Herediter Anjioödem farkındalık haftası için Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği ile Herediter Anjiyoödem Hastaları Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Toplantısında “Herediter Anjioödem’in erken tanısının önemine dikkat çekildi.
AİD Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Özge Uysal Soyer ise hastalığın belirtileri arasında yer alan tekrarlayan şişliklerin (anjioödemler) sıklıkla alerji ile karıştırıldığını belirterek, “Alerji ilaçları bu hastalığı tedavi etmez ve yaşamı tehdit eden atakları durduramazlar. Hastaların yarısında hayatlarında en az bir defa solunum yolunda ödem gelişir, doğru tedavi edilmediklerinde yaklaşık dörtte biri atak sırasında hayatını kaybedilebilir” diye konuştu.
Fazla tuzlu gıdalar yedirilmesi çocuklarda MS hastalığı riskini artırıyor
Doç. Dr. Soyer, hastalıkta erken tehisin hayati önem taşıdığının altını çizerek, “Herediter Anjioödem ataklarını her türlü travma, stres, enfeksiyon ve bazen ilaçlar tetikleyebilir. Her zaman atakları tetikleyen bir faktör de saptanamayabilir. Tanı almamış hastalarda ağza ve dişlere yapılan çeşitli müdahaleler ve cerrahi girişimler gırtlak şişliğine neden olarak hayatı tehdit eder. Şu an için hastalığın kesin tedavisi yoktur ancak bazı ilaçlarla hastaya verilerek atağın şiddeti ve süresi kısaltılır. Bu nedenle hastalığın erken tanısının yaşamsal önemi vardır” bilgisini verdi.
AİD Üyesi Prof. Dr. Gül Karakaya da Türkiye’de Herediter Anjioödem hastalığının hekimler ve vatandaşlar tarafından az bilindiğini belirterek şunları söyledi: “Bu hastalığı tehlikeli yapan bir diğer özellik de Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığı ile karıştırılıyor olması. Çünkü bu hastalığın da belirtileri gerçekten Herediter Anjioödeme çok benziyor. İki hastalıkta sıklıkla karın ağrısı atakları ile seyreder. Öyle ki hastalar bu şikayet nedeniyle yanlış tanı alabilirler. İnsanlar çocukluk çağından itibaren vücutlarının değişik bölgelerinde devamlı oluşup sonra kaybolan şişliklerden ve şiddetli karın ağrısından yakınırlar. Sonra da Ailevi Akdeniz Ateşi tanısı ile yıllarca tedavi görürler.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?