”Katili kader sayılan ölümsüz 301 can için…”
Sıcak bir yaz günü… Herkes gibi ben de uyuyordum…Gözüme şimşek gibi çakan ışığın beni kaldırmasıyla uyku dönemim sona ermişti. Saatin kaç olduğunu merak ederek kolumdaki saate baktım; saat gecenin üçü. Neden herkes bu saatte uyurken ben kalkmak zorunda kaldım diyerek kendimce sinirlenmeye başladım.Her yer karanlık ama sadece orası, tam karşım, aydınlanmıştı. Orası dediğim yer, evimizin en popüler uğrak mekanı haline gelen mutfağımızdan bahsediyorum. Mutfak dedim ama siz anlayın; asıl ziyaret sebebimiz buzdolabının içindeki eşsiz şekerli içecekler oluyor çoğunlukla. Nasıl da canım çekti bi bilseniz… Neyse üfleye püfleye yatağımdan kalktım ve mutfağa doğru ilerledim. O da ne? Her yer darmadağın. Yerdeki içecek şişelerinden mi bahsedeyim yoksa buzdolabının kapısını sonuna kadar açan ve bir elinde de yarısı dışarı sızmış sevdiği içeceği olan yaramazdan mı bahsedeyim; inanın bilemedim. Tek bildiğim, annemin mutfağı bu şekilde görmeden olaya bir an önce son verilmesi gerektiğiydi.
Sonra anladım bizim haylazın mutfak sevdasını. Olay sevdiği içecekmiş. Bu durum ile karşılaşan tek kişi ben değilim; bunu aklınızda beliren ve yüzünüze gülümse getiren minik haylazlıklarınızdan biliyorum… Bilmem, ben de yapmış olabilirim
Tamam siz bu durumu yaşamamış olabilirsiniz ama kardeşiniz veya benim gibi bir kuzeniniz varsa en azından duymuşsunuzdur.
Verdiğim örnekte de görüldüğü gibi çağımızın en korkulan hastalıklarından biri de çocuklardaki obezite. Onlar bizim yere göğe sığdıramadığımız değerli varlıklarımızken nasıl da hasta edip, bu benzeri zor görülen savaşın ortasına koyuyoruz; değil mi? Hiç düşündünüz mü bunları?
Asıl sorun bu hastalığı tetikleyen faktörler; başında da şekerli içecekler yani meşrubatlar geliyor. Bunlardan kurtulmamız gerekir bir an önce; diyecekken o da nedir? Yeni bir çalışma yayınlandı; düşüncelerimizi değiştirebilecek bir çalışma.
Yeni bir çalışma yayınlandı ama beraberinde çelişkilerini de getirdi. Bu çalışmayı belki de önemli kılan çalışmanın kendisi değil çelişkileri olacak.
Öyle bir çelişki ortaya konuldu ki, ben de inanamadım çoğu bilim takipçisi gibi. Özellikle bu çalışma dikkatimi fazlasıyla çekmeyi başardı; Coca Cola düşmanı, Pepsi karşıtı ve tüm şekerli içecekler için savaş ilan eden biri olarak. Çalışmayı yürüten bilim insanlarını tebrik etmek gerekir bu konuda. Sözün kısası beni muhteşemliği ile esir alan bilimin bünyeme ters etkisi olacak bir makalesinden bahsediyorum.
Yine iyisiniz sevgili sağlık bozucu içecekler ama hadi artık, bu çalışma ile iyi hal’den yararlanın ve biran önce çıkın gidin hayatımızdan. Biran önce diyorum!
Bahsettiğim çalışmaya göre diyet meşrubat içenlerin su içenlere oranla %30 daha fazla kilo verdikleri görülüyor.
Artık bu çalışma ile başından beri katılmadığım ve sürekli olumsuz eleştirdiğim ‘’Su içmek zayıflatır!’’ sözü tarihe karşı direnme aşamasına geçmiş olacak. Direnmek zorunda, yoksa bırakın zayıflatma macerasını, şişmanlatma rolüne büründürülecek. Benden sana söylemesi: ‘’Sevgili su kardeşim kendine gel yoksa taht sallanıyor, anlıyorsun değil mi beni?’’
Bugüne kadarki çalışmalar; bu tür içeceklerin kalori içermemesi ancak içeriğindeki şeker nedeniyle çocuklarda başta obezite, diyabet, metabolik sendrom ve kalp-damar hastalıkları olmak üzere çok sayıda hastalığın riskini artırdığını gösteriyordu.
Obesity isimli dergide yayınlanan çalışma vücut kitle endeksleri 27-40 arasında değişen 303 kadın ve erkek üzerinde gerçekleştiriliyor. Çalışmaya katılanların tümü haftada 300 dakikadan az egzersiz yapıyor ve haftada en az 3 gün diyet meşrubat içiyorlar.
