Ulusal Medikal ve Estetik kongresinin ikincisi 19-22 Ocak tarihleri arasında Antalya’da yapıldı. Medikal Estetik Derneği’nin (MESTDER) düzenlediği kongreye ilişkin düzenlenen basın toplantısına Kongre Başkanı ve MESTDER Başkanı Dr. Devrim Gürsoy, MESTDER Genel Sekreteri Dr. Ayşegül Girgin, Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Umut Topal, Dermatoloji Uzmanı Dr. Ali Şahan katıldı.
Türkiye’nin medikal estetik alanında sahip olduğu 4 fırsat bulunduğunu ve bu fırsatlara yoğunlaşabileceğini kaydeden Dr. Gürsoy, bu fırsatlara ilişkin görüşlerini şöyle sıraladı: “Birincisi, ülkemizin uygun coğrafi konumu tüm dünyadan bu alanda hizmet almak isteyen kişiler açısından en büyük cazibe merkezi olabilir. Medikal estetik Türkiye’nin en büyük sağlık turizmi kozu olabilir. İkincisi, Türkiye tüm dünyadan doktorların bu alanda eğitim alacağı bir merkez haline gelebilir.
Üçüncüsü, bu dernek çerçevesinde sağlık bakanlığının yetkilendirdiği plastik cerrah, dermatolog ve medikal estetik hekimlerin bir araya gelmesi, ilerleyen dönemde bu konuda öncü görev üstlenmesi şansını yaratacaktır. Dördüncü fırsatımız ise merdiven altı ile mücadele, medikal estetiğin Sağlık Bakanlığının ruhsatlandırdığı yasal alanlarda, yetkili hekimler tarafından hayata geçirilmesi alanın büyümesinde kaçınılmaz bir gerekliliktir.”
MESTDER Başkanı Dr. Devrim Gürsoy, bu fırsatların Türkiye’yi medikal estetiğin merkezi haline getirebileceğini vurgularken, bu süreci engelleyebilecek tehditler bulunduğunu ve bunlarla mücadele etmek gerektiğini kaydetti. “Merdiven altı” olarak adlandırılan, ruhsatsız işyerlerinde, sertifikasız kişilerce uygulama yapılmasının en önemli tehdit olduğunu belirten Dr. Gürsoy, sertifikasız kişilerin çalıştığı yerlerin, sertifikalı-ruhsatlı sağlık kuruluşlarının sayılarının 10 katı olduğunu belirtti.
Dr. Gürsoy, “ Merdiven altı denilen rastgele mecralarda bu uygulamaların yetkisiz kişiler tarafından yapılması kamu sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Dudağa dolgu yerine sanayi silikonu, bebe yağı sıkılması, botulinum toksin yerine at dopingi gibi maddelerin enjekte edilebilmesi gibi örnekler olayın vahametini göstermektedir. Sağlık turizmi açısından dünyanın önde gelen merkezlerinden olabilme fırsatı bu kadar yakınken merdiven altı uygulamaların yaygınlığı ve maalesef komplikasyonların artması ülkemiz aleyhine bir karşı propaganda malzemesi haline getirilmeye çalışılmaktadır” dedi.
Türkiye’nin estetik tıp eğitiminin odağı olabilecekken, uygun plan yapamama, hekimler arasındaki uyumsuzluk ve alan kavgasının bu gelişme potansiyelini tehdit ettiğini kaydeden Dr. Gürsoy, “Medikal estetik alanındaki eğitim, müfredat ve standardizasyon ve uluslararası platformlarda temsil amacıyla hekimlerin bir araya gelmediği müddetçe alanda kontrolsüz, yasadışı, yetkisiz ve hekim dışı uygulamalar sektördeki ağırlığını belki de kısa bir sürede yüzde 70-80 oranına çıkaracaktır” diye konuştu.
Dr. Devrim Gürsoy, medikal estetik uygulamalarının sertifikalı hekimler tarafından, sağlık kuruluşlarında verilmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu hatırlatarak, “uzman” ya da başka sıfatlar kullanılarak yasaya aykırı biçimde uygulamalar konusunda herkesin bilinçli olması ve sertifikalı hekimlerden hizmet alması gerektiğini kaydetti.
MESTDER Genel Sekreteri Dr. Ayşegül Girgin de ruhsatlı bir sağlık kuruluşu ve sertifikalı hekimlerin çalıştığı merkezlerde, ruhsatın görünür biçimde asılmasının zorunluluk olduğunu belirterek, bireylerin öncelikle bu ruhsatın olup-olmadığını kontrol edebileceğini, hekimlere de sertifikaları olup olmadığını sorabileceklerini belirtti. Dr. Girgin, hizmet alımı öncesinde bilgi toplamayı tavsiye ederek, “Bizim tavsiyemiz, öncelikle klinik ortamlarında bu tip hizmeti almaları ancak her klinikte de değil, bu iş için ruhsatlandırılmış ve bu iş için ruhsatlanıp yetkilendirilmiş hekimler tarafından alınmasını öneriyoruz” diye konuştu.
