Mide perforasyonu ameliyatında yazılı onam olmadan apendektomi yapılabilir mi?

Yazan Dr. Erkin Göçmen
19 Ağustos 2016   |    5 Ekim 2021    |   Kategori: Hukuk / Mevzuat, Üye Yazıları Print

hukuk-yargi-karar-mahkeme-dava-cezaDanıştay Onbeşinci Dairesinin genel cerrahi uygulamasına ilişkin bir malpraktis davasıyla alakalı olarak olarak verdiği kararında, mide perforasyonu ön tanısıyla ameliyata alınan, ancak laparatomide cerrahi patolojisi bulunmayan hastanın önceden yazılı rızası olmasa bile, hiperemik apendiksinin çıkarılması ve göbek fıtığının tamir edilmesi hizmet kusuru olarak nitelendirilmedi ve hastanın tazminat talebi reddedildi. Her ne kadar temyiz yargılamasında tetkik yargıcı tarafından yargılamada apendiksin patolojik inceleme amacıyla laboratuvara gönderilip gönderilmediğinin, gönderilmiş ise patoloji raporunun ameliyat endikasyonunu doğrulayıp doğrulamadığı araştırılması gerektiği ifade edilmiş olsa da bu görüş karar veren heyetçe kabul görmemiştir.

Mide perforasyonu ön tanısı konuldu

Bahse konu olayda Devlet hastanesine karın ağrısıyla müracaat eden hastaya genel cerrahi uzmanı hekim tarafından şikayetleri ve mevcut bulguları üzerine, mide perforasyonu ön tanısı konulmuş ve hastaya ameliyat olması gerektiği bildirilmiştir. Ancak genel cerrahi uzmanı akut batına yol açan etkenin ancak karın açıldıktan sonra ortaya çıkacağı ve bu kapsamda mide delinmesi yanında farklı müdahaleler de yapılabileceği de sözel olarak ifade edilmiştir. Ancak bu hususta bir yazılı bildirim bulunmamaktadır.

Yargıtay: Diş çekimi sonrasında gelişen yüz felcinde hekim kusurlu değil

Batın açıldıktan hastada mide perforasyonuna rastlanılmamış ve akabinde hekim tarafından apendiks kontrol edildiğinde kliniği izah edecek ölçüde olmasa da bir hiperemi gözlenmiş. Ancak hekimin beyanı ile negatif laparotomilerde rutin sayılabilecek bir uygulama olması, sonraki yaşamında problem yaratmaması ve hastanın her ne sebeple olursa olsun benzer bir karın ağrısı durumunda teşhiste yanılmalara neden olmamak gayesi ile hastaya apendektomi uygulanmış ve aynı zamanda göbek fıtığının da tamiri yapılmış, bilahare hasta taburcu edilmiştir.

Yanlış tanı iddiası ile tazminat davası

Olaydan sonra hasta tarafından hekimin kendisine yanlış teşhis koyduğu, gereksiz yere ameliyat yapıldığı, bilgisi ve rızası dışında apendektomi ve fıtık operasyonları uygulandığı iddiasıyla maddi ve manevi tazminat davası açılmıştır. Yargılamayı yapan idare mahkemesi tarafından Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporunda akut batın düşünülerek yapılan operasyonun ve operasyonda apandektomi ve fıtık tamirinin yerinde olduğu, tanı, teşhis ve tedavi sırasında uygulanan işlemlerin tıp kurallarına uygun olduğu ifade edilmiştir.Neticede idare Mahkemesi tarafından, sunulan hizmeti tıp kurallarına uygun olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Adli Tıp, enjeksiyon sonrası düşük ayak gelişimine ‘komplikasyon’ dedi

Temyiz aşaması

Temyiz edilmesi üzerine dosya Danıştaya gelmiş ve burada tetkik yargıcı mütalaasında, apendektomi oparasyonunun yerinde olup olmadığının, operasyonun doğru endikasyonla yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi adına; alınan apendiksin patolojik inceleme amacıyla laboratuara gönderilip gönderilmediğinin, gönderildiğinin anlaşılması halinde patoloji raporunun ameliyat endikasyonunu doğrulayıp doğrulamadığının araştırılması ve elde edilecek bulgulara göre Adli Tıp Kurumu tarafından yeniden değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesi ile dosyanın bozulması istenilmiştir.Ancak tetkik yargıcının bu görüşü karar veren heyet tarafından dikkate alınmamış ve yerel mahkeme kararı onamıştır.

Anılan karar, hastanın yazılı muvafakati olmasa bile hasta yararına yapılan bir işlemden dolayı hekime kusur izafe edilemeyeceği sonucuna varılmış olması bakımından önem taşımaktadır.

click-iconİletişim için: bilgi@erkingocmen.av.tr

. Av. Erkin Göçmen’i Twitter’da takip etmek için tıklayın >

. Av. Erkin Göçmen’i Facebook’ta takip etmek için tıklayın >

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla