin kalınlaşması değil, patolojik durumudur. Bu kalınlığı hastalık kategorisine sokabilmek için hem derin olması hem de en üst noktasında nidus ismi verilen küçük noktanın olması gerekir. Bu nedenle nasırın görünümü huni biçimindedir. Bir nasırın görünen kısmı 1 cm, tepe noktası ise 1 mm’dir ve bu alandaki deri alışılmışın dışında kalın ve serttir.
Nasır enfeksiyon kapmadıkça tehlikeli değildir ama enfeksiyon durumunda mutlaka doktora gitmek gerekir. Pek çok türü bulunur, kimi çeşitleri ciddi büyüklüklere ulaşabilir.
Korn sıklıkla nasırla karıştırılan bir başka cilt rahatsızlığıdır. Genelde pürüzsüz, tüysüz cilt yüzeylerinde özellikle ayak parmakların üstünde veya yanında oluşurlar. Bunlar genellikle yumuşak ve sert olabilen net bir tanımlanmış merkeze sahip küçük ve daireseldir. Tedavi ve önleme yöntemleri nasırla benzerdir.
Nasır, kemik ayakkabı veya yer gibi bir şeye sürtünce gelişir. Genellikle ayak topuğunun üzerinde oluşurlar çünkü bu alan yürüdüğümüzde tüm ağırlığımıza maruz kalır. Asıl sebep ayakkabının sıkması değildir, atılan her adımda ayakkabının belli bir noktaya çarpmasıdır.
Bu noktasal travma vücuda bir uyarı gönderir ve vücut burada ters giden bir şeylerin sinyalini alarak cildin kalınlaşmasını sağlar ve burayı travmaya karşı koruma altına almak ister. Aslında nasır bir sorundan çok korunma mekanizmasıdır ama yanlış geliştiğinden kişiye eziyet vermeye başlayabilir. Özellikle sporcuların sıkça başına gelebilir.
Nasır oluşumunu engellemek için öncelikle ayakkabının kalitesinden kesinlikle emin olunmalıdır. Sıkı ve yüksek topuklu ayakkabılar ayak bölgelerini sıkıştırabilir. Ayakkabı çok gevşek olduğunda, ayak tekrar tekrar kayar ve ayakkabıya sürtünebilir. Ayak ayrıca ayakkabının dikişli bölgelerine sürtünebilir. Çorapsız ayakkabı ve sandalet giymek de nasırın başlıca nedenlerindendir.
Anti aging nedir, nasıl yapılır? Cilt sağlığına ve yaşlanmaya etkileri
Ayaklarda mevcut kemik deformasyonu, basma kusurları sebebiyle ayakkabının cilt üzerine basınç yapmasından kaynaklanan sertleşmelerdir. Yoğun bir kökü (merkezi) olan sertleşmiş deri tabakasıdır. Ayak parmaklarının tepe kısımlarında, küçük ayak parmağının yan ve tepe kısmında veya ayağın altında oluşabilir.
Ayak parmaklarının arasındaki boşluklarda izlenen, ağrılı, akıntılı sorunlardır. Kişinin ayak parmaklarında var olan şekilsel değişiklikler ayak parmak aralarının basınç altında kalmasına yol açar. Özellikle ucu sivri ve yüksek topuklu ayakkabı giyilmesi, ayak parmaklarının üzerine binen yükü arttıran faktördür. Kişinin ayaklarında çekiç parmak, bunion (ayak eklemlerinde, genelde baş parmaklarda oluşan şişlik ve çıkıntı) gibi sorunlar olduğunda ayak parmakları ayağın ön bölümünde sıkışır.
Bu sıkışma kemikteki bozulmuş yapının parmak arasındaki yumuşak dokuya bası yaparak açılmasına yol açar. Ortalama 1-4 cm çapında, kızarmış, hassas bir bölge olarak görülür. Pürüzsüz ve ince bir merkezi vardır. Ayak parmaklarının dış kenarlarında görülebilir.
