4. Dünya Kalp Yetersizliği Kongresi’nden notlar
Yirmi iki ülkenin katıldığı 4. Dünya Kalp Yetersizliği kongresinde kalp yetersizliği (KY) alanındaki son gelişmelerin yanı sıra katılan ülkelerin güncel epidemiyolojik ve hasta kayıt verileri sunuldu. Kongre konuları kapsamında kalp yetersizliğindeki yeni ümit vaat eden ilaçların (LCZ696, Guanylatesiklaz inhibitörleri, Serelaksin, BAY 94-8862, Tolvaptan ve Omecamtivmecarbil) güncel klinik sonuçları sunuldu.
WHFS’nin kurucusu Prof. W. Remme, 65 yaş üzeri kişilerde kalp yetersizliğinin önemli bir hastaneye yatış nedeni olduğunu ve 1979’dan 2005 yılına kadar USA’da bu oranın %300 kadar arttığını bildirirken kalp yetersizliği hastalarının 5 yıllık hayatta kalma oranının %35 ve genel popülasyonda ani kardiyak ölümün 6-9 kat daha fazla olduğunu anlattı.
Çeşitli ülkelerin epidemiyolojik verilerinin paylaşıldığı oturumlarda Kore’den Prof.Oh B, “KorAHFregistry” kapsamında yaş ortalamaları 69±15 olan 5,627 kalp yetersizliği hastasının 90 günlük mortalitesini %4.7, re-hospitalizasyonu %13.8 veortalama hastaneye yatış süresini ise 9 gün olarak bildirdi. Diğer ülkelerden farklı olarak hastaneye yatış sırasındaki kan basıncınındaha düşük ve hipertansiyona bağlı yatışlarının daha az olduğu vurgulandı. Dr. Abel Makubi ise Tanzanya’da KY hastalarının diğer ülkelere göre daha genç (55±7 yıl) ve mortalitenin 100 kişi/yıl olarak %22.4 oranında olduğunu açıkladı. Hindistan’dan sunulan bir diğer çalışmada kalp yetersizliğine bağlı hastaneye yatış süresinin 7±4 gün, 30 günlük re-hospitalizasyonun %11.2 ve 21 aylık mortalitenin %11.2 oranında olduğu bildirildi. Nijerya’da ise 6 aylık re-hospitalizasyon ve mortalite oranları sırayla %12 ve %4.2 olarak rapor edildi.
Prof. Dr. Cheuk-man (Honk-Kong)son dönem kalp yetersizliği tedavisindeki destek cihazların öneminin yanı sıra yeni bir tedavi seçeneği olan Cardiac Contractility Modulation (CCM)‘a ilişkin deneyimlerini paylaştı. Bu yöntemle kardiyak siklusun geç sistolik fazında büyük bifazik enerji salınımıyla miyokardın intrensekkontraktilite gücünün arttırılabileceği savunuldu.
Japonya’dan Prof. M Hori, kanser tedavisinde kullanılan ilaçların olası kardiyotoksik etkileri açısından hastaların kardiyologlar tarafından da yakından takip edilmeleri gerektiğini vurguladı. Prof. Remme ayrıca bir non-steroid MR antagonisti olan BAY 94-8862’nin sol ventrikül fonksiyonları korunmuş ve orta düzeyde böbrek yetmezliği olan hastalarda, ARTS çalışmasının verilerine dayanarak spironolakton kadar etkili ve daha az hiperkalemi ve böbrek fonksiyonlarını etkilediğini anlattı.
Birleşik Arap Emirliklerinden Dr. Suhail Al-Salam, kalp yetersizliği hastaların prognozunun değerlendirmesinde tek bir biyomarkerin yeterli duyarlılık ve özgüllüğe sahip olmadığı için birden fazla belirtecin kullanılmasını önerdi.
Kalp yetersizliği hastalarında polifarmasinin önemli bir sorun olduğu ve günlük 6-11 ilaç alma zorunluğununilaç etkileşimleri ve hasta uyumunu olumsuz etkilediği Avusturalya’dan Dr. Ingrid Hopper tarafından ele alındı. Bu popülasyonda hangi ilaçları kesebiliriz? sorusuna ise Dr. Hopper, KAH olmayan hastalarda aspirin ve statin olarak yanıt verdi.
Dr. Zoghi kongrede yeni inotropik ajanları ve ultrafiltrasyon konularını ele alırken aşağıdaki konulara değindi: Akut kalp yetersizliğinin tedavisinde umut vaat eden ilaçlar olmakla birlikte henüz mortaliteyi azaltacak bir inotropik ajanın bulunmadığı, akut kalp yetersizliğini akut koroner sendromlarile kıyaslamanın yanlış beklentilere yol açabileceği, akut kalp yetersizliği popülasyonun ancak %10’unun tedavisinde bir İV. pozitifinotropik ajana gereksinim duyulduğu, sistolik kan basıncına göre tedavi yaklaşımının değerlendirilmesi ve KY hastalarında mutlaka altta yatan etiyolojik nedeninin araştırılması gerektiği yanı sıra hipervolemik durumlarda en iyi ultrafiltratın halen loopdiüretikleri olduğu,ultrafiltasyon yöntemine ancak tedaviye dirençli olgularda başvurulması.
Dünya Kalp Yetersizliği’nin 5. Kongresinin ise 2016 yılının sonunda Çin’de yapılacağı duyuruldu.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?