İki gruba ayrılan topluluklara aynı egzersiz ve beslenme haritası çıkarılıyor ve uygulanmaya başlanılıyor. Haftada en az bir kez tartılmaları isteniliyor bu durumda. Su grubunda yer alanlardan günde en az 3bardak su içmeleri isteniliyor ancak meşrubat içmelerine izin verilmiyor. Yiyeceklerinde suni tatlandırıcı kullanmalarına müsaade ediliyor. Kahve ve çayı özellikle suni tatlandırıcı katılmamış şekilde tüketilmesi isteniliyor. Diğer gruptan da su tüketimleri sınırlanmadan günde en az 3 bardak diyet meşrubat (kola, buzlu çay, gazoz gibi) içmeleri isteniyor.
12 hafta sonundaki değerlendirilmede; meşrubat içenlerin 5.95 kilo, su içenlerin ise 4.09 kilo verdikleri sonucu ortaya çıkıyor. İnanılır gibi değil ama böyle. Tekrar tekrar okumanıza gerek yok, doğru yazdığımdan adım gibi eminim. Çalışmadan elde edilen bir diğer önemli sonuç ise meşrubat içen grupta yer alanlarda subjektif açlık hissinde daha fazla azalma olduğunun ortaya konulması oluyor.
Diyet meşrubat içenlerin %64’ ünün, su içenlerin ise %43’ ünün vücut ağırlıklarının en az %5’ ini kaybettikleri; göbek çevresi ve tansiyonun ise her iki grupta da azaldığı ortaya konuluyor. Meşrubat içenin de su içenin de tansiyonu düşüyor ama meşrubat tüketen grup daha fazla zayıflıyor.
Şimdi aklımıza şu soru geliyor:’’Zayıflamak için meşrubat mı içmeliyim?’’
Eğer bu soru aklınıza geliyorsa telaşlanmayınız çünkü doğru yoldasınız. Çalışmaya göre evet sonucu ortaya çıkıyor; tabi meşrubat içmenizi engelleyecek major bir sorununuz yoksa. Araştırmacılar bu neticeyi gazlı içeceklerin kilo verme programlarının önemli bir unsuru olabileceğini söylüyor. Bu sebeple zayıflama desteği olarak bile önerenler var. Bu çalışmanın, meşrubat içen grupta kilo kaybının fazla olmasının mekanizmasını ortaya koymadığını araştırmacılar özellikle vurguluyor.
Muhtemel sebepler ortaya konsa da kesin bir mekanizma şu an için belli değil. Çalışmanın ilerleyen dönemlerinde bu mekanizmayı da aydınlatması bekleniyor; bunun için biraz beklemek gerekecek. Mekanizması tam olarak ortaya konulamamış bilimsel bir bilginin gündelik yaşama uydurulması konusunda ciddi sorunların yaşanacağı herkes tarafından biliniyor. Bu durum, sonucun değişikliğini ortadan kaldırmaz; tam tersine dikkatleri üzerine yoğunlaştırır. Bahsettiğim araştırma endüstri sponsorluğunda gerçekleştiriliyor. Bunu da unutmamak gerekir.
Araştırmacılardan James Hill bakın çalışma hakkında neler söylüyor:
“Çalışmamız Amerikan Meşrubatçılar Birliği (American Beverage Association) tarafından desteklenmiştir ama araştırmanın ne metodu ne de analizi üzerine hiçbir tesirleri olmamıştır. Bu çalışmayı endüstrinin desteklemiş olması verilerle oynayacağımız manasına gelmez. Sponsorumuzu açıklamamız dürüstlüktür ve endişesi olanlar sonuçları dikkatle inceleyebilirler. Tüm çalışma hayatım boyunca özel sektörün daha fazla araştırma yapması için çalıştım.”
‘’Kapı gibi bir çalışmam var ve iddialı cümlelerimle hazırım; sorgulamanızı bekliyorum.’’ diyor adeta Hill.
Gelelim neticeye;
Bana kalırsa bu ayrılık pek uzun sürmeyecek gibi. Umarım bu süre zarfında su içen obez, meşrubat tüketen de cılız olmaz.
Referanslar:
1) http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/oby.20737/pdf
2)http://www.latimes.com/science/sciencenow/la-sci-sn-study-diet-soda-drinkers-lost-more-weight-than-water-drinkers-20140527-story.html
3)http://www.cbsnews.com/news/diet-soda-and-weight-loss-new-study-reignites-debate/
Stj. Dr. Mehmet GÜNATA
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi
www.mgunata.com
mehmetgunata@yandex.com
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?