Genellikle topuğun yan ve arkalarında görülen ve ölü cilt hücrelerinden oluşan bir nasır türüdür. Ayağın altında veya parmak üzerindeki sert nasırlar basınç nedeniyle ağrıya neden olabilir. Nasırın sertliğinin giderilmesi ve üzerindeki kalınlaşmış tabakanın temizlenmesiyle genelde ağrı giderilir ancak bazen nasırın iç kısmında, deri altında nasırın özleri yerleşir ve nasır deri üstünden temizlense de ağrı ve batma hissi kaybolmaz. Ayağın her hareketinde yoğun ağrı ve batma hissi şeklinde kendini gösterir.
Kalıtımsal olan nasır türleri de vardır. Bunlar 2,5 cm genişliğine kadar çıkar ve oluşmaları için dış etkenler gerekmez. Ayağın altında veya avuçların içinde görülebilirler ve bu tür çocuklarda daha sık rastlanır.
Genellikle iyi huylu bir tümör olan siğiller ayak tabanında meydana gelir ve nasırla benzeri şikâyetlere neden olur. Siğiller mikrobik ve bulaşıcıdır; ayak tabanı siğili olan kişinin giydiği terlik, çorap veya ayakkabı ile bulaşır. Tedavisinde siğil ilacı kullanılır ve iki haftada düzelmezse cerrahi olarak ya da radyo frekansla çıkarılır. Tedavi esnasında kesinlikle başkasına ait terlik, çorap, ayakkabı giyilmemelidir.
Ayrıca özellikle havuz gibi ortak alanlarda çıplak ayakla zemine basılmamalıdır. Siğil başkasından bulaşacağı gibi kişinin kendi ayağından aynı ya da karşı ayağa veya vücudun diğer yerlerine bulaşarak sorunun yaygınlaşmasına neden olabilir. Tedavi yöntemleri nasırınkine benzer. Doktorlar bile teşhis aşamasında siğille nasırı karıştırabilir. Bunun için aralarındaki farkı bilmek önemlidir.
Nasırlar tipik olarak kaba, donuk bir görünüme sahiptir. Huni gibi uç verip yükselebilir veya yuvarlak olabilir ve siğillerden ayırt etmek zorlaşır.
Tedavisi için pek çok yöntem vardır. Bu yöntemler iki başlıkta ele alınabilir; evde bakım ve cerrahi yöntemler. Özellikle çok ilerlemiş vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir ve bunlar da ameliyatlı ve ameliyatsız olarak ikiye ayrılır. Nasır tedavisinde kullanılan pek çok ilaç ve krem bulunmaktadır. Nasırın bitkisel tedavisi yoktur ve bu amaçla satılan bitkiler etkili değildir. Ancak sirke ve limon nasır tedavisinde kısmen kullanılabilmektedir.
Nasırların tedavisi oldukça basittir. Dikkat edilmesi gereken husus, nasırı iltihaplı olan benzerlerinden ayırmaktır. İltihaplı nasırlar kazındığında genellikle irin ve kan akar oysa iltihapsız olanların altından ölü cilt hücreler çıkmaya devam eder. Normal nasır olduğuna emin olunursa evde uygulanacak tedavi yöntemleri şunlardır:
Bölgedeki ölü cilt hücreleri cilde zarar vermeden ponza taşı vb. ile zamanla yok edilir. Ponza taşı kullanılmadan önce nasırlı ayak 10 dakika kadar sıcak suda bekletilerek sertleşen derinin yumuşaması sağlanır. Sonra ponza taşıyla ölü ve sertleşmiş cilt törpülenir. Bu işlem her defasında deri pembeleşene kadar uygulanmalıdır yoksa cildin incelerek tahriş olmasına ve yararlanmasına yol açılabilinir.
İşlem bitince pamuğa hint yağı sürülüp nasırın üzerine koyulur ve bandajla sarılır. Üzeri açık bırakılarak yatılmalı, böylece hava alması sağlanır. Ertesi sabah bandaj çıkarılır ve aynı işlem birkaç defa nasır iyileşene kadar tekrarlanır.