Dr. Devrim Gürsoy da uygulama yapabilecek kişilerin mevzuat olarak kesin çizgilerle belirlendiğini hatırlatarak, hekim olsa bile medikal estetik enjeksiyonları konusunda sertifikası olmayanların uygulama yapamayacağına dikkati çekti.
Dr. Devrim Gürsoy, “uzman” kelimesinin yanlış anlaşılmalara yol açabildiğini belirterek, ‘Medikal Estetik Uzmanı’ diye bir kavram, doğru değildir. Medikal estetik sertifikalı hekimler tarafından yapılır. Bu nedenle ‘Medikal Estetik Hekimi” tercih edilmelidir. Bu alanda çalışabilmek için Sağlık Bakanlığı’nın eğitimine katılmış hekimlerdir. Medikal estetik uzmanı adı altında hekim olmayan kişiler tarafından da bu unvan ya da bu etiketle bu işlemler yapılmaya çalışılıyor” dedi.
Dr. Devrim Gürsoy, MESTDER olarak ihbar hattı kurma kararı aldıklarını belirterek, sertifikasız ve ruhsatsız olarak faaliyet gösteren yerlerin Derneğe bildirilmesini istedi. Dr. Gürsoy, “Dernek avukatımız ve dernek kurullarımız kanalıyla böyle bir fikrimiz ve çabamız var. Bu konuyla ilgili de şöyle bir öneride bulunmak isterim; yapılan usulsüz bir uygulamaya dair bir hak iddia edebilmek için bu uygulamayı yaptırdığınıza dair elinizde birtakım veriler olması gerekiyor. Örneğin; fatura, görüntü, işlem kaydı gibi. Dernek ihbar hattından kişilerin şikayetlerini bizlerle paylaşmaları bizim bu konuda, takipçi olma isteğimiz konusunda işimizi kolaylaştıracaktır” diye konuştu.
Basın toplantısında, medikal estetik uygulamalarının “basit uygulamalar” olarak görüldüğünü oysa her tıbbi girişimin uygun olmayan kişi ve ortamlar söz konusu olduğunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiği hatırlatıldı. Dr. Ayşegül Girgin, bu konudaki bir soruya, “Güzellik ucuz bir şey değildir ve olmamalıdır. Özellikle ucuz olsun diye yapılan birçok tercih, sonrasında geri dönüşü olmayan çok pahalı sonuçlara neden oluyor. Organ kaybına, doku kaybına, yüzümüzde geri dönüşü olmayan izlere sebep olabiliyor. Ucuz olabilmek, doğru bir yola gitmek değildir. Daha pahalı bedeller ödememek için gerektiği bedeli ödemek gerekiyor” dedi.
Dr. Devrim Gürsoy da, “Alanın elektif (isteğe bağlı, tercih halinde) olması hafife alınmasını gerektirmiyor. Enjeksiyonla doku içerisine yapılan her müdahale, enfeksiyondan tutun da kalıcı doku kayıplarına, kişide genel bir sepsis yaratacak ve hatta belirli durumlarda hayatı tehdit edebileceğinin bilinmesi gerekir. İşlemlerin güzellik için yapılıyor olması, mecburi olmaması, bu işlemlerin daha az ciddi, daha hafife alınabilir ve rastgele yapılabilir işlemler olduğu algısını kesinlikle yaratmamalıdır” şeklinde konuştu.
Basın toplantısına katılan Dermatoloji Uzmanı Dr. Ali Şahan da alanın suistimale uygun olduğunun altını çizerek, hekimlerin kendi aralarında bilimsel olarak uygulama önceliğini tartışması sürerken iğneli ve lazerli yüz uygulamalarının doktor olmayan kişilerce yapıldığına şahit olduklarını belirterek, “Yüzünüzü ve vücudunuzu iğneler ve/veya lazerler ile canlandırmak ancak bir doktor tarafından yapılabilecek işlemlerdir.
Hatta bu alanda özel eğitim almış ve sağlık bakanlığınca uygulama yetkisi olan dermatoloji uzmanları, plastik cerrahlar ve medikal estetik hekimlere yüzünüzü teslim etmeniz en sağlıklı seçim olacaktır. Aksi takdirde yüzünüzde kalıcı izler ve fonksiyon kayıpları oluşabilir” dedi. Güzellik salonlarında yapılan lazer uygulamalarının çok kötü sonuçlar verebildiğini, onaylı olmayan cihazların kullanıldığına şahit olduklarını kaydeden Dr. Şahan, mağduriyetler oluştuğunu anlattı.
Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Umut Topal ise, estetik cerrahi ve medikal estetik uygulamalarında hekimlerin dahi uyması gereken etik kurallar bulunduğunu vurgulayarak, ehil olmayan kişilerce yapılan ameliyat ve medikal estetikler sonucu mağduriyetlerde artış gözlendiğini ifade etti. Dr. Umut Topal, “Suistimale açık konulardan biri de saç ekimidir.
İstanbul’da kaportacı dahil bir çok iş grubunda insanlar saç ekimi yapıyor. Oysa saç ekimi bir ameliyattır ve bu ekim sonrasında veya ekim esnasında oluşabilecek bir cerrahi komplikasyona bağlı hasta ölümleri bile meydana gelebilir. Hastalarımız ve ilgili kişilere kesinlikle bunları bir cerrahın veya bir medikal estetik uzmanının yapması gerektiğini belirtmek gerekiyor. Bu konuda titiz ve özen gösterirlerse mutlu olacaklarını ve sonuçlardan memnun kalacaklarını düşünmekteyiz” dedi.
Basın toplantısında kongre bilimsel içeriğine ilişkin değerlendirmeler de yapıldı. MESTDER Genel Sekreteri ve Medikal Estetik Hekimi Dr. Ayşegül Girgin, 5’i yabancı 71 konuşmacı ile 18 panel, 3 uydu sempozyumu yapıldığını söyledi. Dr. Girgin, güncel sorunların değerlendirildiği bir beyin fırtınası oturumu ile 5 ayrı kursun organize edildiğini kaydetti. Dr. Girgin, medikal estetiğin multidisipliner bir branş olduğunu hatırlatarak, bu nedenle kongre kapsamında estetik jinekoloji, damar tedavileri ve fleboloji, saç tedavileri, beslenme, kilo kontrolü, sağlıklı yaşam ve antiaging yönetimi için bize rehberlik eden yeni laboratuvar tetkikleri ve kök hücre, DNA tamiri genomik kararlılık konularının da kongrede yer bulduğunu anlattı.
Dr. Girgin, iğneli müdahalelerden çekinen hastalar için iğnesiz cilt yenileme ürün ve yöntemleri ile daha önce sadece cerrahi olarak çözülebilen göz altı torbalarına yönelik cerrahi olmayan tekniklerin de tartışıldığını belirtti. Dr. Girgin, ortalama yaşam süresinin uzaması nedeniyle cerrahi çözümlerin olabildiğince ileri yaşlara atılması konusunda genel bir eğilim bulunduğunu da hatırlattı.
Dr. Ayşegül Girgin, bir soru üzerine medikal estetik uygulama alanlarında teknolojinin gelişmesiyle mevcut teknik ve uygulamaların daha iyi ve daha az riskli hale geldiğini belirterek, vitamin içeriklerinin gelişmesi, lazer kalitelerinin artması gibi çok sayıda gelişmenin peşi sıra geldiğini belirtti.
Medikal Estetik Tıp Derneği, son dönemde ilginin arttığı medikal estetik uygulamalarına yönelik kötün niyetli kişilerin hastaları mağdur ettiğini açıkladı. Bir ihbar hattı kurulduğunu açıklayan Dernek, yasal olarak medikal estetik uygulamalarının sertifika sahibi hekimlerce ve yalnızca sağlık kuruluşlarında yapılabildiğini hatırlattı: Medikal estetik uygulama sertifikasına sahip olmayan doktorlar, hatta hekim bile olmayan kişilerce donanımı uygun olmayan yerlerde uygulanmaktadır. Kuaför, güzellik uzmanı ya da estetisyenlerin tıbbi işlem olarak nitelendirilen bu tür uygulamaları yapmasına kanunen izin verilmemektedir. Güzellik salonları ve merkezleriyle kuaförler, bu tür tıbbi işlemlerin yapılamayacağı yerler arasındadır.
Medikal Estetik Tıp Derneği olarak, tüm halkımıza, estetik ve güzellik uygulamalarının insan sağlığı bakımından son derece önemli sonuçlar doğurabileceği, bu sebeple de konuyla ilgili yetkili kamu otoritesi olan Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiş fiziki koşulları sağlayan uygun ortamlarda ve konuyla ilgili sertifika sahibi hekimler ve/veya uzman tabipler tarafından yapılması gerektiğini, bu koşulların sağlanmadığı yerlerde, tecrübesi ne olursa olsun sertifika sahibi hekim veya uzman tabip olmayan kişilerce yapılan müdahalelerin çok ciddi sağlık riskleri taşıdığını önemle hatırlatmak isteriz. Sağlığınızı tehlikeye atmayın. Sağlık kuruluşu olmayan yerlerde ve/veya sertifikasız kişilerce bu uygulamaların yapıldığı görüldüğünde Dernek iletişim kanallarına veya 0 543 266 63 78 numarasıyla Whatsapp üzerinden bildirilebilir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?