En yaygın ürolojik kanserlerden biri olan mesane kanseri ağırlıklı olarak ileri yaş grubunun hastalığı gibi görülse de, erken yaşlarda da ortaya çıkabiliyor. Ancak, erken evrede konulan tanının ardından doğru tedavinin hayat kurtarıcı olması mesane kanserinde dikkat çekici noktayı oluşturuyor. Bununla birlikte, erken evrede tanı alıp tedavi edilen kişilerde dahi tekrarlama riski bulunması nedeniyle kanser hastalarının ömür boyu sıkı takip altında tutulmaları gerekiyor. Bu nedenle mesane kanserinin çok iyi tanınması ve işaretlerinin doğru okunması gerektiğini söyleyen Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Can Öbek, “Mesane Kanseri Farkındalık Ayı” dolayısıyla mesane kanseri hakkında bilinmesi gereken gerçekleri sıraladı.
Mesane kanserleri vakalarının yaklaşık yüzde 60’ı gelişmiş ülkelerde bulunuyor. Her iki cinsiyet açısından dünyada mesane kanserinin en sık görüldüğü ülkeler sıralamasında Türkiye 4. sırada yer alıyor. Sadece erkekler söz konusu olduğunda ise bu sıralamada 3. sıraya yükseliyor.
Araştırmalar devam etse de mesane kanserinin sebebi tam olarak bilinmiyor. Sadece bazı kimyasallara ya da sigara dumanına maruz kalınmasının mesane hücrelerinin yapısını bozarak kanserin oluşmasında etkili olduğu belirtiliyor. Kalıtımsal geçişin çok düşük olduğu görüldüğünden çevresel risk faktörlerinin gen mutasyonlarının gelişmesine neden olduğu düşünülüyor.
Mesane kanseri için yaş ve ailesel faktörler gibi değiştirilemez faktörler bulunsa da sigara değiştirilebilecek risk faktörlerinin başında geliyor. Kadınlarda ve erkeklerde görülen mesane kanserlerinin yaklaşık yarısından sorumlu tutulan sigara, mesane kanserini de yaklaşık 4 kat artırıyor.
Araştırmalar, boya, tekstil, deri gibi bazı kimyasallara maruziyet gerektiren sektörlerde çalışanların mesane kanseri açısından daha fazla risk altında olduklarını gösteriyor. Bunun yanında, ressamlar, saç boyalarına temasları nedeniyle kuaförler ve yakıt dumanına maruz kalmaları nedeniyle kamyon şoförleri de mesane kanseri açısından risk altında bulunuyor. Ayrıca bu meslek grubunda çalışanlar aynı zamanda sigara kullanıyorlarsa risk daha da artıyor.
Mesane kanserinin erken evrede tespit edilebilmesini sağlayan en önemli belirti idrarda kan görülmesi oluyor. Ancak, taş düşürme, idrar yolu iltihabı gibi pek çok hastalıkta da idrarda kan ortaya çıkabileceği için bazı hastalar tarafından önemsenmeyebiliyor. Mesane kanserinin ilk evrelerinde ağrı ya da farklı bir belirti gözlenmiyor. Bu nedenle özellikle orta ve ileri yaş grubunda olup sigara içen kişilerin idrarında kan görülmesi halinde tanı kesinleşene kadar mesane kanseri olarak değerlendirilmesi gerekiyor.
Kanser ileri evrelere ulaştığında ve vücudun diğer bölgelerine yayılmasıyla belirtiler de farklılaşıyor. Hastalarda idrar yapmada zorluk, iştah kaybı ve buna bağlı kilo verme, yorgunluk hissi, bel ve kemiklerde ağrı gibi şikayetler görülebiliyor. Ancak bu belirtiler de farklı hastalıklarda ortaya çıkabilen genel şikayetler oluyor ve kesin tanının konması için beklenmesi gerekiyor.
Medikal mikro robotların tedavide kullanılmasına sadece bir adım kaldı
Mesane tümörleri ortaya çıktığı bölgeye göre birbirinden farklı seyir izleyebiliyor. Tüm mesane kanserlerinin yüzde 30’unu oluşturan adale katmanlarındaki tümörlerde tedavinin gecikmemesi gerektiği için çok daha ciddi ele alınması gerekiyor. Bu vakalarda ilk 12 hafta içinde tedavi yapılmazsa hastanın yaşam süresi kısalıyor. Bu nedenle mesane kanserinde tanının zamanlaması hayati önem taşıyor.
Kanser şüphesi duyulan hastalarda kan ve idrar testlerinin yanı sıra, bilgisayarlı tomografi ve MR gibi görüntüleme yöntemlerinden yararlanılıyor. Ancak kesin tanı, idrar kesesinin endoskop yardımıyla incelendiği sistoskopi yöntemiyle konulabiliyor.
Verem aşısı mesane kanserinin tekrarlama riskini azaltılıyor
Her ne kadar mesane kanserinin yaş ya da cinsiyet gibi önlemez risk faktörlerine müdahale etmek mümkün olmasa da, değiştirilebilir risk faktörlerine karşı önlem alarak toplam riski azaltmak mümkün. Önlemlerin başında da sigaradan uzak kalmak geliyor. Aynı zamanda işyerinde kimyasallara maruziyetin azaltılması da koruma sağlıyor.
Mesane kanserleri geniş bir yelpazede değerlendiriliyor. Hastalığın mesane duvarındaki yerleşim derinliği (evre) ve hücrelerin çoğalma hızına göre bir kategori veriliyor. Her kategorinin yenileme ve ilerleme riskleri farklılık gösteriyor. Buna paralel olarak da, her kategoride farklı tedavi seçenekleri karşımıza çıkıyor. Mesanedeki tümörün kapalı ameliyatla temizlenmesinden sonra bazen yalnız takip, bazen mesane içine ilaç uygulamaları, bazen de mesanenin tamamen alınması ve bağırsaktan yeni bir mesane yapılması gündeme gelebiliyor. Bazı hastalarda mesane alınması öncesinde veya sonrasında kemoterapi tedavisine de başvuruluyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?