Ponza taşı gibi zımpara etkisi vardır. Kâğıt şeklindeki zımparanın sarıldığı mil küçük bir motorla döndürülür. Zımpara daha zahmetsiz kullanım sağlar. Benzer yapıda farklı motorlar vardır. Ponza taşı gibi geçici rahatlama sağlayabilir çünkü nidusa kadar ilerlemesi mümkün değildir.
artner nasır kalemi ana etken maddesi TCA (trikloroasetik asit) olan bir nasır gidericidir. Doğal peeling etkisiyle çalışır ve bozulmuş alanı soyup yok eder. Kalem nasırlı bölgeye ve ucu dik olarak konumlandırılır. Kalemin tepesindeki kadran çevrilir ve çıkan jel fırçaya ulaşana kadar beklenir. Jelli fırça nasırlı bölgeye sürülür. Bu işlem esnasında jelin sağlıklı cilde bulaşmamasına özen gösterilir. Jelin kuruması için ortalama 15 dakika beklenir.
En etkili yöntemlerden biri olan beyaz sirke yüksek asit oranına sahip olduğundan ölü cildin yumuşamasını sağlar. Ancak asit oranı yüksek olduğundan kesinlikle suyla seyreltilerek kullanılmalıdır. Yatmadan önce su bardağının 3/2’si su, diğer 3/1’i ise beyaz sirkeyle doldurulup karıştırılmalı ve nasırlı bölgeye uygulanmalı, ardından bandajlanıp sabaha kadar bekletilmelidir. Yine ayağın hava almasına özen gösterilmelidir.
Elma sirkesi neye iyi gelir? Faydaları nelerdir, nasıl kullanılır?
Ertesi sabah bandaj çıkarılarak nasır, ponza taşıyla ovulur. Nasırlı bölge pul pul dökülecektir. Sonrasında zeytinyağı veya hindistancevizi yağı ile nemlendirilir. Bu yöntem nasır yok olana kadar her gün uygulanır. Beyaz sirke yerine elma sirkesi de kullanılabilir.
Limon da tıpkı elma sirkesi gibi asit içerir ve nasırların tedavisinde oldukça etkilidir. Nasır limondan kesilen bir parça ile ovulur. Sonrasında limon nasırın üzerine yerleştirilerek bandajlanır. Sabah limon çıkartılır. Bu işlem nasır yok edilene kadar tekrar edilir.
Limonun faydaları nelerdir? Limon suyu ve kabuğu neye iyi gelir?
Sıcak su eşliğinde epsom tuzu kullanılarak nasırın ıslatılması halinde sertleşen ve kalınlaşan nasır yumuşayabilir. Ayrıca bu yöntem sayesinde nasır enfeksiyonlara karşı korunabileceği gibi sert kısmın kazınmasına da yardımcı olur. Ayağın girebileceği büyüklükte bir leğene vb. sıcak su doldurulur ve içine bir avuç kadar epsom tuzu katılır.
Karıştırdıktan sonra nasırın olduğu el veya ayak bu suyun içine sokularak 10 dakika bekletilir. On dakika sonra ponza taşıyla nasırlı bölge ovulur. Bölge bu şekilde temizlendikten sonra çıkarılıp kurutulur. Losyon sürerek işlem sonlandırılır. Bu işlem nasır yok olana kadar tekrarlanır.
Aspirin hem nasır kaynaklı oluşan acı ile ağrıları dindirir hem de sertleşen derinin yumuşamasını sağlar. Beş-altı adet aspirin ezilerek toz haline getirilir. Üzerine yarım tatlı kaşığı limon suyu ilave edilip toz aspirin koyu macun kıvamına getirilir. Hazırlanan macun nasırlı bölgeleye uygulanır. Plastik bir poşetle örtülür ve sıcak tutmak için bir havluyla sarılıp 10 dakika bekletilir. Süre dolduğunda yıkanıp ponza taşı ile ovulur. Tamamen kaybolana kadar devam ettirilir.
Aspirin nedir, neye iyi gelir? Kullanımı, faydaları ve zararları
Bir doğal yöntem ise hemen herkesin evinde bulunan ve eczanelerde İngiliz Karbonatı (sodyum bikarbonat) adıyla satılan, yiyeceklere konan karbonattır. Ilık suyla dolu bir kovaya 2-3 yemek kaşığı karbonat eklenerek karıştırılır. Ayaklar kovaya sokularak 15 dakika kadar beklenerek yumuşamaları sağlanır. Sonra yine ponza taşıyla nasırlı bölge sertleşmiş deri dökülene ve cilt pembeleşene kadar inceltilir.
Nasırın bitkisel tedavisi yoktur. Bu amaçla satılan ürünler etkili değildir!
Her zaman başvurulan ilk seçenektir. Uzmanlar radyo frekans kullanarak nasırı köküyle birlikte başarılı bir şekilde çıkarıp ayağı bandajlar. Herhangi dikiş ya da dinlenme gerektirmez. Cilt kısa sürede kendini yenileyip sağlıklı haline kavuşur. Bu acısız-ağrısız tedavi yaklaşık 3-5 dakika sürer.
Doktor ayağa anestezi uygulayarak nasırlı bölgeye kesik atıp nasırı köküyle beraber çıkarır. Ardından dikiş atılıp ayak bandajlanır. Bu müdahale esnasında kökünün alındığından emin olunmalıdır yoksa nasır tekrarlar. Dikiş, bandaj, istirahat ve pansuman gerektirdiğinden çok tercih edilmez.
Nasırları kendi kendinize kesmeye kalkmayın çünkü istenmeyen sonuçlar doğurabilir; örneğin deride kesikler gibi. Bu da enfeksiyona neden olabilir. Unutmamalıdır ki ayak sürekli bakterilerin kolayca üreyebileceği ılık ve rutubetli bir ortamdır.
İlaç ile nasır tedavisi aslında geçici bir çözümdür çünkü kökü büyük olasılıkla deri altında kalacağından nasır en geç üç ayda yeniden tekrarlanabilir. Bu yöntem sadece şikâyetleri azaltmaya ve sorunu ertelemeye yarayabilir. Nasır ilaçları asitlidir, kalem şeklinde ve krem olarak bulunur. Asitli olduğundan nasırın sert üst tabakasında yumuşama sağlar. Normalde alınması zor olan sert tabaka asitle daha kolay temizlenir.
Dikkat! Bu ürünler her ne kadar ilaç olarak anılsa da ilaç ruhsatıyla satılmazlar, yani ilaç sınıfında değillerdir. Tedavi amaçlı yardımcı ürünlerdir.
Reçetesiz olarak satılabilen ve salisilik asit içeren nasır bantları kuvvetli ve tahriş edici oldukları için dikkatli kullanmak gerekir. Bandın içeriğindeki asitler yardımıyla nasır erir ve belirtileri yok olur. Yanlış kullanıldığında bu ilaçlı bantlar nasırın etrafındaki sağlıklı cilt dokusunu öldürebilir ve alerjik reaksiyonlarla neden olabilir.
Sağlıklı kişilerde dahi cilt için risk taşıyabilir ve özellikle dolaşım bozukluğu ve/veya şeker hastalığı olan bireylerde daha tehlikeli olabilir. Aslında ilaçlar gibi bantlar da nidus içeride kalacağından köklü bir çözüm değildir. Nasır bantları çeşitli boyutlardadır; nasırın boyutuna en uygun bant seçilmelidir.
Önce bandın deriye yapışmasını kolaylaştırmak için nasırlı bölgeyi yıkayıp kurulamalıdır. İlaçlı yakıyı koruyucu yüzeyden ayırıp ilaçlı yüzeyi direk nasırın üzerine yapıştırmalı ve bandı nasırlı bölgede üç gün tutmalıdır. Bu uygulamada nasır bandı oynatılmamalı yoksa sağlam deride eriyip acı verebilir. Süre dolunca sterilize edilip, cımbız gibi bir nesneyle alınıp nasırlı bölgeye tentürdiyot sürülmelidir. Ayakta bandın etkisiyle morarma olabilir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?